İkisi de kaybetti (Ali Ece)
Fenerbahçe, maça Başakşehir galibiyetindeki tam saha presle başladı. Nedense bir süre sonra bu presten vazgeçip sadece topun arkasına geçti ve bireysel hata kovaladı. İlk yarıda Galatasaray ise ideal 11’iyle sahada olmasına rağmen pas yüzdesi düşük kaldığı için ideal futbolunu sergileyemedi.20-45 arası daha çok orta saha mücadelesi ve maçın yayınlandığı 84 ülkede sadece hakemin görmediği kartlık pozisyonlar izledik. İkinci yarı ofansif açıdan ilk yarıya oranla daha hareketli ve heyecanlıydı. Fernando’dan sonra Selçuk da oyundan çıkınca bir süre Galatasaray orta sahası çok bocaladı.Aykut Kocaman değişikliklerini biraz daha erken yapsaydı, rakibin o geçici zaafından daha fazla faydalanabilirdi. Kocaman geç de olsa tüm kozlarını sahaya sürdü ancak Muslera’yı aşacak zamanı bulamadı.Son bölümde Gomis ve daha çok boş alan bulmaya başlayan Rodrigues ile Galatasaray da kontradan golü zorladı. Ancak Volkan’ın Kadıköy’deki namağlupluğunu aşamadı.
Aslan, Kadıköy’de istediğini aldı (Erman Özgür)
Fernando’nun ilk 11’e dönüşüyle savunma göbeğini pozisyon bilgisi yüksek bir ön libero ile destekleyen Galatasaray, topun arkasına çabuk geçtiği ilk yarı boyunca Fenerbahçe’ye doğru dürüst pozisyon vermedi. Aslan, çabuk oynadığı zamanlarda da Gomis’le rakibini tehdit etti.Fenerbahçe’de ise yine kalabalık savunmaya hücum etmenin sıkıntısı vardı. Soldado ve Mehmet Ekici tercihleri ile Galatasaray kalesine daha fazla gitme planı tutmadı. 2. yarı ise karşılıklı hamleler içinde en fazla Aykut Kocaman’ın Fernandao ile çift santrfora dönüşü etkili oldu.Baskıyı artıran Fenerbahçe, Giuliano ve Fernandao ile mutlak golleri kaçırınca son 20 dakika savunmada kalmayı tercih eden Galatasaray istediğini alan taraf oldu. Ve yine dünya derbisi dediğimiz bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı düşük kaliteli futbolla başladığı gibi bitti.