'HAKEMLERİ LÜTFEN TÖHMET ALTINDA BIRAKMAYIN'
Sözlerini sürdüren Yücel, "Ben burada Futbol Federasyonu'na ve MHK'ye seslenmek istemiyorum. Ben burada futbolun tüm paydaşlarına sesleniyorum; Hakemleri lütfen töhmet altında bırakmayın. Hakemlere psikolojik baskı yapmayın. Bir hakemi tehdit etmek ne demek ya? Hakemi tehdit edersen, aba altından sopa gösterirsen yarın öbür gün biri de çıkar bir futbol yorumcusunu bacağından vurur. Kendini bilmez başka bir adam, başka bir olaya teşebbüs edebilir. Bizlerin, göz önünde olan spor adamlarının bu tip söylemlere kendilerini çok çok dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü zemini biz hazırlıyoruz. Ondan sonra, 'ah vah' deyip hastanelere koşuyoruz. Geçmiş olsun ziyaretinde bulunuyoruz. Bu saçmalık, bu trajikomik bir durum. Tüm futbol camiasına söylüyorum; Hakemlerimizi töhmet altında bırakacak, psikolojik baskı anlamında onların oyun anlayışını etkileyecek hareketlerde, davranışlarda, söylemlerde bulunmayalım. Çünkü hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Sonra istenmeyen olaylar olduğu zaman da, 'ah niye böyle oldu? Vah niye böyle oldu' diye de serzenişte bulunmayalım" dedi.
'HERKES İŞİNİ DOĞRU DÜZGÜN YAPSIN'
Fikstür konusuna değinen Yücel, şöyle konuştu: "Özellikle puan kaybından sonra bu fikstür polemiği artık standart oldu. Her sene önümüze geliyor. Herhalde fikstür dezavantajı olarak şu an son yıllarda özellikle ama özellikle bu yıl Beşiktaş çok ciddi bir dezavantaja sahip. Ama biz kesinlikle çıkıp ağlamıyoruz. Beşiktaş'ın geçmişinde geleneklerinde genlerinde bu tip söylemler asla ve asla yoktur. Gerek teknik ekibimiz, gerek oyuncularımız zaten bu işi yapmak için ücret alıyorlar. Bunlar onların profesyonel işi. Bu Avrupa Kupası'nda mücadele eden takımlar, keza Türkiye Kupası'nda ve Süper Lig'de mücadele eden takımlar zaten maçların yoğun olacaklarını önceden biliyorlar. Eğer fikstür çok yoğun diye herhangi bir tereddütleri varsa çok kolay. UEFA Kupası'na katılmasınlar. Sadece Türkiye Kupası'na da paf takımıyla çıksınlar. Sadece Süper Lig'de mücadele etsinler. Ben zannetmiyorum ki herhangi bir Süper Lig takımına, 'UEFA Kupası'nda yer açıldı, buyurun sizi UEFA kupasına alıyoruz' ya da 'Avrupa kupalarından birine alıyoruz' dediğimiz takdirde katılmayacak bir Süper Lig ekibi tahmin etmiyorum. O yüzden oyuncularımızın, teknik kadromuzun işi bu zaten. Biz Beşiktaş olarak her ne kadar Avrupa maçlarından sonra 7 maç üst üste deplasmana da gitsek bu bizim için bir bahane değildir. Bu bizim zaten işimizdir, oyuncularımızın zaten işidir. Hepimiz profesyoneliz. Bizler de yönetim kadrosu olarak gerek teknik ekibe, gerekse de oyuncularımıza düzgün bir zemin hazırlamakla mesulüz. Burada ağlamak için kimse iş yapmıyor. Herkes işini doğru düzgün yapsın diyorum."