A milli takımın Avusturya galibiyeti köşelere böyle yansıdı.Hakan Çalhanoğlunun olağanüstü serbest vuruş becerisi, vuruşun etkinliğinin yanısıra rakibe yaşattığı duygu açısından da yıpratıcı. Çoğu Bundesliga deneyimli Avusturyalılar için bu daha da fazla. 2 sene önce Hamburg formasıyla Dortmund maçında 40 metreden attığı gol hafızlardan çıkmaz. Kaleci baraj dahi kurdurmamıştı hatırlarsınız. Dün topun başına geldiğinde Alabanın uyarma çabası ve gol olduktan sonraki ben demedim mi? mimiği bu yıpratıcı baskıyı en iyi anlatan tablo. Kleineın serbest vuruş sırasında golün olacağı direğe koşup kaleci Ramazanı yedekleme çabasına rağmen, yüksek barajın üzerinden sert şekilde indirdiği topun gol oluşu akıl almaz. Bizi Fransaya götüren mucize serbest vuruş golünü son dakikada atan Selçukun hiç düşünmeden vuruşu Çalhanoğluna bırakışının sebebini anlamak kolay. O, topun başına geçtiğinde yarım penaltıdan fazlası atılıyor. 43teki bu muhteşem gol ilk şut denememiz. İlk akın girişimimiz hatta. Önce Terim yönetiminde eleme grubu maçlarındaki mucizevi çıkışı artık bir kenara koyalım. Çok yakın gelecekteki gerçeğe bakalım. Bu Milli Takım, Fransa için hazır mı? Terimin kafasında, ayaklarına hakim, pas gücü yüksek bir orta saha planı var. Aktif alanların daraldığı anda bu plan etkili olabiliyor; ama oyun geniş alanlarda oynanınca hem gidemiyoruz hem de gidenlere dur diyemiyoruz. Çünkü kontratak Türk futbol felsefesinde pek itibar görmüyor. İlk yarı gol pozisyonu görmeden golü bulduk. (Hakan gibi Avrupanın en iyi frikik ustası bizde) HEP PAS PAS PAS! Ani ataklardan gol atma şansı olmayan bir kadroyla hep orta saha futbolu oynarız. Hep pas, pas, pas... Selçukla Çalhanoğluyla Ardayla yavaş yavaş gideriz ve rakip ceza sahasını görmeden geri döneriz. Ve bu futbol anlayışıyla Fransada gruplardan öteye zor gideriz. Sihirli sözcük; Zinciri kırmamak! Fizik dezavantajımızı kapatmak, ancak 10 oyuncunun bir zincirin halkaları gibi yakın oynaması ile mümkün Tek bir halka ayrı düşerse zincirimiz kırılır İlk yarı Hakan, Gökhanın önünde kalamadı. Biraz içeride, 3-5 metrede önde oynadı. Çok sevdiğimiz topa sahip olamadık. O kanattan kırıldık. Tüm oyunu rakibe verdik Ben tam, Hakan, Cenk, Arda, Oğuzhan; Çok mu abarttık bu işi, Hakanı çıkarsak mı? derken; Hakan, çaktı golü Gel de Hakan sız oyna; O da olmuyor. Ardadan da vazgeçemezsin! O zaman yapılacak iş; Barcelona gibi yapmak. Topu kaybettiğinde, çok hızla, geri kaçmadan basmak ve en önemlisi birbirinden kopmamak... Özetle zinciri kırmamak... Milli takımımızın çıkan 11'ine baktığımızda pas trafiğini iyi yapan, özellikle orta alanı iyi kapatan ve rakibi yaklaştırmayan bir düşünce ile oynadıklarını gördük. Avusturya'nın sağdan atağında bulduğu gole Hakan Çalhanoğlu'nun müthiş golüyle cevap verdik. İkinci yarı Avusturya baskısını izlerken, baskıyı kıran isim ise kalecileri Ramazan oldu. Bu dakikadan sonra da Avusturya adına en etkili isim olan Arnavutovic'in ataklarını gördük ama buna da millilerimiz gereken cevabı verdi.İlk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da tempoyu çok yükseltmediğimiz, daha çok kontrollü oyunu seçtiğimiz bir anlayışımız vardı. Volkan Şen'in girmesi oyunu hızlandırma adına önemli bir hamleydi. Yasin de bu düşünceyi sürdüren isimlerdendi. Şunu gördük ki öne geçtikten sonra da rakibi kalemizden uzak tutmayı başardık.STOPER İKİLİSİ BELLİ OLMALIEn büyük sıkıntımız iki stoperin turnuva yaklaşırken netleşmiş olmaması... Takımın defansif yükünü çeken o ikilinin bir sonraki hazırlık maçları programında devreye girmesi gerek. Fatih Terim'in mutlaka bir planı vardır, ve o planı da İngiltere maçında göreceğiz gibi.HAKAN BİR FRİKİK USTASIFutbolcuda yetenek doğuştan vardır... Ama vuruş yeteneğini geliştirebilirsin. İddia ediyorum ki Hakan bu vuruş tekniği ile kendi döneminin en büyük frikik ustalarından biri olmaya adaydır, hatta biridir. Bu söylediklerimi hem Avrupa hem de dünya futboluna bakarak söylüyorum. Aslında oyun düzeni ve sistemde bir değişiklik yapmadan, sadece 'daha dikkatli olalım' demişlerdi. Orta saha oyuncularımızın hemen hepsinin karşısına 'bir istek' yazabilirdim. Yetenekleri o kadar önde ki, Fatih Hoca da forvetsiz olmaya bile razı şekilde çıkartıyor takımı sahaya. Neredeyse pozisyonumuz yokken, Hakan Çalhanoğlu, kendisi için bir frikik ısmarladı. Nefis bir vuruşla da takımı soyunma odasına moralle gönderdi. Arda Turan, müthiş hatayı değerlendirip, skoru 2-1'e getirdiğinde 'galibiz' diyordum ama 'yeterli miyiz'in cevabını veremedim. Çocuklar sahada istekli ve arzulu olmalarına rağmen, Avusturya kalesine bir planla gidemiyorduk. Bir duran top ve acemi bir hatadan tabela yaptık. Ne Cenk bizi ileriye taşıyabildi ne de penetreler ile ceza alanına yaklaşabildik. İsveç maçındaki kurgumuzda da benzerlikler varsa, kazanan haklıdır diyenlerle bayağı tartışırız. Volkan Babacan ülkemizin en iyi kalecisi olmayabilir. Ama iyi niyetinden şüphe yok. Tecrübe kazandıkça performansı artıyor. Yan toplarda temkinli. Alamayacağı topa çıkmıyor. Geri paslarda topu çok iyi kullandığı söylenemez. Fakat bariz hatası da yok. Berlin Panteri olamayacağı kesin. Çünkü milli takımımız uzun zamandır 1-9- 1 oynamıyor. Artık ofansta da etkili oyunculara sahibiz. Ardayı dünya tanıyor. Gruptan çıkarsak Hakan Çalhanoğlu Avrupa Şampiyonasının yıldızı olabilir. Duran toplarda kendisini kanıtladı. Arkadaşlarıyla uyumu sağladığında daha çok şut atma fırsatı bulacak. Emin olun şutları frikiklerinden etkisiz değil. Yeter ki açıyı yakalasın.Cenk, tosun değil boğaOğuzhan hazırlık maçlarına iyi hazırlanamamış. Resmi maçlarda hazır kıta olacaktır. Cenk, tosunluktan çıkmış boğa olmuş. Kırmızı forma giyenin vay haline. Öldürücü mızrağı saplayamazsan çekeceğin var. Bu hırsıyla Cenk milli formayı fazlasıyla hak ediyor. Ozan Tufan tabii ki beklentilerin uzağında. Ancak orta sahamıza, gözle görülmeyen bir defansif katkı sağlıyor. Top çalamasa bile rakibin pas yolu hep kapalı. Bu, hem Selçuk hem de defans oyuncularımız için vakit demek. Toparlanma vakti. Ozan bu haliyle bile milli takımın vazgeçilmezi.Gökhan sıkıntı yaşıyorİlk yarıda topu hızlı dolaştırdığımızda iyi işler yaptık. Top rakipteyken defansif sıkıntılar yaşamamız doğal. Stoperlerimizden Ahmet çok tecrübesiz. Mehmetin stoperliği ise zaten mecburi. Gökhan, süper ligin en iyi beklerinden biri. Önündeki kanat oyuncusuyla uyum sağlayamadığında sıkıntı yaşıyor. Hakanla iyi bir ikili oldukları söylenemez. Hakan defansına pek yardımcı değil. İçeri kat ederek Gökhana bindirme fırsatı da yaratmadı. Defansif sıkıntı yaşayan Gökhan, ofansa da katkı sağlayamayınca alışılagelmişin dışında bir görüntü çizdi. Arda cin gibi. Dünyanın en büyük takımı Barcelonada oynuyor. Kaleci bir hata yaptı, hemen cezasını kesti. Bizi galip duruma geçirdi. Kaleci Volkan Babacan... Mükemmel oynuyor. Konsantrasyonu en üst seviyede. Milli formayı da anasının ak sütü gibi helalinden hak ediyor. Kim ne söylerse söylesin ben Fatih Terimin Volkan için düşüncelerinin değişeceğini düşünmüyorum. Bir sakatlık yaşamazsa EURO2016da Türkiyenin kalesini kendisi koruyacak. Bunu da zaten haketti. Mehmet Topal stoper oynadı. Orta sahada da oynasa aynı performansını gösteriyor. Mükemmel bir futbolcu. Orta sahada Selçuk, Ozan iyi futbol oynadılar, çok koştular. Bu takım oynadığı futbolun üstüne koyarak Avrupa Şampiyonasına gidecek. Gökhan, Volkan Şen, Caner yüzde 50lerde oynamasına rağmen gene de başarılıydılar. İnanın çok heyecanlanıyorum. Bu milli takım Fransada mutlaka derece yapacak. Tek eksiğimiz oyun tempomuzu artırıp, daha hızlı oynamamız lazım. Şu an için Süper Ligdeki üst üste oynanan stresli maçlar, kadrodaki sakat futbolcular buna imkan vermiyor. Mayısta maçlar bittikten sonra Terimin bunun da üstesinden geleceğini düşünüyorum. Orta saha oyuncularımızda bir tuhaflık var. Dün geceki takımın en iyilerinden biri olan Arda Turan'ı dışarda tutarsak topla giden, rakibi eksilten, aralara oynayabilen tek oyuncumuz yok. Oğuzhan Özyakup da Beşiktaş'taki formundan bir hayli uzaktaydı. Acaba yaşlı kurt Emre Belözoğlu sadece turnuva için Milli Takım'a dönmeli mi? Dün gece asla iyi oynamadık. Pozisyon bulmadık, acemice pozisyonlar verdik ama yine kazanmasını bildik. Kazanma alışkanlığımız devam ediyor. Ama benzeri oyunları turnuvada da oynarsak bir de bakmışsınız, 5'lik oluvermişiz. Bu tür maçların ciddi yan etkileri var. En önemlisi de sakatlıklar... Danimarka'da Kjaer sakatlanmış. Volkan Şen sakatlandı. Bu tür özel maçlarda sakatlanan oyuncular liglerde de özellikle şampiyonluk yarışında ciddi eksikliklere yol açabiliyor.