FoMO nedir?
Son dönemin popüler terimlerinden biri olan FoMO, altında yatan farklı bakış açıları ile dikkat çekiyor. Peki FoMO nedir?
FoMO nedir diye sorduğumuzda birçoğunuz böyle bir terimin varlığından bile haberdar olmadığınızı söyleyeceksiniz. Psikoloji literatüründe FoMO (Fear of Missing Out) ‘sosyal medyadaki gelişmeleri kaçırma korkusu’ diye adlandırılıyor. Uzmanlara göre, şimdiki gençlerin yüzde 40’ı FoMO!
Uzman Psikolog M. Bayram Ayaz, konu hakkında yaptığı açıklamada daha çok Z kuşağını etkileyen bu rahatsızlık hakkında şu bilgileri veriyor:
Sürekli Haberdar Olma Dürtüsü
Akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle birlikte son zamanlarda psikolojik bir hastalık olarak tanımlanan herkesin yaptığından sürekli haberdar olma duygusu, depresyona yol açıyor. “Acaba şu an başkaları benim yaptığımdan daha iyi bir şeyler mi yapıyor, onların ne yaptığını kaçırıyor muyum?” duygusu zayıf kişiliklerde kaygı, yetersizlik hissi, zihinsel yorgunluk, zaman kaybı, gerçek sosyal ilişkilerde bozulma ve ilerleyen süreçlerde depresyona yol açabiliyor. Üye olduğu sosyal ağda birşeyleri kaçırdığını düşünerek sürekli sosyal medyayı kullanma ihtiyacı hissediyor. Yapılan çalışmalara göre sosyal medya kullanıcısı genç yetişkinlerde FoMO görülme sıklığı yüzde 40’ın üstünde.
Depresyona yakalanma riski fazla
Fomofobik kaygılarla hayatlarını zehir edenler, yaygın ruhsal sorunlara da yol açmaktadır. Teknolojik cihaz kullanma saatlerine göre depresyona yakalanma oranları şöyledir:
6 saatten fazla kullananların yüzde 83’ü, 4-6 saat kullananların yüzde 50’si, 2-4 saat kullananların yüzde 21’i, 1-2 saat kullananlarda yüzde 14’ü depresif bir yaşam sürdürmektedir.
Cihazlar sadece kullanım süresince mutluluk sağlıyor
Depresyonun şiddeti de kullanımın artmasıyla birlikte artmaktadır. Bunun sebebi teknolojik cihazlarla geçirilen uzun zamanın getirdiği sosyal izolasyon olabilir. Teknolojik cihazlar kullanım süresince mutluluk sağlar. Fakat bu cihazların insanlarla etkileşime benzer yanları yoktur. Sadece birer makinedir, duygusal ve zihinsel özgünlüklere sahip değillerdir. Bir insan vasıtasıyla yüklenen verilerle çalışırlar. Oysa insan insanla iletişim kurduğunda, sakinleşebilir, dinlenir ve neşesi yerine gelir. Bu ihtiyaçlar hiçbir şekilde cihazlarla elde edilemez. Paylaşılan içeriklerin keyif verici yanı olabilir ancak insanla kurulan iletişim gibi kalıcı etkiler sağlamazlar. Aşırı süre cihaz kullanım bağımlılar, insanla iletişimle elde edilen duygulardan yoksun kalırlar ve farkında olmadan depresif bir hayat sürmektedirler.”
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Samsung Galaxy S25 ile Yapay Zeka Destekli Mobil Devrim: Akıllı Yaşamın Kapılarını Aralayın!
Apple iOS 18.2.1 Güncellemesi Özellikleri: iOS 18.2.1 güncellemesi hangi iPhone modellerine gelecek?
Instagram'ın Yeni Video Düzenleme Uygulaması "Edits" Tanıtıldı: Tüm Detaylar!
Yurt dışı cep telefonları ne zaman açılacak? 2025 IMEI kayıt sıfırlanma tarihleri: IMEI kaydım ne zaman sıfırlanır?
Çoğu Kullanıcı Farkında Değil: WhatsApp’tan İki Yeni Özellik! Hâlâ Denemediniz Mi?