"Vasıtaların da kaderi var"
19 Kasım 1938 günü denizden yapılacak tören programına göre donanmadan Yavuz muharebe kruvazörü, Hamidiye kruvazörü, Zafer, Tınaztepe muhripleri, Dumlupınar, Gür denizaltı gemileri, Doğan ve Martı hücumbotları 16 Kasım 1938 günü Haydarpaşa önünde demirlediler. Yabancı misafir devletlere gemiler de denizden yapılan merasime iştirak etmek için 18 Kasım 1938 günü Haydarpaşa Limanı önüne geldiler. Kaderin garip cilvesi, bir kez daha tekerrür ediyordu. 1925 yılının Eylül ayında İzmit açıklarında demirli ve yaralı bulunan Yavuz muharebe kruvazörünü ziyaret eden Atatürk, Donanma Komutanı Yarbay Necati’ye, gemi hakkında: “Yavuz’a ilk defa geliyorum. Yaralı da olsa bugünkü şekli o zamandan daha pek çok değerlidir. Bu gemiyi Türk Milleti’nin ihtiyacı olan sağlam ve kudretli bir zırhlı şekline sokacağız. Bu kudret, silah bakımından sizlere, dış politika bakımından da bizlere büyük hizmetler görecek, gurur sağlayacaktır” demişti.
"Gözleri dalmıştı"
Cumhuriyet döneminin Bahriye Vekili İhsan Eryavuz ise bu ziyaret ilişkin: “Vakit akşamdı. Gözleri enginlere dalmış önce bir zaman düşündü. Sonra birden döndü: ‘Biliyor musun? Vasıtaların da insanlar gibi kaderleri var. Kimisinin adı ona yad edilmeye layık hizmetlere imkân vermiş insanların isimleri ve emekleri unutulmasına rağmen, hafızalarda baki kalıyor. Mesela Yavuz’u yapan mühendis, imkânı temin eden hükûmet, hatta onu bize kazandıranlar hatırlanmıyor da, güvertesinde oturduğumuz bu gemi, hiçbir zaman ölmeyecek, kaybolmayacak varlıkmışçasına hafızalarımızda” açıklamasında bulunmuştu.