15 Temmuz'dan sonra FETÖ bilançosu

15 Temmuz darbe girişiminin ertesi günü FETÖ ile mücadele başladı. FETÖ ile bağlantısı bulunan çok sayıda kişi hakkında işlem başlatıldı, gözaltı kararı verildi, binlerce isim tutuklandı. İşte yargının FETÖyle mücadelesi15 Temmuzdan bu yana devam eden FETÖ operasyonlarına dair en son bilanço 14 Haziranda açıklandı. Verilere göre; Şu an FETÖden tutuklu sayısı 50 bin 402, hakkında işlem yapılan şüpheli sayısı toplam 161 bin 752. 168 bin 801 kişi hakkında adli işlem yapıldı, 50 bin 402 kişi tutuklandı, 48 bin 371 kişi adli kontrolle serbest, 433 kişi adli kontrol olmaksızın serbest,4 bin 264 kişi hakkında işlem yapılmadan kollukta serbest, 8 bin 69 kişi hakkında yakalama kararı var. 2 bin 431 hâkim ve savcı, 104 Yargıtay, 41 Danıştay, 2 AYM, 3 HSYK üyesi, 167si general, 6bin 982 asker, 8 bin 816 polis, 23 vali, 72 vali yardımcısı, 112 kaymakam, 31550 sivil ve memur var. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ mensuplarına yönelik neredeyse 81 ilde çok sayıda operasyon düzenlendi, binlerce şüpheli gözaltına alındı. Türkiye genelinde Cumhuriyet başsavcılıklarınca darbe girişimine ve FETÖye yönelik 10 bin 165 soruşturma başlatıldı. Şubat 2017de FETÖye yönelik toplam 1235 dava açılmıştı. Fetullah Gülen, Fetullahçı Terör Örgütünün elebaşı olarak tüm iddianamelerde yer aldı. Davalarda en önemli suçlamalar, 'anayasal düzeni bozmaya teşebbüs', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs' olarak yer aldı. FETÖ üyelerine yönelik çatı/ana davası kapsamında 73 sanıklı dava 21 Kasım 2017de Ankarada görülmeye başlandı. Aralarında Fetullah Gülen, Hidayet Karaca, Ekrem Dumanlı, Mehmet Hanefi Sözen, Hamdi Akın İpek'in de bulunduğu 7'si tutuklu 73 şüphelinin, Anayasayı ihlale teşebbüs etmek ve hükümeti yıkmaya teşebbüs etmek suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yanı sıra silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, siyasi ve askeri casusluk, hukuka aykırı olarak kişisel verileri ele geçirmek, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, nitelikli dolandırıcılık, zimmet, terör örgütü faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik ve suç gelirlerini aklamak suçlarından 132 yıl 1'er aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları istendi. FETÖ çatı iddianamesinde, örgütün, devlet kurumlarını ele geçirmek, anayasal düzeni yıkarak yerine otoriter, totaliter bir cemaat oligarşisi/zümre hakimiyetine dayanan devlet düzeni kurmak ve hükümeti devirmeye teşebbüs etmek suçlarına ulaşmak için kurulduğu ifade edildi. İfade veren sanıklar suçlamaları kesin bir dille reddetti. Yurtta Sulh Konseyi ismini Türkiye ilk kez 15 Temmuz gecesi TRT ekranlarında Tijen Karaş'ın okuduğu darbe bildirisi ile duydu. Yurtta Sulh Konseyi 65. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı askeri darbe girişiminde bulunan cuntaydı. Yani darbe girişimi başarılı olsaydı, devleti bu isimler ele geçirecekti. Fakat bu isimler 22 Mayıs 2017de mahkeme salonundaydılar. Davanın 221 sanığı vardı. Darbe girişiminin bu en önemli davasında Fetullah Gülen yine ilk şüpheli olarak iddianamede yerini aldı. Sanıklara yöneltilen suçlamalar içinde anayasayı ihlal, cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütü yönetmek ve üyesi olmak, Cumhurbaşkanına suikast, 250 vatandaşı öldürme, 2 bin 735 vatandaşı öldürmeye teşebbüs ve üst düzey komutan ve devlet yöneticilerinin hürriyetini sınırlama gibi suçlar yer aldı. Davanın 2 bin sayfayı aşan iddianamesinde, 15 Temmuz gecesi TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri) içerisinde örgütlenmiş hain FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) mensupları tarafından demokratik anayasal düzen, cebir ve şiddet kullanılarak ortadan kaldırılma teşebbüsünde bulunulduğu, 8 binden fazla askeri personel, 35 uçak, 37 helikopter, 74 tank, 246 zırhlı araç ve 4 bine yakın hafif silahın kullanıldığı, mili irade hedef seçilerek, başta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve TBMM olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti devletinin demokratik değerleri ve kurumlarına ait binalar bombalanarak ülkenin teslim alınmaya çalışıldığı öne sürüldü. Eski Yüksek Askeri Şura üyesi Akın Öztürk, eski Genelkurmay Personel Daire Başkanı Mehmet Partigöç, eski Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Mehmet Dişli, eski Cumhurbaşkanı Başyaveri Ali Yazıcı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın eski emir subayı Levent Türkkan ve eski Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü görevlisi Muhammet Uslu da sanıklar arasında yer alıyor. Olay gecesi öldürülen Semih Terzi dışındaki ´Yurtta Sulh Konseyi´ üyeleri için 2 bin 988´er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi.Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili hazırlanan Genelkurmay çatı iddianamesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Mağdur-müşteki, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ise Mağdur olarak yer aldı. Kuşkusuz bu davanın en önemli ismi Akın Öztürktü. Eski Yüksek Askeri Şura üyesi ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı olan Öztürk, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi.Öztürk mahkemede şöyle konuştu: Yüce milletim, beni yetiştiren komutanlarım ve silah arkadaşlarım iyi bilsin ki bu hain darbe girişimine hiçbir katkım, hatta haberim bile yoktur. Ben bu rütbe ve yaşa gelmiş bir asker olarak silah arkadaşlarıma, vatandaşlarıma silah doğrultacak biri değilim. Bu hain darbe girişimiyle hiçbir ilgim ve alakam yoktur. Aynı şekilde acılarını paylaşıyorum. 46 yıllık hayatım boyunca çok sık olarak ölümle burun buruna geldim. Keşke ölseydim de bu şekilde yargılanmasaydım. İçim çok acımaktadır. 15 Temmuz gecesi kalkışılan darbe girişimi ile ülkemiz ve milletimiz bir travma yaşamıştır. Aynı davada yargılanan bir diğer önemli isim ise eski Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Mehmet Dişliydi. Mehmet Dişli, AK Parti Milletvekili Şaban Dişlinin kardeşi. Mehmet Dişlinin darbe gecesi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akarı odasında derdest eden ekibin içinde yer aldığı iddia edilmişti. Dişli bu iddiayı reddetti. Mahkemede, Hulusi Akar yıllarca birlikte çalıştığım bir komutandır. O anki durumu en iyi kendisi bilmektedir. Yaşadığı travmatik ortam nedeniyle beni yanlış anlamış olabilir diye konuştu. 15 Temmuz darbe gecesinin kahramanı Astsubay Ömer Halisdemirdi. Halisdemir, Ankara Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen cuntacı General Semih Terzi'yi vurarak darbe girişiminin seyrini değiştiren isimdi.Ömer Halisdemir davası Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde 21 Şubat 2017de görülmeye başlandı. Davada, 18 sanıktan 17'si hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs ve nitelikli kasten öldürme suçlarından dörder kez, sanık Mihrali Atmaca hakkında da 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ayrıca, bütün sanıklar hakkında silahlı terör örgütü üyeliğinden 7.5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi. 15 Temmuzdan sonra en çok duyduğumuz isimlerden biri Adil Öksüzdü. FETÖnün hava kuvvetleri imamı olduğu iddia edilen ve halen aranan Adil Öksüzün yargılandığı Sakarya FETÖ/PYD davası 3 Nisan 2017de Sakaryada görülmeye başlandı. Sakarya Valiliği'ni işgal eden 121'i tutuklu 196 asker ve 2 sivil ilk kez hâkim karşısına çıktı. Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı, başsavcı vekili ve 5 savcı tarafından hazırlanan ve Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 1353 sayfalık iddianamede, TCK'nın anayasayı ihlâl suçunu düzenleyen 309 ile kasten öldürme suçunu düzenleyen 81 ve 35. maddeleri uyarınca, firari sanıklar Fethullah Gülen ve Adil Öksüz ile meslekten ihraç edilen eski 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun, Kurmay Albay Bahri Gürhan, Sakarya İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay İlhan Aysan, Albay Ahmet Üzer, Yüzbaşı Yavuz Soyer, Binbaşı Ali Şahin, Üsteğmen Kayhan Demir, Yarbay İsmail Öcal hakkında birer kez ağırlaştırılmış müebbet, 190 yıl 6 aydan 319 yıla kadar hapis ve 149 şüpheli hakkında ise birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 185 yıl 6'şar aydan 314'ar yıla kadar hapis cezası istendi. Adil Öksüzün darbe girişimi gecesi Akıncı Üssünde yakalanması ve ifadesinin ardından bırakılmasıyla ilgili de dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, FETÖ'nün darbe girişiminin kilit isimlerinden firari Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasıyla ilgili 13'ü asker, 14'ü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve biri Başbakanlık müşaviri 28 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame tamamlanarak mahkemeye gönderildi. Öksüzü o gece serbest bırakan eski hâkim Çetin Sönmez de itirafçı oldu, Adil Öksüz'ün darbe teşebbüsüne iştirakinden kesinlikle haberdar değildim. Ben Adil Öksüz dosyasını incelerken şüpheli hakkında bir önceki hâkim tarafından adli kontrolle yurtdışı çıkış yasağı konulduğu için yeni bir koruma tedbiri ve bu kapsamda tutuklamaya ihtiyaç duymadım. Ancak kesinlikle terör örgütüne destek amacıyla bu kararı vermedim diye konuştu. 15 Temmuz günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmariste ailesiyle birlikte tatildeydi. Darbeciler, Erdoğanın kaldığı oteli de bastılar, hem karadan hem helikopterlerle otele ateş açtılar. Fakat o sırada Erdoğan ile ailesi artık uçaktaydı Cumhurbaşkanına suikast hazırlayan bu 47 kişilik tim 3 eksikle (3 firari) 23 Şubat 2017de ilk kez hâkim karşısına çıktı. Bu davanın en önemli sanığı, Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında örgütün üs imamı olarak anılan Paşa lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzuydu. Kuzu, darbe girişiminin ardından saklandığı Çetibeli bölgesinde bir menfez içinde bulunmuştu. Bu yüzden artık Menfez paşası olarak da anılıyor. Yakalandığında FETÖ üyesi olduğunu söyleyen Kuzu, mahkeme heyeti karşısında ise FETÖ'ye üye değilim, hiçbir zaman olmadım. İfadelerimde belirttiğim zaman ve şahısların yüzde 99'u hayali. Üzerimdeki baskı nedeniyle böyle bir senaryo kurdum ifadelerini kullandı.Sorgusunda tehdit ve şantaja uğradığını, bu nedenle FETÖ'cü olduğu yönünde ifade verdiğini öne süren Kuzu, Çiğli imamı değilim dedi. 2012 yılından itibaren kendisiyle ilgili, paralelci şakalarının yapıldığını ve şimdi bunun gerçeğe dönüştüğünü söyledi. Kuzu, asla Cumhurbaşkanına karşı olmadığını ve Marmaristeki o otelde Cumhurbaşkanının kaldığını bilmediğini söyledi. Savcı, aralarında suikast girişimini planlamak ve yönetmekle suçlanan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında FETÖ'nün üs imamı olarak anılan Paşa lakaplı eski Başçavuş Zekeriya Kuzu, operasyona katılan Özel Kuvvetler ekibine liderlik eden eski Binbaşı Şükrü Seymen ve Muhabere Arama Kurtarma (MAK) timini yöneten eski Binbaşı Taner Berber'in de bulunduğu 44 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini talep etti. 15 Temmuz darbe girişiminin ikinci ayağı Malatya 2'nci Ordu Komutanlığıydı. TBMMnin bombalanması emri buradan verilmişti.2. Orduya bağlı 7. Jet Ana Üssünden silahlı 8 savaş uçağı ile 2 Atak helikopterinin havalanması emri verilmişti. Uçaklar havalanamadı ancak milli savaş helikopteri Atak'lar havalandı birisi arızalandı diğeri ise Meclisi vurdu. Malatyada görülen 15 Temmuz davasında 76 sanık yargılanıyor. Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz ve Başsavcı vekili Mehmet Badem tarafından hazırlanan, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 165 sayfalık iddianamede, dönemin 2. Ordu Komutanı Huduti, bir numaralı şüpheli olarak yer aldı.İddianamede, sanıkların, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek, cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'yi görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve FETÖ üyesi olmak suçundan da 15'er yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Adem Huduti ise suçlamaları kabul etmedi. 15 Temmuzu oğlundan öğrendiğini söyleyen Huduti, İddianamede terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorum. Hayatımın hiçbir safhasında FETÖ ile ilgili hiçbir faaliyetim olmadı. Yaşam biçimim gereği bana uyuşmaz. Abisini, ablasını hiç kimseyi bilmem. Dershanelerini, bankalarını kullanmadım, bilgisayar ve cep telefonlarına yüklenen o programları bilmem. Hiçbir dönemde himmet parası vermedim. Eşim ve oğlum da benim gibi hayatlarının hiçbir safhasında bu terör örgütleriyle irtibatlı ve ilişkili olmamıştır. İddianamede terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorum. Ben 43 yıl memleketime hizmet ettim. Askerlik onuruna uygun olarak çalıştım. Yaşantım boyunca anayasa ve kanunlara uygun ve şeffaf bir yaşam sürdüm. Yüksek Askeri Şura'da yeni görevim belirlenerek, 1 yıl sonra da emekli olacaktım. Dolayısıyla fikirlerimin uyuşmadığı ve katılmadığım bir örgüt adına neden suç işleyeceğim? O nedenle bu örgüte neden yardım edeceğimi bir türlü anlayamadım. İddianamede dosya içinde tüm incelememe rağmen FETÖ terör örgütüne yardım ettiğime dair tek maddi delile ulaşılamadı diye konuştu. FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul'daki eylemleri organize eden ve Yurtta Sulh Konseyinin İstanbul yapılanmasını oluşturduğu iddia edilen 6'sı general, 17'si kurmay subay 23 askerin yargılaması davası Mayıs 2017de Silivride görülmeye başlandı.İstanbul'daki darbe girişimi gecesinde yaşanan olaylar 3 ana gruba ayrıldı. Avrupa Yakası A ve B bölgesi Anadolu Yakası ise C bölgesi adı altında toplandı. İddianamede Anadolu Yakası'ndaki diğer dosyalar hatırlatıldı.15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Moda Deniz Kulübü baskını, Çengelköy ve Acıbadem'de yaşanan çatışmalar C bölgesi soruşturmaları içinde... İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan iddianamede 1 numaralı şüpheli olarak FETÖ elabaşısı Fetullah Gülen gösterildi. Gülen ile birlikte 11 sanık, İstanbulda 89 kişinin şehit edilmesinden sorumlu tutuldu.Darbeci askerler için 3er kezden 92şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. İstanbuldaki ana davanın haricinde FETÖye yönelik 650 dava açıldı. Bu davaların en önemlilerinden biri ise kuşkusuz TRT davası. Çünkü o gece insanlar ne oluyor diye birbirine sorarken TRT spikeri Tijen Karakaşın darbe bildirisini okumasıyla olay netlik kazandı. Aslında bu durum Türkiye darbeler tarihinde de bir ilkti. Şimdiye kadar hükümete darbe yapan bütün askerler, bildirileri kendileri okumayı tercih etmişti. Ama bu kez bildiri o an yayında olan spikere zorla okutulmuştu. Ankara Başsavcılığı, 15 Temmuzdaki kalkışma sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığında görevli FETÖcülerin eylemlerine ilişkin iddianamesini 8 Mayıs 2017de tamamladı. İddianamede, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski Başyaveri Ali Yazıcı ile diğer 3 eski başyaverin yanı sıra, Muhafız Alayı eski komutanları Tanju Poshor ve Muhsin Kutsi Barış'ın da aralarında bulunduğu 534 şüpheli hakkında 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile çeşitli hapis cezaları istendi. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde TRT'nin Harbiye'deki binasının işgal edilmesi ve sonrasında çıkan olaylarda 3 kişinin ölümü ile 50 kişinin yaralanmasına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda 7'si rütbeli 32 asker hakkında iddianame 4 Mayıs 2017de hazırlandı.Cumhuriyet Savcısı Orhan Aydın tarafından hazırlanan 383 sayfalık iddianamede, FETÖ'nün kuruluşu, yapısı, örgütlenmesi, eylemleri anlatılırken, Harbiye'deki TRT binasının işgali ve sonrasında vatandaşların yaptığı protestolarda Fahrettin Yavuz, Murat Demirci ve Jaoad Merroune'nin şehit edildiği, 50 kişinin de yaralandığı anımsatıldı.İddianamede, 7'si rütbeli olmak üzere 24'ü tutuklu 32 askerin cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme, cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ile farklı oranlarda hapis cezalarına çarptırılması istendi. 15 Temmuz gecesi yaşanan olaylardan en önemlisi hiç kuşkusuz, Cumhurbaşkanı Erdoğanın facetime aracılığı ile CNN TÜRK ekranlarından halka seslenmeseydi. Bu sesleniş, halkın sokağa çıkmasına ve darbeyi bastırmasına neden oldu. Darbeci askerler ise Cumhurbaşkanı Erdoğanın konuşmasından çok kısa bir süre sonra Doğan Medya Centeri işgal etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu eski yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya, Mehmet Akif Aslan ile astsubaylar Muhammet Orhan Kaya, Muhammet Çınar ve 14 er sanık, şehit edilen Vedat Barceğci maktul, olaylarda yaralanan 4 kişi ise mağdur olarak yer aldı. Doğan TV, Doğan Müzik Yapım, Hürriyet Radyo, D Yapım Reklamcılık ve Dağıtım, Doğan Uydu Haberleşme Hizmetleri'nin de arasında bulunduğu 21 kurum ve kişi ise müşteki sıfatıyla yer aldı. İddianamede, sanıkların cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs, cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 5'er yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Süleyman Ahmet Kaya'nın, Vedat Barceğci'nin ölümü nedeniyle kasten öldürme suçundan müebbet ile silahla tehdit, 9 kez uygulanmak üzere kasten öldürmeye teşebbüs, basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi suçlarından 125 yıldan 215 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. İddianamede, sanık Mehmet Akif Aslan'ın silahla tehdit, iki kez uygulanmak üzere kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından 12 yıldan 39 yıla kadar, sanık Erdal Şeker'in silahla tehdit ve basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi suçlarından 4 yıldan 12,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları öngörüldü. FETÖ'nün darbe girişiminde, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün kapatılması sırasında çıkan olaylarda 3 kişinin ölümü, 49 kişinin de yaralanmasıyla ilgili 61 şüpheli hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve hapis cezası talebiyle iddianame hazırlandı. Kamuoyunda en çok ilgi çeken dava, FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin olan davaydı. Çünkü burada adı geçen isimler gazeteci, televizyoncu ve yazarlardı. Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Ahmet Altan, Ekrem Dumanlı, Murat Aksoy, Atilla Taş gibi isimler bu davada yargılanıyor. Bu isimler silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanıyor. Ben kâinat imamı denen bir kişinin neden peşine takılayım. Cemaat barış sürecine karşı denildi. Ben barış sürecine tamamen taraftarım. Bugün de taraftarım. Ne Oslo sürecini eleştirdim, ne de KCKyı onayladım. Onların Hakan Fidana düşman olduğu anlatılıyor. Fidan ifadeye gittiği an hükümet nasıl düşer, ben buna bir mantık veremedim. Teoman Koman ile Hakan Fidanı mukayese ettim. Ben sivil bir kişinin olmasını tercih ettim. Ben sivilleşmeden yanayım. Bütün hayatım bunlarla mücadeleyle geçmiş. Ben mağdur gördüğüm insanların yanında yer alırım. Ben Tayyip Erdoğanın düşmanı değilim. Sadece muhalifiyim. Muhalefet yapmak suç mu? Terörle mücadele ettim. Vuruldum. Bacağımda mermiyle yaşıyorum. Tek üyesi olduğum örgüt, Cumhuriyet Halk Partisidir. Sürekli devletimin yanında oldum. Bu ülkeye asla ihanet etmedim. Dün muhaliftim, bugün de muhalifim. 3-4 yıllık muhalefetliğim, son bir yıldır çalıştığım bir gazeteye ve bir örgüte mal ediliyor. Benim dikili bir ağacım yok, kiramı ödeyemiyorum. Salsanız beni, bugün eve gidecek param yok. Nasıl bir örgüt üyesiyim, nasıl bir salağım ki bana bir program yaptırın demedim. 7 aydır hapis yatıyorum. Kim bana bunca davadan geçmeme yol açacak yazıları yazdırmış? Askerî vesayetle kimin emriyle mücadele etmişim? Benim AKPyi eleştirmek için birisinin lafına mı ihtiyacım var? Son beş yıldır yanlış politikalarıyla koca ülkeyi çökertmiş bir partiyi eleştirmek için neden bir talimata gerek olsun? Beni hapse atabilirsiniz, hukuku hiçe sayabilirsiniz ama böyle terbiyesiz, saygısız davranamazsınız. İzin de vermem zaten Hiçbir tutarlılığı olmayan, kanıtlara dayanmayan suçlamalar ileri sürmek, bunları iddianameye yazmak hukukun ırzına geçmektir. Zaten bu savcı hukukun ırzına geçmeyi öyle bir alışkanlık hâline getirmiş ki bizim iddianame hukuk pornosuna dönmüş. FETÖnün medya yapılanması iddianamelerinde, Atilla Taş ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun da bulunduğu 13 şüpheli hakkında, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle iddianame düzenlendi.Ahmet Altan, kardeşi Mehmet Altan ile gazeteci Nazlı Ilıcak hakkında TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. İstanbuldaki darbe girişimi davalarında ilk karar 7 Temmuz 2017de açıklandı. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Valiliğini işgal eden askerlere yardıma gitmeye çalışan 1i tutuklu 24 sanığın yargılandığı davada tutuklu sanık Astsubay Yusuf Yıldız Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, olay tarihinde er olarak görev yapan 23 sanığın ise beraatine karar verdi.