1930'larda Uludağ'da "ski" keyfi!
Antik dönemde Olympos adı verilen, Roma İmparatorluğu'nun Hıristiyanlığı kabul etmesiyle bölgedeki manastırların yoğunluğu nedeniyle Osmanlı döneminde "Keşiş Dağı" olarak anılan dağın adı Cumhuriyet'in ilanından iki yıl sonra 1925'te Uludağ olarak değiştirildi.
Haberin Devamı
/

Antik dönemde Olympos adı verilen, Roma İmparatorluğu'nun Hıristiyanlığı kabul etmesiyle bölgedeki manastırların yoğunluğu nedeniyle Osmanlı döneminde "Keşiş Dağı" olarak anılan dağın adı Cumhuriyet'in ilanından iki yıl sonra 1925'te Uludağ olarak değiştirildi. (Hazırlayan: Serdar Korucu / cnnturk.com)
/

Uludağ genç cumhuriyetin önemli tatil merkezlerinden biriydi. Öyle ki Mustafa Kemal de Ankara'dan İstanbul'a geçerken Bursa'da Uludağ Oteli'nde konaklıyordu.
Haberin Devamı
/

Dönemin gazetelerinin ifadesiyle geçmişte "kutuplar gibi meçhul ve esrarengiz bir yer zannedilen" Uludağ, 1930'larda bölgedeki turizm yatırımlarıyla "Türkiye'nin İsviçre'si" diye anılmaya başlıyordu.
/

Uludağ'da en önemli aktivitelerinden biriyse "kayak"tı. Ancak o dönem "kayak" için İngilizce'den doğrudan alınan kelimeyle "ski" ifadesi kullanılıyor, bazen de yanlış kullanımla "sky" olarak basında yer alıyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Bölgede düzenlenen "ski müsabakaları" büyük ilgi görüyordu. Bu yarışlara hem İstanbul hem Ankara'dan katılım büyüktü.
/

Uludağ'a kamuoyunun ilgisini artırmak için gazeteciler de "basın turu"na çıkartılıyordu. Dönemin gazetelerinde valilerle gazetecilerin fotoğrafları yer alıyor, "kış tatili" tanıtılıyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Sadece gazeteciler için değil, toplumun farklı kesimleri için de Uludağ'a turlar düzenleniyordu. Bunlar arasında Gülhane doktorları da vardı.
/

Uludağ'a sadece yerli turistlerin ilgisini çekmiyordu. Türkiye'ye gelen yabancı turistlerin de uğrak yerlerinden biri haline geliyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Kış turizminin gelişmesiyle Uludağ yazları da tercih edilir hale geliyordu. Yaz aylarında da çeşitli illerden gelenler Uludağ'ı tatil seçenekleri arasında görüyordu.
/

Uludağ'da tatil 1930'ların şehir hayatının önemli öğelerindendi. Gruplar halinde tatile gidiliyor, en şık kıyafetler giyiliyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

1930'larda da İstanbul'da kar yağışı hayatı durdururken Uludağ'da sezonun açılmasını sağlıyordu. Bol yağılşın olduğu dönemlerde turist sayısı artıyordu.
/

Kış sporlarının halk arasında yaygınlaşmasıyla yeni tesisler de açılıyordu. Otele gelen turistler kahvaltı için farklı yerleri tercih edebiliyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Kayak sporu yani dönemin gazetelerinin kullandığı adıyla "ski" yaygınlaştıkça kayak takımlarının reklamları gazetelerde yer almaya başlıyordu.
/

Kayakla Uludağ'a çıkan gruplar kendi aralarında müsabakalar düzenliyordu. Ancak turist yoğunluğu fazla olmadığı için o kaza haberleri gündeme gelmiyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Uludağ'da en büyük riskse zirveye tırmanmaktı. Dağcılık kulübü ile zirveye çıkanlar dönüşte zorlu yolculuk hikayelerini anlatıyordu.
/

Zirveye çıkanlar arasında gazeteciler de bulunuyordu. Bursa muhabirlerinin yaptıkları seyahatler gazete sütunlarında yer alıyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Zorlu şartlar altında zirveye çıkan bir gazeteci dönüşünde şöyle diyordu: "Otele döndüğümüz zaman muhakkak bir ölümden kurtulduğumuz için yeniden dünyaya gelmiş gibiydik"
/

Zirveye çıkanlarsa dağda fotoğraf çektiriyordu. Özellikle İstanbul ve Ankaralıların ilgi gösterdiği bu turların sonunda "İstanbul'a selam" gönderiliyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Kafileler 100'ün üzerinde kişiden oluşuyor, erkekler kadar kadınlar da grupların içinde yer alıyordu. Zorlu yolculuk Dağcılık Kulübü'nün denetiminde gerçekleşiyordu.
/

Okullar öğrencilerini yaz tatilinde de Uludağ'a götürüyordu. Ancak yine de turist yoğunluğu kış aylarında artıyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Kışın Uludağ'a gidenler arasında kayak müsabakalarına katılanlar çoğunluktaydı. Bu müsabakalar yıllar geçtikçe profesyonelleşiyordu.
/

1934 yılında Bursa Dağ Sporları kulübünün istatistiğine göre bir sezonda Uludağ'a çıkanların sayısı 6500'ü geçiyordu. Bunun üzerine bölgede yeni tesisler açılıyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Dönemin gazeteleri kış sporlarına kadınların katılımının altını çiziyordu: "Dağcılığa karşı burada gittikçe rağbet artmaktadır. Bilhassa kadınlar arasında kış sporlarına ilgi uyanmıştır. Şimdiden birçok kadın kulübe aza almaya başlamıştır"
/

"Çocuklara kayakla nasıl kayıldığını tarif ettim, gösterdim. Bir tarifle sanki kırk yıllık kayakçı imişler gibi hepsi de aşağı yukarı bu işi beceriverdiler. Türk kızındaki bu yüksek kabiliyeti görüp takdir eden ve hatta alkışlayan ecnebiler de vardı"