Toparlamam lazımdı kafamı, kendime gelmeliydim. İstanbul’un stresinden, mutsuzluğundan, sevgisizliğinden kaçıp birkaç günlüğüne yine bir yerlere gitmeliydim. Ve bu yerde sevgi olmalıydı. Başıma buyruk uzun yürüyüşlerim sonunda soluklanmak için kapılarının önündeki çiçekli sandalyelerine oturduğumda cama çıkıp ‘Aç mısın kızı? Buyur, gel sofra hazırlıyorduk.’ diye beni tanımadan sevebilen insanlar yaşamalıydı orada. Hayal gibi geliyor değil mi artık böyle insanlar? Metropollerden biraz uzaklaşın, bakın öyle kimseler nasıl da yaklaşıyor size. Beni ilk görüşte seven insanlarla tanıştım. Şimdi sizlere onları anlatacağım, sevgiyle başlıyorum…