Bebek yüzlü katil (Tayfun Bayındır - Milliyet)
Türkiye, siyasette, sporda, sanatta ve eğitimde dünyanın her yerinde yalnız bir ülke. Hiçbir alanda ne desteğimiz var ne de lobimiz. Her gelen ‘vurun abalıya’ misali tekmeleyip geçiyor. Bu Ivan Bebek, herhangi bir İtalyan, İspanyol hatta Yunan takımının maçını böyle yönetsin de göreyim. O yakasındaki FIFA kokartını, onun gözüne sokarlar. Biz ise sırtını sıvazlayıp duruyoruz, belki az canımızı yakar diye. Bebek, Allah’ından bulsun, başka söyleyecek bir şey yok. Ama şu bir gerçek ki Pereira’ya söyleyecek çok sey var. 1-0’ın avantajıyla gittiğin deplasmanda Diego değil, Ozan oynardı. Daha bir oyunu tutardık, belki daha az sarı kart görürdük. Aslında ilk yarıda her şey istediğimiz gibiydi. Golü de en iyi olduğumuz anda kalemizde gördük. Yanıtı da Braga’nın en iyi olduğu anda verdik. Beklentimiz, soyunma odasından dönüşte orta sahası Ozan ya da Meireles’le güçlenmiş bir takımdı. Ama Pereira bunu tercih etmedi. Yazık, gerçekten çok yazık. Fenerbahçe, bu Braga’yı rahat geçerdi. Hiç hesapta olmayan Hırvat’ı unuttu. Bundan sonrası artık toparlanma vaktidir.
Bir F.Bahçe, bir Braga bir de Bebek!.. (Ercan Güven - Milliyet)
Bırak aga bırak!.. Portekiz’e kazanmaya gitmişin de, baskı altında oynamayı severmişsin de... Sen önce savunmana bak! Sonra takım disiplinine. Ve hakeme... Türkiye’de “büyük takım” kontenjanından hakem hatası varsa senin lehine. Savunman burada yavaş rakiplere karşı ideal ölçülerde. Kazanırken disiplin de pek bozulmuyor. Ama hikaye Portekiz’de geçiyorsa işte böyle dramatik bir boyut kazanıyor. İyi istirahatler tribünde! Yazık... Kaçan fırsat ne kadar büyükse kaçıranlara o kadar ayıp. Oysa Fenerbahçe, Braga maçına şoke eden bir girişle başladı. İstanbul’dakinden bile hızlıydı... Aslından olağan temposuydu Fenerbahçe’nin. Herkesin alışık olduğu önde basmasıydı. Yakın oynamasıydı... Hızlı paslaşmasıydı... Ama bir gollü galibiyet cebinde gittiğin deplasmanda maça böyle girmek doğal olarak rakibin beklemediği bir olaydı. Fenerbahçe sürdürebilse mesele yoktu. 12. Adam sahada olmasa sürdürebilirdi belki de. Braga’nın toparlanması için “sinyal” hiç umulmadık bir yerden, hakemden geldi!