Johan Cruyff'un futbol efsanesi olduğunu gösteren 11 unsur

Futbol bir efsane ismi daha kaybetti: Hollandalı futbolcu ve teknik direktör Johan Cryuff. Birçok futbolsevere göre o, futbolun en önemli ismiydi. İşte Cruyff'u futbol efsanesi yapan 11 unsur: Hazırlayan: Cantürk Manav / CNN TÜRKİyi futbolcu olmak her zaman iyi teknik direktör olmak anlamına gelmiyor. Maradona ve Pele en iyi futbolcu sıralamasında hep ilk iki sıra için yarışır. Cruyff üçüncü olarak gelir. Ama Cruyff tüm zamanların hem en iyi futbolcularından, hem de en iyi teknik direktörlerinden biriydi.Teknik direktör olarak 1 Avrupa Süper Kupası, 1 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu, 2 Avrupa Kupa Galipleri Kupası, 4 La Liga şampiyonluğu, 1 İspanya Kral Kupası ve 2 Hollanda Kupası şampiyonluğu kazandı. Hollandalı yıldız 1999'da uluslararası tarih ve istatistik federasyonunca yüzyılın futbolcusu seçildi. Aynı yıl Fransız dergisi France Football onu tüm zamanların en iyi üçüncü futbolcusu seçti. Hollanda 1934 ve 1938'de dünya kupasına katıldıktan sonra 1974'e kadar bu önemli turnuvada yer alamadı. O yıl dönüm noktasıydı. Cruyff önderliğindeki Hollanda 1974 dünya kupasında finale çıktı. Bu Hollanda için bir ilkti. Ancak Portakallar kupayı Almanya'ya kaptırdı. Hollanda milli takımında 33 gol attı. Portakallar onun gol attığı hiçbir maçı kaybetmedi. 1978deki dünya kupasına başına silah dayanarak rehin alındığı için katılamadı. Kariyerinde futbolcu olarak; Ajax ve Barcelona'da almadık kupa bırakmadı. 3 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu, 9 Hollanda Ligi şampiyonluğu, 6 Hollanda Kupası, 1 La Ligi şampiyonluğu, 1 İspanya Kral Kupası kazandı. Döneminin en iyi futbolcusuydu. Bunu aldığı ödüllerle kanıtladı. 70'lerde onun kadar ödül alan bir futbolcu yoktu. 1971, 1973 ve 1974 yıllarında Ballon d'Or ödülünü kazanarak, Avrupa'da 3 kez en iyi futbolcu seçildi. Rinus Michels'in mucidi olduğu total futbolun en iyi yorumcularındandı. Savunma hattıyla hücum hattı arasındaki mesafeyi daraltmayı amaçlayan ve futbol takımının oyuncularının her mevkide oynayabilmesini öngören futbol sistemini hem futbolculuğu, hem de teknik direktörlüğünde uyguladı, daha üst noktalara taşıdı. Futbolu hücum yönünden zengin bir temaşa sanatı olarak gördü. La Masia futbol okulunu kurdu Barcelona'da. Katalan ekibinin son 10 yıla damga vuran tiki-taka futbolunun kurucusu aslında oydu.Lionel Messi ve Andreas Iniesta onun futbol kültüründe yetişmiş en önemli isimlerden. Barcelona üzerinde hiçbir futbol adamının onun kadar etkisi olmadı. 1990'da başına geçtiğinde Katalan ekibinin ligde sadece 10 şampiyonluğu vardı. Bordo mavililer La liga'da son 26 yılda 13 kez mutlu sona ulaşma başarısını elde etti. Futbol basittir. Ama basit futbol oynamak kadar zor bir şey yoktur sözü ona ait. Eğer kazanamıyorsan, kaybetmeyeceksin de onun lafıydı. Futbolu bir felsefe olarak görüyordu.Sadece bir top var. Bu yüzden ona sahip olman lazım sözleriyle Barcelona'nın topu bırakmayan sistemini açığa çıkarıyordu aslında. Zeka dolu sözleriyle şaşırtmayı sevdi. Beni anlamanızı isteseydim, daha açık anlatırdım demişti bir defasında. Oyunu okuma kabiliyeti, net pasları, hızı, tekniği ve gol yeteneğiyle modern futbolcunun tüm özelliklerine sahipti. futbol oynamıyor bale yapıyordu sanki çimlerin üzerinde. Orkestra şefi gibiydi. Cruyff dönüşü literatüre geçti. Başta Fransızların efsanesi Michel Platini olmak üzere Eric Cantona ve Xavi birçok yıldız onu örnek aldı.Futbol adamı olarak daha da fazla ilham verdi Frank Rijkaard, Pep Guardiola onu örnek aldı. Daha önce de penaltıyı paslaşarak kullananlar olmuştu. Ama paslaşarak penaltı onun sayesinde tanındı. 1982'de arkadaşına pas vererek kullandı. Penaltı, Cruyff penaltısı olarak tarihe geçti. Bunu en son uygulayan Barcelona'nın yıldızları Messi ile Suarez oldu. Cruyff'ı andıkları belliydi. 14 numara Cruyff ile markalaştı. Birçok futbolcu ondan örnek alarak 14 numarayı giydi. Aslında onun bu rakamı tercihi tamamen bir tesadüftü. 1964 ile 1970 arasında 9 numaralı formayı giydi çünkü o dönem maça başlayan futbolcular sadece 1 ile 11 arasındaki rakamları kullanabiliyordu. 30 Ekim 1970'de Ajax'tayken ezeli rakipleri PSV Eindhoven ile oynadıkları maçta takım arkadaşı Muhren 7 numaralı formasını bulamadı, Cruyff ona kendi 9 numaralı formasını giymesini teklif etti. Sonra da gitti ve kendisine rastgele sepette en üstte duran formayı aldı. O formanın numarası 14'tü.11- Dik durdu, sözünü sakınmadıCruyff her zaman güçlü kişiliğiyle tanındı 1973'te Barcelona'ya transfer olduğunda İspanya'nın başında halen diktatör Franco vardı. Neden Real Madrid değil de Barcelona'yı seçtiği sorulunca Hiçbir zaman Franco ile bağlantılı bir kulüpte oynamam yanıtını verdi. Yıllar sonra verdiği bir röportajda o günleri şöyle anlattı:Ajax Başkanı beni Real Madrid'e satmak istiyordu. Barcelona Real Madrid ile aynı seviyede değildi o dönemde, bir Katalan ekibinde yer almak da bir meydan okumaydı. Ama Barcelona bir kulüpten fazlasıydı.Barcelonayı ve Katalanları o kadar sevdi ki, oğluna Katalanlarda çok yaygın olan Jordi ismini verdi. O da futbolcu olarak kariyer yaptı. 1982–83 sezonunda Ajax ona yeni bir sözleşme önermedi. Bu Cruyff'u kızdırdı. Ajax'ın ezeli rakibi Feyenoord'a transfer oldu. Feyenoord 10 yıl sonra şampiyonluğa ulaştı. Hollanda'nın 2010 Dünya Kupası'ndaki futbolunu ise şu sözlerle eleştirdi: Ben kimi destekliyorum? Ben Hollandalıyım, ama futbol oynayan İspanya'yı destekliyorum.