'330 BİNE YAKIN SİBER SALDIRIYI ENGELLEDİK'
2020 yılında Türkiye’ye yönelik siber saldırılar ile ilgili bilgi veren Koç, Covid-19 salgınının etkisiyle dijitalleşmenin hız kazandığı bir dönemde siber saldırıların artmasının doğal olduğunu kaydederek, "Pandemi döneminde özellikle sağlık sektörü ile ilgili alanlarda siber saldırılarda bir artış yaşandığını görüyoruz. Çünkü herkesin ilgisi o alanlara kaydı. Geçen sene ise en çok elektronik altyapı şirketlerimiz siber saldırılara hedef olmuştu. Kamu kurumlarında ise Millî Eğitim Bakanlığımız başta olmak üzere kritik hizmet veren kamu kurumlarımıza saldırıların sayısı arttı. USOM’un (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi) verdiği sayılara göre; Türkiye’ye yönelik son 3 yılda yapılan 330 bine yakın siber saldırıyı engelledik. Türkiye, en fazla siber saldırı yapılan ülkelerden birisi; ama sistemlerimiz bu saldırılar karşısında ayakta durabiliyor ve tehditlere karşı koyabiliyorlar. Ülkemize yönelik siber saldırıların politik nedenler dahil olmak üzere birçok nedeni var. Türkiye sosyal medya platformlarını çok yoğun kullanan bir ülke, günde en az 4 saatimizi sosyal medyada geçiriyoruz. Yani çok fazla miktarda veri verdiğimiz için bu tür teknolojik altyapılara karşı saldırılar da artıyor" diye konuştu.
'SİBER VATANIMIZI, YERLİ VE MİLLİ UYGULAMALARLA KORUMAMIZ GEREKİYOR'
Koç, Türkiye’ye yönelik siber saldırıların hangi ülkelerden geldiğini söylemenin mümkün olmadığını, çünkü saldırıların trafiği başka ülkeler üzerinden yönlendirerek yapıldığını anlatarak, "Sınırlarımızı nasıl kendi askerlerimizle koruyorsak, siber vatanımızı da yerli ve milli uygulamalarla korumamız gerekiyor. Saldırılara karşı koyabilmemizin en önemli faktörü yerli ve milli siber güvenlik ürünleri geliştirmek ve bunları kullanabilecek insanları yetiştirerek kullanılmasını sağlamaktan geçiyor. ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı’ mottosu çok önemli, çünkü veri gelecek neslin en önemli petrolü. Bizim bu veriyi Türkiye’de değere dönüştürmemiz gerekiyor. Şu anki sosyal medya platformlarının en önemli değeri, milyonlarca kişinin verisini işleyebilme kapasitesi. Bu anlamda biz de yerli ve milli uygulamaları destekleyerek, bu uygulamaların oluşturduğu veriden değer üretmeyi ve bu değerin de Türkiye’de kalmasını istiyoruz" dedi.