Dünya fiber internete yöneldi
İnternette fiber teknolojisini kullanan abone sayısı 2013'te bir önceki yıla göre yüzde 29 arttı.
İsveç’in başkenti Stockholm’de, Stockholmsmässan fuar merkezinde 19 Şubat’ta gerçekleştirilen 2014 FTTH Konferansında açıklanan Avrupa FTTH pazar panoramasındaki son güncellemeye göre, Avrupa'da eve veya binaya kadar fiber (FTTH/B) teknolojisinin benimsenmesinin hız kazanmasıyla, 2013'te toplam abone sayısı %29 arttı. Büyümenin yaklaşık %15 olduğu önceki yıla oranla çok daha hızlı bir artış gerçekleşti.
Toplamda, FTTH/aboneliklerinde AB'nin 13 ülkesinde %30'un üzerinde artış gerçekleşirken, bunlar arasında İspanya (%64), Hollanda (%43), Fransa ve Portekiz (%41'er) yer aldı.
Kesin rakamlarda AB'nin 28 üyesinin lider ülkeleri her biri 1,2 milyonun üzerinde FTTH/B abonesine sahip olan Fransa ve İsveç oldu. Rusya yaklaşık 9 milyon FTTH/B abonesiyle (bunlardan 1,4 milyonu 2013'te abone oldu) ağırlığını korurken, Ukrayna 1,3 milyon, Türkiye ise 1,1 milyon aboneye sahipler.
Avrupa'nın dışında, Çin ve Japonya sırasıyla 37 milyon ve 24,7 milyon FTTH/B abonesiyle rakipsiz dünya liderleri oldular.
Bu rakamlar etkileyici gibi gözükse de, hala alınacak uzun bir yol var. Analiz firması Heavy Reading'e göre bir ülke ancak sahip olduğu hanelerin %20'si FTTH/B abonesi olduğunda "fiber olgunluğuna" erişebiliyor. Şimdiye kadar dünya çapında sadece dokuz ülke bu eşik rakama erişirken, bunlardan sadece üçü Avrupa'da yer alıyor. Birleşik Arap Emirlikleri %85 gibi etkileyici bir FTTH/B hane abonelik oranıyla Dünya FTTH Sıralamasında[1] birinci sırada yer alırken, bu ülkeyi %63'ten %37'ye kadar uzanan abonelik oranlarıyla Güney Kore, Hong Kong, Japonya, Singapur ve Tayvan izliyor. Bu konuda birinci sıradaki Avrupa ülkesi, Dünya FTTH Sıralamasında yedinci sırada yer alan, %100'lük kapsama ve %34'lük yaygınlık oranlarıyla Litvanya olurken, bu ülkeyi İsveç (% 26,5) ve Letonya (% 23,3) izliyor. Diğer tüm Avrupa ekonomileri %20 eşiğinin altında kalıyor.
2013'te bu konuda en fazla artış gösteren dört ülke, 2,4 milyon yeni hanesi fibere geçen İspanya, 710.000 yeni hanesi fibere geçen Fransa ve 550.000'er yeni hanesi fibere geçen Portekiz ve İsveç oldu. Bu, İsveç gibi "olgun" olarak nitelendirilen ülkelerin bile büyüme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.
İkisinin de yaygınlığı %1'in altında olan Almanya ve İngiltere, FTTH Sıralamasına girme konusunda bir kere daha dikkat çekici bir şekilde başarısız oldular.
FTTH Sıralamasına giren bir de yeni ülke var: Hane yaygınlığı %2 olan İsviçre, 2013 Aralığına kadar olan 12 aylık dönemde % 235 büyüme gösterdi. 73.816 İsviçreli aboneden %70'i 2013'te yeni abone oldu ve bu Avrupa'daki en yüksek orandı. Bu ülkeyi daha düşük oranlarla ancak daha kalabalık nüfuslarla Türkiye (% 46), İspanya (% 39) ve Polonya (% 32) izledi.
Türkiye'deki toplam abone sayısı Aralık 2013'e kadar olan 12 aylık dönemde %86 artarak, 2012 Aralık sonunda 590,000 iken, 2013 Aralık sonunda 1,1 milyona çıktı. Fiber teknolojiye geçiş yapan toplam 4,1 milyon hane arasında, %26'8'lik bir oranı temsil eden bu artış, Avrupa standartlarına göre iyi bir oran olarak öne çıkıyor. %5,4'lük yaygınlık oranıyla Avrupa FTTH Sıralamasında 17. sırada yer alan Türkiye'nin, 2010 yılında sadece yeterlilik için gerekli olan %1'lik yaygınlık oranına ulaşabildiği göz önünde bulundurulduğunda, oldukça önemli bir ilerleme gösterdiği görülüyor. Türk Telekom ve Turkcell Superonline arasında son derece ciddi bir rekabet var ve yerleşik operatör her ne kadar pazara daha geç girmiş olsa da, geçiş yapan hane konusunda rakibini önemli ölçüde geride bıraktı.
FTTH Avrupa Konseyi Başkanı Karin Ahl, FTTH Konferansındaki açılış konuşmasında: "Daha fazlasını yapmalıyız ama politik arenadaki bazı aktörlerin fiber teknolojinin ev ağlarına yeterince hızlı taşınamama tehlikesini küçümsediğini düşünmekten kendimi alamıyorum" diyor ve ekliyor: "Önümüzdeki 30 yıl içerisinde, ekonominin %70'inin şu an hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımız şirket ve ürünler tarafından yönlendirilme olasılığı yüksek."
Abone artış oranının (%29) fibere geçiş yapan hane oranından (%22) yüksek olması, yatırımlarının karşılığını daha fazla almaya ihtiyaç duyan operatörler için iyiye işaret. Bu, aynı zamanda nihai kullanıcılar için de iyi bir haber çünkü potansiyel abone sayısının artması daha fazla şirketi hizmet ve uygulama geliştirme ve tüketici fiyatlarını düşürme konusunda cesaretlendireceğini söyleyebiliriz.