Çinliler geleceğe nasıl bakıyorlar?

Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan Huawei’nin geleceğe nasıl baktığını ortaya koydu. Anlaşılan o ki geleceğin temelleri dijital dönüşüm ve bulut bilişim üzerinde kurulacak.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Bu nesneler şekil değiştirebiliyor

Dünyanın en büyük teknoloji şirketleri arasında yer alan Huawei, her yıl düzenlediği Küresel Analist Zirvesi’nin bu seneki ayağını Çin’in Shenzen şehrindeki organizasyonla gerçekleştirdi. Bizim de yerinde takip ettiğimiz,  14. Huawei Küresel Analist Zirvesi’nde (Huawei Global Analyst Summit – HAS) bulut hizmetleri, video, Nesnelerin İnterneti, yapay zeka ve dijital dönüşüm başta olmak üzere Huawei’nin üzerinde çalıştığı birçok alandaki yenilikçi teknolojileri, ön görüleri ve projeleri anlatıldı.

Huawei CEO’su Eric Xu, Huawei Global Analyst Summit etkinliğinin açılış konuşmasında geleceğin akıllı dünyasına yolculuğun çoktan başladığını, yıllar boyu devam eden keşiflerin teknolojinin gelişimine güç verdiğini söyledi. Xu, Huawei’nin odak noktasının ICT altyapısı, dijital dönüşüm ve akıllı cihazlar olacağını da açıkladı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Çok geniş bir yelpazede çözümler sunan Huawei’nin HAS 2017’de üzerinde özellikle durduğu konu ise bulut bilişim oldu. Bulut bilişim özellikle dijital dönüşüm ve altyapı alanlarında çok büyük öneme sahip. Peki Huawei’nin bulut bilişim konusunda planları ne?

Huawei’nin Bulut Ailesi

Huawei CEO’su Eric Xu bulut servislerinin çoktan temel bir iş modeli haline geldiğini düşünen biri. Bu nedenle şirket de 2017’nin başından itibaren “public cloud” olarak adlandırılan ve herkese açık bulut servisi olarak tanımlayabileceğimiz alana odaklanmış durumda.

Huawei Global Analyst Summit etkinliğinde yapılan duyurularda ve konuşmalarda bu alana büyük yatırımlar yapacağının sinyali verildi. Kullanıma sunulacak olan açık ve güvenli “public cloud” platformunu aynı zamanda Huawei Cloud Family adı verilen bulut servisleri ürün ailesinin de temelini oluşturacak. Bu ürün ailesinde Huawei’nin kendi işlettiği herkese açık bulut servislerinin yanı sıra operatörlerle birlikte, onların özel ihtiyaçlarına göre şekillendirilmiş bulut servisleri de yer alacak.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Huawei’nin bulut konusuna odaklanmasının ardında ise dijital dönüşüme verilen yoğun destek yatıyor.

Hızlı Büyümenin Ardındaki Güç

Dijital dönüşüm özellikle geleneksel yapıdaki endüstrilerde çok büyük değer yaratabilen bir süreç. Bu dönüşüm sayesinde kurumların önünde çok geniş potansiyeller açılıyor. Tüm dünyada kurumlar bu potansiyeli değerlendirmek için çalışıyor. HAS 2017’de yaptığı konuşmada buna dikkat çeken Huawei Yetkili Direktörü ve Pazarlama Stratejileri Yöneticisi Willaim Xu tüm dünyada dijitalleşmenin ivme kazandığını ve bulut bilişime yapılan yatırımın giderek arttığını belirtti.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

 William Xu, ülkelerin ekonomik büyümelerinde ICT altyapısının çok büyük önem taşıdığını dile getiriyor. Buna bağlı olarak da bulut bilişimin  iletişim ve bağlanabilirliğin gücünü ortaya çıkardığını söylüyor. Bu nedenle HAS 2017’de Huawei dünya genelinde ülkelerin ve şirketlerin daha hızlı büyümek için dijital dönüşüme öncelik vermesi gerektiğini her fırsatta dile getirdi.

All-Cloud Stratejisi

Aslına bakılacak olursa Huawei’nin bulut bilişim çalışmaları sadece bu yılla sınırlı değil elbette. Bulut bilişim alanına çok uzun zamandır yatırım yapan Huawei yaklaşık 10 yıldır bulut bilişim ile ilgili ürünler ve teknolojiler geliştiriyor. Ancak 2017’nin başından beri çok daha odaklı bir çalışma yürütülüyor. Bunu sağlamak için şirket bünyesinde geçtiğimiz Mart ayında Bulut İş Birimi kurmuştu. 2000 kişinin çalıştığı Huawei Bulut iş biriminin yanı sıra 10 farklı kategoride toplam 54 adet bulut hizmeti de sunuldu.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

 Huawei Yetkili Direktörü, Ürünler ve Çözümler Başkanı Ryan Ding de HAS 2017’deki konuşmasında geçtiğimiz dönemde yapılan bulut çalışmalarının artık tüm dünyada ticari olarak kullanılması için harekete geçtiklerini söyledi.  Ding bu noktada tüm dünyada artık trilyon dolara ulaşmak üzere olan dijital video pazarına dikkat çekerek, Huawei’nin All-Cloud stratejisinin video alanındaki işler için çok büyük destek sağladığını belirtti.

Huawei bulut bilişim alanındaki atılımlarını yeni duyurduğu servislerle de süsledi elbette. Şimdi bir de bunlara göz atalım.

Yepyeni Bulut Servisleri

Huawei, HAS 2017’de bulut bilişim alanında iki önemli servisin duyurusunu yaptı. Bunlardan ilki şirketin All-Cloud adlı ağ mimarisini temel alan Huawei CloudApp Platform oldu. Bu platform birçok sektör için sosyal teknolojilerin uygulanmasını sağlıyor. Açık API’lar kullanan bu platform ile yeni uygulamalar geliştirmek ve mevcut uygulamaları geliştirmek mümkün oluyor. Bu sayede kurumlar ellerindeki ağ verisini tam olarak değerlendirip, pazardaki değişikliklere çabuk adapte olabiliyor. Huawei CloudApp Platform mobil cihazlara yüklenebilen bir uygulamalar bütünü. Platform her tür sektör uygulaması ve verisini bir araya getirebiliyor ve bu sayede kullanıcıların farklı uygulamalar kullanmasını kolaylaştırıp, maliyeti azaltıyor.

 Huawei’nin HAS 2017’de yaptığı bir diğer önemli duyuru ise şirketin ilk “public cloud” servisi oldu. Bulut sistemleri için uygulama geliştirenlere açık olan bu yeni servis; geliştirme iş akışı, uygulama ve kaynak takvimi oluşturma ve mikro yönetim sistemlerini bir araya getiriyor.

HAS 2017’de verilen bilgilere göre Huawei bu yıl bulut bilişim alanında yeni ürünlerle karşımıza çıkmaya devam edecek. 2017 boyunca 10 yeni bulut çözümünün piyasaya sürülmesi hedefleniyor. Huawei bu 10 yeni bulut servisiyle, HPC Cloud, SAP Cloud, IoT Cloud ve başka durumlar için özel olarak tasarlanmış çözümler sağlayacak.

2016’da toplam 75,1 milyar dolar gelir elde ederek bir önceki yıla göre %32 artış yakalayan Huawei, aynı dönemde araştırma ve geliştirme faaliyetlerine tam 11 milyar dolar harcadı. Anlaşılan o ki, yapılan bu büyük yatırımların sonucunda ortaya çıkan çözümler dijital dönüşümün potansiyelinden faydalanmak isteyen kurumlara ve devletlere güç verecek.