Oyun sektörü büyümesine karşın Türkiye yerinde sayıyor
PlayStation sayesinde insanlar PC kalitesindeki oyunların konsollar yardımıyla da oynanabileceğini öğrendi. Konsolların gelişmesi ve korsan oyunun önüne geçmesi, oyun sektöründeki büyümeyi de hızlandırdı. Peki ya Türkiye? Ülkemiz bu büyümeden ne derece pay çıkarabildi?
Oyun sektörü aldı başını gidiyor. Artık büyük film yapımcıları bile oyun sektöründeki büyümeyi fark ederek bu pazara yatırım yapmak için birbirleriyle yarışır hale geldi. Hatta Warner Bros gibi dev isimler, oyun pazarında dönen paranın, filmlerde dönenden çok daha fazla olduğunu net bir dille ifade ediyor. Peki bu durum her oyun için aynı mı? Tabi ki değil.
Oyun sektörü büyümeye devam ediyor
Geçmişle günümüzü kıyasladığımız zaman oyun sektörünün muazzam bir büyüme içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle konsolların çıkması ve oyun yapımcılarının PC tekelinden kurtulması, bu sektörün büyümesinde önemli bir rol oynadı.
PlayStation sayesinde insanlar PC kalitesindeki oyunların konsollar yardımıyla da oynanabileceğini öğrendi. Konsolların gelişmesi ve korsan oyunun önüne geçmesi, oyun sektöründeki büyümeyi de hızlandırdı. Peki ya Türkiye? Ülkemiz bu büyümeden ne derece pay çıkarabildi?
Çeşitli oyun denemelerimiz oldu
Açıkça söylemek gerekirse, Türkiye’de oyun sektörü fazlasıyla zayıf kalmış durumda. Şu anda Amerika’da, İngiltere’de çıktığı gün milyonlar satan oyunlar, birim ülkemizde yüzbinlere bile zar zor ulaşabiliyor. Dolayısıyla aradaki bu uçuk farklardan ötürü oyunlara Türkçe dil desteği gelmiyor. Türkçe olmayan oyunlara da bizim halkımız para vermek istemiyor. Kısacası ortada bir kısır döngü mevcut.
Hadi yabancıların yaptıkları oyunları bir kenara bırakalım. Adam yapmış oyununu, Türkçe dil desteği ekler ya da eklemez tamamen onların keyfine kalmış bir durum. Peki Türk yapımı oyun hiç mi yok? Elbette var. Özellikle geçmişte bir dönem bu konuda önemli atılımlar da oldu.
Önce Pusu satışa sunuldu. Pusu’dan sonra da Kabus 22. Bu iki oyun da yapımcılarını mutlu edebilecek satış rakamlarına ulaşamadı. Evet belki oyunlar çok da kaliteli değildi. Belki o günün şartlarına göre piyasadaki yapımlar çok daha kaliteliydi. Fakat yine de bu yapımcılara 80 milyonluk Türk halkı olarak gerekli desteği göstermedik.
CryTek’te umduğunu bulamadı
Sadece Pusu ya da Kabus 22 değil. O dönemde irili ufaklı pek çok Türk yapımı oyun satışa sunuldu. Fakat hemen hemen hepsinin sonu aynı oldu. Hüsran. Doğal olarak bu yapımcılar, ilk tecrübelerinden sonra devamını getirmeme kararı aldılar.
Peki sebep neydi? Oyunların kalitesiz olması mı? Tabi ki hayır. Çünkü bu yapımlardan kısa süre sonra satışa sunulan ve tüm dünyada ses getiren Crysis’te ülkemizde yok satmadı.
Almanya’da yaşayan Cevat Yerli ve ekibi tarafından geliştirilen yapım, Türkçe dublaj desteğiyle satışa sunuldu. Yerli “ne olursa olsun, bu oyunda Türkçe dil desteğine yer vereceğim” dedi ve sözünü de tuttu. Fakat 50TL’den satışa sunulan Crysis’te ülkemizde pek satmadı.
Korsan alışkanlığımızdan kurtulamadık
İlk Crysis oyunu ülkemizde 50TL’den satışa sunulmuştu. O dönemde satışa çıkan AAA kalitesindeki oyunlar 100 – 150TL’Lik etikete sahipken, Crytek bu oyunu yok fiyatına ülkemizde satışa sunmuştu. Fakat bu da bizler için yeterli olmadı. Yine herkes Crysis’i korsan olarak indirip oynadı.
Korsan alışkanlığından vazgeçememiş olmamız, yapımcıları Türkiye’ye karşı mesafeli hale getirdi. Belki o zamanlar kendi yapımcılarımıza biraz daha sahip çıkabilseydik, şimdi işler çok daha farklı olabilirdi.
Şimdi yeni yeni korsan oyun kültüründen vazgeçmeye başladık. Bu elbette iyi birşey. Gerçi, biraz iş işten geçti ama, zararın neresinden dönersen kardır. Şimdilik biz de böyle düşünerek önümüze bakmalıyız. Belki ilerleyen günler Türk oyunculuğu için dönüm noktası olabilir.
Yapımcılarımızı desteklememiz gerekiyor
Elbette herşeyde olduğu gibi oyunlarda da dışarıya bel bağlamamak gerekiyor. Bizlerin de kaliteli oyunlar yapabilecek yetenekli yazılımcıları mevcut. Önemli olan onlara bir fırsat verebilmek.
Kendi stüdyolarımızı kuramasak bile, bazı yapımcıları ülkemizde stüdyo açmaya ikna edebiliriz. Bunun için bazı fedakarlıklar da yapılabilir. Sadece bu kültürün ülkemize aşılanması bile ileride önemli iş kollarının açılmasına vesile olacaktır.
Sürekli salt işçiliğe dayanan fabrikalar açmak yerine, bu tarz yazılım odaklı, teknoloji odaklı stüdyoların açılması, ülkemizin geleceği açısından çok daha önemli olabilir. O yüzden Türk oyun yapımcılarına destek olmalı ve onların geliştirdikleri yapımları yermek yerine ön plana çıkarmalıyız.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
WHATSAPP'A 5 YENİ ÖZELLİK! 2,33 milyarın üzerinde aktif kullanıcısı var! Meğer Instagram’daki o fonksiyonlar…
SON DAKİKA TEKNOLOJİ HABERİ || PlayStation 5 Pro Türkiye’de ön satışa çıktı! (FİYAT & ÖZELLİKLER)
WhatsApp'ın gizli kalan kullanışlı özelliği! 2 adımda gerçekleştiriliyor, çoğu kişinin haberi bile yok!
Parmaklarınızın ucundaki gizemli rotalar! Hangi kısayol tuşu nasıl ortaya çıktı? Kısayol krallığı o tuşa ait...
GÖKBEY Helikopteri Nedir? T625 GÖKBEY Özellikleri ve Kullanım Alanları