Süleyman Seba'nın hayat hikayesi
Beşiktaş'ın Onursal Başkanı, tüm futbol camiasının abisi, bütün taraftar gruplarının önünde saygıyla eğildiği Süleyman Seba, 88 yaşında hayata veda etti.
Haberin Devamı
/

/

Süleyman Seba 5 Nisan 1926 tarihinde Adapazarı'nda dünyaya geldi. Babası Rıza Bey biricik oğluna ablasının eski eşi Osmanlı şehzadelerinden Süleyman'ın ismini koydu.
Haberin Devamı
/

Seba ailesi Soğuksu köyündeki 20 odalı evlerinde mutlu mesut yaşıyorlardı. Ta ki bir köpek Süleyman Seba'yı ısırana kadar. Biricik oğlunun kuduz olmasından korkan Rıza Bey, İstanbul'un yolunu tuttu. Ama bu İstanbul yolculuğu çabuk bitmeyecekti. Oğlunun iyi bir eğitim almasını isteyen baba, oğlunu İstanbul'daki kardeşi Fatma Ferisan Hanımın yanına bıraktı.
/

Süleyman Seba Beşiktaş Akaretler'deki 18. ve daha sonra 19. ilkokula başladı. Artık semtin çocuğu olmuştu. Futbolla ilgilenmeye de bu yaşlarda başladı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

İlkokulu bitirdiğinde babası oğlunu Galatasaray Lisesi'ne göndermek istedi ama o Beşiktaş'taki tüm çocukların gittiği Kabataş Erkek Lisesi'ne gitmek istiyordu. Bu tartışmada babası baskın çıktı, Süleyman Seba Galatasaray Lisesi'ne başladı. 1 yıl sonra ise hayallerindeki okul olan Kabataş'a geçti.
/

Girer girmez yine futbol hayallerinin peşinden koştu. Kabataş Erkek Lisesi Futbol Takımı'na girdi. Bu Beşiktaş'a girmenin ilk yoluydu. Bu yolu başarıyla yürüdü ve Beşiktaş Genç Takımı'na girdi.Hayatı boyunca abisi gibi göreceği Baba Hakkı ile de burada tanıştı. Genç takımda başarıdan başarıya koşuyordu. Sonunda Beşiktaş A Takımı'na seçildi.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

A Takım'da ki ilk maçındaki rakibi Fenerbahçe'ydi. Beşiktaş o maçta 4-3 yenilmişti ama Seba attığı bir gol ile yöneticilerin gözüne girmişti.
/

1947 yılında bugünkü İnönü Stadı'nın (o zamanki adıyla Mithatpaşa Stadı) açılışı vardı. Bu açılışta Beşiktaş İsveç'in AIK takımıyla maç yaptı. Ve bu stadın açılış golünü Süleyman Seba attı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

1954 yılında askere gitti. Ordu Milli Takımı'na girdi. Ancak bir maçta sakatlandı. İstanbul'a geri döndüğünde bu sakatlığı geçmedi. Artık çok sevdiği meşin yuvarlağın peşinden koşamayacaktı. Ama bu sahalardan ayrı kalmasına sebep de olmadı. Bu sırada Et Balık Kurumu'nda memur olarak çalışmaya başladı. Ama buradaki çalışma hayatını çok sürdürmedi.
/

Süleyman Seba Beşiktaş'tan hiç kopmadı. Arkadaşlarıyla beraber ''İdealist Grup''u kurdu. Onlar sadece Beşiktaş'ı düşünüyorlardı. Süleyman Seba 1963 yılından itibaren Beşiktaş'ta yönetici olarak çalışmaya başladı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Ama bu yönetici diğer yöneticilere benzemiyordu. Gerekirse futbolcuların evlerine kadar baskın yapıyor, onları disiplinli bir hayat için zorluyordu. Beşiktaş'a hiçbir hata yapılmasını istemiyordu. O zaman ona kızan futbolcuları olsa da daha sonraki yıllarda onun yaptığı bu yönetim şeklinin değerini anlayacaklardı.
/

1970'lerin ortasında artık Beşiktaş'ın genel kaptanı olmuştu. Her zaman giydiği paltosu ve taktığı şapkası ile sahaya girdiği andan itibaren ben buradayım diyordu. Futbolcular da Seba'nın sadece sahada değil, yanlarında olduğunu biliyorlardı. Ama bu kadarı Süleyman Seba için yeterli değildi. O Beşiktaş'ı daha iyi yerlere taşımak istiyordu. Bu yüzden 1984 yılında yapılan kongrede başkanlığa adaylığını koydu. Süleyman Seba o seçimi 85 fark oyla kazandı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

Artık Beşiktaş'ın başında varını yoğunu Beşiktaş'a adayan, neredeyse uyumadan çalışan, bir başkan vardı. En büyük hedefi ise Beşiktaş'ı şampiyonluğa taşımaktı. Fakat kulübün kasası neredeyse bomboştu. Süleyman Seba Beşiktaş'a gelir kazandırmak için piyango geceleri yapmaya başladı.
/

Süleyman Seba yönetiminin ilk lig haftası başarılıydı. 19 haftayı lider bitirmişti. Ama şampiyonluğu 10 gol farkıyla Fenerbahçe'ye kaptırmıştı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

1985-86 sezonunda Galatasaray şampiyon olduğunda Galatasray hakkında çıkan şike iddialarına yanıt vermedi. Ama ikinci olan takımı için '' Şerefli ikinciliğimizle övünüyoruz'' dedi. Tarihe şerefli ikincilik sözü Seba'yla beraber geçti.
/
undefined1987-88 sezonunda Beşiktaş Gordon Milne ile çalışmaya başladı. Beşiktaş o sezon yine ikinci oldu. Taraftarlar Milne suçluyor ama başkan, Milne'nin arkasında duruyordu.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

1989-90 sezonunda Beşiktaş o yıl iki kupayı alarak galibiyet sevincini yaşadı. 1990-91 sezonunda yine şampiyon oldu. 1991-92 sezonunda da 4-3lük galibiyet ile şampiyon oldu. Beşiktaş makus talihini Süleyman Seba ile yenmişti. Artık herkesin dilinde Metin-Ali-Feyyaz lı şarkılar vardı.
/
undefinedAma Beşiktaş'ta para sıkıntısı bitmiyordu. Sonuçta Beşiktaş'ın başkanı bir iş adamı değil, bir memurdu. Ama buna rağmen futbolcuların hakkını hiç yemedi. Belki diğer takımların futbolcularından az para verdi ama onlarla sözleşme bile yapmadı. Süleyman Seba'nın ağzından çıkan söz, futbolcuları için yüz senede bedeldi.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

1992-93 sezonunda Beşiktaş 4.galibiyetine hazırlanıyordu ama averaj farkı ile şampiyonluğu Galatasaray'a kaptırdı. Beşiktaş bir kez daha şerefli ikinci olmuştu. 1994-95 yılında Beşiktaş bir kez daha şampiyon oldu. Beşiktaş sonraki iki yıl içinde yine şampiyonluğa oynadı. UEFA kupasında atlanan üç turluk bir başarı bir ilkti.
/
undefinedDaha sonra ise Beşiktaş'ta bir duraklama dönemi başladı. 2000 yılına gelindiğinde Beşiktaş'a tarihinin en önemli başarılarını kazandıran Süleyman Seba 16.yılını tamamlıyordu. Ama artık futbol eski futbol değildi. Endüstriyelleşen bir hava vardı. Süleyman Seba'nın bu dünyada kendine bir yer bulması adeta imkansızdı. O bambaşka bir futbol kültürüyle büyümüştü. Ama ona karşı olan tavırlar artık onu çok üzüyor, hayatını verdiği Beşiktaş'a edilen hakaretler içten içe onu kırıyordu. Bir söylenen, ''Ahmet Dursun, Seba gitsin'' sloganı üzerine kararını vermişti. Çocuğu gibi sevdiği, tüm hayatını adadığı Beşiktaş'ı bırakacaktı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

2000 kongresinde kürsüye çıktı. Elleri titreyerek cebinden bir kağıt çıkardı ve gözleri dolu dolu okurken başladı veda mektubunu okumaya... Mektup şöyle başlıyordu: ''Dostlarım, dostlarım ben en çok dostlarım diyenlerden korkarım...'' Seba kendisine kimlerin haksızlık ettiğini biliyordu ama kendisine yakışan bir şekilde kimsenin kalbini kırmadı. Sadece onlara karşı derin bir sessizliğe gömüldü.
/

Oysa Süleyman Seba çocuğum dediği Beşiktaş'a 5 lig şampiyonluğu, 4 Türkiye kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı kupası, 2 Başbakanlık kupası, 6 Spor yazarları kupası kazandırmıştı. Tüm bunların dışında o güne kadar tek dikili ağacı olmayan Beşiktaş'a Akaretler'deki kulüp binasını, Fulya Stadı'nı, Şan Öktem Tesisleri'ni, Yeşilköy Tesisleri'ni, Çilekli Tesisleri'ni, Beşiktaş Kolejini de kazandırmıştı.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Uçak korkusu yüzünden uçağa binemeyen ama futbolcularını Almanya'da yalnız bırakmamak için günlerce Almanya'ya giden, kulübün parasını harcamamak için kulübün arabasını kullanmayan, annesine, ''ben biricik çocuğumu Beşiktaş'a kaptırdım'' dedirten büyük başkan Beşiktaş'a değil ama kendine bunu yaşatanlarla küsmüştü. Yine de dayanamadı ve Beşiktaş'ın 110.yıl kutlamalarında hasta olmasına rağmen stadyuma geldi. Tüm saha ayağa kalkmış Süleyman Seba diye bağırırken, gözyaşlarını tutamadı...
/

Beşiktaş'ın Onursal Başkanı, tüm renkleri kardeş yapabilen, belki de İstanbul'un son beyefendisi hayata gözlerini yumdu. Arkasında bir vasiyet bırakarak: ''Beşiktaş'ı üzmeyiniz.''
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

/

Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

/
undefinedHaberin Devamı
Haberin Devamı
/

/

Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

/

Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

/

Haberin Devamı
Haberin Devamı
/
undefined/

Haberin Devamı
Haberin Devamı
/
undefined