Yurdun dört bir yanından sonbahar manzaraları!

Sonbaharın gelmesiyle birlikte yurdun dört bir yanında renk cümbüşü yaşanıyor. İşte Tekirdağ'dan Bolu'ya seyrine doyumsuz sonbahar manzaları...Düzce'nin Kaynaşlı ilçesinde hazan mevsiminin gelmesiyle başka bir güzelliğe bürünen Kurugöl Tabiat Parkı, doğaseverlerin ilgisini çekiyor. Kaynaşlı'nın 15 kilometre kuzeyinde bulunan ve 2011 yılında Tabiat Parkı olarak tescillenen Kurugöl, doğal güzelliği, ormanları ve gölüyle ziyaretçilerine eşsiz güzellikler sunuyor. Yeşil, sarı ve kahverenginin farklı tonlarını barındıran doğasıyla dikkati çeken Kurugöl, özellikle sonbaharda çok sayıda doğa ve fotoğraf tutkununu ağırlıyor. Tertemiz havasıyla stres atmak isteyenlerin çokça tercih ettiği Kurugöl Tabiat Parkı'nda, foto-safari, sportif olta balıkçılığı, piknik ve kamp gibi aktiviteler yapılabiliyor. Kütahya ile Bursa sınırları arasında kalan Domaniç Dağları'nda sonbahar mevsimi kendini hissettirmeye başladı. Osmanlı Devleti'nin kurulduğu topraklar olan, Kütahya ile Bursa sınırları içinde kalan oksijen zengini Domaniç Dağları, sonbaharın gelişiyle ayrı bir güzelliğe büründü İç Ege'de yer alan, yüzde 53'ü ormanlarla kaplı Kütahya'nın doğal güzellikleri ile ünlü ilçesi Domaniç, sonbaharda da göz kamaştırıcı renklere ev sahipliği yapıyor. Eşsiz manzaralar sunan ilçedeki ormanlar, ziyaretçilerle dolup taşıyor. Sonbaharın doğaya yansıyan sarı ve yeşil tonlarının görüldüğü Domaniç, özellikle doğa yürüyüşü ve fotoğraf tutkunlarınca yoğun olarak tercih ediliyor. Bolu-Mudurnu kara yolu arasında yer alan Mudurnu Dağları, hazan mevsiminin gelmesiyle ziyaretçilerine güzel manzaralar sunuyor.Osmanlı kasabalarından Mudurnu, tarihi ile doğal güzellikleriyle sonbaharda da turistik gezi için tercih ediliyor. Abant, Sülüklü Göl ve Sünnet Gölü tabiat parklarının bulunduğu ilçede, Bolu-Mudurnu kara yolu arasındaki Mudurnu Dağları'ndaki ormanlarda sonbahar nedeniyle yeşil, sarı ve kahverenginin her tonunu görmek mümkün.Mudurnu Dağları, bu sıralar da doğa ve fotoğraf tutkunları tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Erzurum'un doğal güzelliğiyle öne çıkan ve söğüt ağaçları arasında akan Serçeme Deresi'nin etrafı, sonbahar renklerine büründü. Erzurum kent merkezine 13 kilometre mesafede bulunan Rize yolu üzerindeki Serçeme Deresi, her mevsim ayrı güzelliğe bürünen doğasıyla adından söz ettiriyor. Yazın yemyeşil doğasıyla piknik yapmak isteyen ailelerin tercih ettiği dere çevresinde şu sıralar sonbahar güzelliği yaşanıyor. Bu yıl yurt genelinde yaşanan kuraklık nedeniyle su seviyesinin düştüğü derenin bulunduğu yöredeki söğüt ağaçları, yeşil ve sarının birçok tonuna bürünerek ayrı güzellik oluşturdu. Tekirdağ'da Ganos Dağı eteklerindeki ormanlar, sonbaharın gelişiyle yeşilin yanı sıra turuncu, sarı ve kırmızının farklı tonlarıyla renk cümbüşü yaşatıyor. Şarköy ilçesine bağlı Uçmakdere ve Süleymanpaşa ilçesine bağlı Yeniköy mahallelerinde bulunan ormanlar, sonbaharda doğaya yansıyan yeşil, sarı, turuncu ve kırmızının farklı tonlarıyla göz alıcı güzelliğe kavuştu. Her mevsim farklı güzelliği ile dikkati çeken ormanlar, sonbaharda renk cümbüşü oluşturuyor. Doğaseverler ile amatör fotoğrafçılar, renk cümbüşünün doğaya ayrı bir güzellik kattığı ormanlık alanda hem yürüyüş yapmanın hem de fotoğraf çekmenin keyfini yaşıyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, AA muhabirine, Tekirdağ'ın sonbaharın gelişiyle eşsiz bir güzelliğe büründüğünü söyledi. Fotoğraf tutkunu ve doğaseverlerin özellikle hafta sonları kenti ziyarete geldiğini anlatan Hacıoğlu, şöyle konuştu:İstanbul'a en yakın turizm merkezi olan kentimiz her mevsim bir başka güzel. Hazan mevsiminin güzellikleri de bambaşka. Ormanlarda doğada adeta bir renk cümbüşü yaşanıyor. Doğa tutkunları bu eşsiz güzellikleri görmek için ilimize gelmeye devam ediyor. Yeşilden sarıya uzanan tüm renk tonlarını aynı karede bulabilmek mümkün. Ziyaretçiler ilimizi sonbaharda mesken tutmuş durumda. Doğal güzellikleriyle ünlü Bolu Yedigöller Milli Parkı'nda hazan mevsiminin gelmesiyle sararan yapraklar renk cümbüşü oluşturdu.İsmini bünyesinde barındırdığı Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl'den alan Yedigöller Milli Parkı, her mevsim doğaseverlere farklı güzellikler sunuyor.Ankara ve İstanbul gibi iki büyük şehir arasında yer alan ve Bolu kent merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta bulunan Yedigöller'de sonbaharla birlikte adeta renk cümbüşü yaşanıyor.Sarı, kahverengi ve yeşilin her tonuna sahip Yedigöller, büyüleyici güzelliği sayesinde özellikle sonbaharda iş ve büyük şehirlerin stresinden uzaklaşmak isteyen doğa tutkunlarını ağırlıyor.Burada gölleri, şelaleleri, dilek çeşmesini ve gülen kayaları gezen, balık tutan ziyaretçiler, tertemiz doğada keyifli vakit geçiriyor. Çadır ve karavan kampı da yapabilen tatilciler, Kapankaya seyir terasıyla doğal güzellikleri farklı bir açıdan görme fırsatı yakalıyor. Her mevsim çok sayıda tatilciyi ağırlayan Yedigöller Milli Parkı'nı yılın ilk 9 ayında 94 bin kişi ziyaret etti.Tüm tedbirleri almış bulunmaktayızBolu Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Serpil Uysal, AA muhabirine, Yedigöller'in her yıl olduğu gibi bu yıl da sonbaharı en iyi şekilde yaşamaya hazırlandığını söyledi. Tedbirleri artırdıklarını vurgulayan Uysal, Ziyaretçilerimizin otopark sorununu çözmeye çalıştık. Bu konuda bu sezon içerisinde bazı uygulamalarımız olacak. Gerek yaşadığımız pandemi süreci sebebiyle aldığımız tedbirler gerekse sahanın temizliği anlamında gereken tüm tedbirleri almış bulunmaktayız. Ziyaretçilerimizi geçen yıllarda olduğu gibi bu sene de en iyi şekilde ağırlayacağımızı düşünüyoruz. diye konuştu. Uysal, Yedigöller'i bu yıl eylül sonuna kadar 94 bin kişinin ziyaret ettiğini, bu rakamın yıl sonu 200 bini bulacağını ifade etti. Yedigöller'in korunması ve gelecek nesillere aktarılması için ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını aktaran Uysal, Bu konuda ziyaretçilerin de üzerine düşen bazı sorumluluklar var. Yedigöller'e gelirken bir korunan alanın içerisinde olduklarının bilincinde olmaları gerekir. Yedigöller'den giderken ayak izinden başka bir şey bırakmadan alandan ayrılmaları gerekir. Aynı hassasiyeti ziyaretçilerimizden de bekliyoruz. diye konuştu. Uysal, milli park içerisine çadır kurmak isteyenlerin can güvenlikleri açısından kamp alanı dışına çıkmamaları gerektiğini vurgulayarak, Ateş yakmak ve yemek ihtiyacını karşılamak için kullanmış oldukları sistemin yer ateşinden uzak olması gerekir. Yere temas etmeyen mangalların içerisinde olması gerekiyor. Mangal küllerinin de hiçbir suretle yere dökülmemesi gerekiyor. Bu doğaya ciddi zarar veriyor. Onlar için yapılmış özel çöp konteynerleri var. Mangal küllerini ona atmaları gerekir. uyarısında bulundu.