Bu adalara gitmek yalnızca ulaşım bedeli, zaman ve pasaport değil, yürek de ister.Burada yaşayanlar İkinci Dünya Savaşından sonra Amerika Birleşik Devletleri tarafından tahliye edildi ve bölgede 1948-1958 yılları arasında 43 defa nükleer silah testi yapıldı. Radyoaktif atık ve pislik bırakmak için yapılan beton kubbe hala burada durmaktadır ve 2027 yılında insanların yerleşimine açılması düşünülmektedir. UNESCOnun Dünya Mirası listesinde olan ve çok fazla ziyaret edilen bu mercan kayalıkları aslında oldukça tehlikeli bir yer. 1946-1958 yılları arasında nükleer silahları test etmek için kullanılıyordu. 1987 yılında radyasyon seviyesinin normale döndüğü söylenince birçok insan buraya yerleşse de, bölgenin asıl yerlileri geri dönmeyi reddetti. Komorlar ağzına kadar hastalıkla dolu olan bir Afrika ada ülkesi. Sıtma taşıyan sivrisineklerle dolu. Suyu kirli, kaynatmadan herhangi bir iş için kullanmak imkansız. Hepatitin her türlüsü cirit atmakta. Sütünü içmeden önce 2 defa kaynatmakta fayda var. Burada da insan faktörü ön plana çıkıyor. Burası 1946 ile 1970 yılları arasında yaklaşık 50 bin adet düşük seviyeli radyoaktif atığın okyanus tabanına atıldığı bir bölge. Kapların yeri ve verebilecekleri zarar tam olarak bilinmiyor. Sık ormanlarla kaplı olan bu adayı tehlikeli sınıfına sokan şey üzerinde yaşayan yerel halk; yani Sentinel Kabilesi. Adanın dışından gelen herkese oklarla ve mızraklarla karşılık vererek etkileşim içerisine girmeyi reddeden bu kabile resmen hayalimizdeki hayatı yaşıyor. Bu adayı vahşi hayvanlar, özellikle de yılanlar yönetiyor diyebiliriz. Zaten Yılan Adası olarak tanınıyor. Çoğunluğunu en zehirli türlerin oluşturduğu binlerce yılana ev sahipliği yapan bu adaya insanların girmesi yasak. Bu ada, ağırlığı 400 kiloyla 1.5 ton arasında değişen binlerce tuzlu su timsahına, yani dünyanın en büyük yırtıcı sürüngenine sahipliği yapıyor. Hatta Guinness Rekorlar Kitabına göre Ramree Adası, dünyanın en çok ölümle sonuçlanan timsah saldırılarının gerçekleştiği yer. Hala ikna olmadıysanız sıtma taşıyan sinekler ve zehirli akrepler de var. Yelpaze geniş. Yaklaşık 1 kilometre genişliğinde ve 2 kilometre uzunluğunda olmasına karşın, gezegendeki en tehlikeli yerlerden biri. Nedeni ise çok basit: İnsanoğlu. İkinci Dünya Savaşı sırasında biyolojik savaşın (şarbon) deneme alanı olarak kullanılıyordu ve toprağı bir daha temizlenmeyecek derecede kirletildi. Mümkünse gitmeyin. Büyük ölçekli fırtınaların dünya üzerinde bu adadan daha fazla uğradığı bir yer yok. 1851 yılından günümüze tam 64 tane kasırga bu adanın üzerinden geçmiş. Yani 2,5 yılda bir dümdüz oluyor. Gitmek isterseniz kış mevsimine denk getirmeye gayret gösterin. Toplamda 7 tane olan bu adalar, kuzey-güney doğrultusunda 280 kilometre boyunca uzanan volkanik bir kuşağa dahiller. Kendilerini tehlikeli sınıfına sokan durum ise adalardan devamlı sülfür gazının çıkması. Gaz miktarının coşması sonucunda 1953te ve 2000de burada yaşayan yerel halk tahliye edilmiş, ancak 2005 yılında tekrar yerleşime izin verilebilmiş. Bu adalardan biri olan Miyakejimada insanlar hala maskesiz dolaşmamakta.