“Siyah teknik olarak aslında renk değil, ışığın yokluğunun ifadesidir. Çünkü siyah hiçlik hissi taşır; bu nedenle gizli, örtülü, belirsiz ve bilinmeyen her şeyin sembolü haline gelmiştir. Hem başlangıcı hem sonu simgeler. Bu da siyahı beyaz gibi çift anlamlı bir renk haline getirir. Hem tarihsel hem kültürel olarak siyah saldırganlıkla özdeşleştirilir ve daima yalnız, asi ya da ‘aykırı’nın renk tercihi olmuştur. Sembolik olarak duygusal yaşamın inkarıdır, ancak gizli bir duygusal derinliği ifade eder. Dini düzen; avukat, akademisyen ya da tüccar gibi ciddi meslekler, yas tutma, gece ve doğaüstü şeyler, dram ve aşk; cinsel heyecan ve geleneği reddetme ile ilişkilendirilir. Bu yüzden siyahı tercih eden kişi, kalabalıklardan ayrılabilme, açık davranmama ve lider olma becerisinin yan sıra bireyselliği ve bağımsızlığı ile tanınmak ister.”