Sıcaktan kaçış rotası: Karadeniz yaylaları!

Yaz sıcağından, şehir hayatından uzaklaşarak kendini doğanın yeşilinde ve tertemiz havasında yenilemek isteyenler için Karadeniz yaylaları deniz tatiline serin, yeşil ve bol oksijenli alternatifler sunuyor. Meltem Güneş'in haberi..Yaz ayları boyunca gün geçmiyor ki yeni bir sıcak hava dalgası haberi önümüze düşmesin. Küresel ısınma nedeniyle alternatif arayan turizmcilerin yeni gözdesi yayla tatiline ilgi artarken Avrupada da yüksek rakımlı bölgeler öne çıkmaya başladı. Türkiyenin yaylaları da artan ilgiyle turistik cazibe merkezi haline geliyor. Sıcaktan bunalan yerli ve yabancı turistler, deniz tatiline serin, yeşil ve bol oksijenli bir alternatif olan yayla turizmine yöneliyor. Şiddetli sıcaklıkların hakim olduğu Suudi Arabistan, BAE, Ürdün, Mısır, Katar gibi ülkelerden Karadeniz yaylalarına gelen turist sayısı da her geçen yıl artıyor.Yayla evleri pansiyona dönüşüyorTürkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Alternatif Turizm İhtisas Başkanı Mikail Köroğlu, birçok coğrafyada olduğu gibi ülkemizde de yaz aylarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesinin tatil tercihlerine yansıdığını söylüyor: Tatillerini kıyı bölgelerinde geçirmek istemeyen, doğayla baş başa olmak isteyen vatandaşlarımız daha çok doğa macera turizmini tercih etmeye başladı. Bu noktada zaten büyük ilgi gören ve hepsinin ayrı bir güzelliği olan yaylalarımız öne çıktı. Elbette ülkemizde yüzlerce yayla mevcut. Ancak bu yaylaların önemli bir kısmı turizm amaçlı kullanılmıyor. Doğu Karadeniz bölgesi yayla turizminde başı çekiyor. Doğu Karadeniz bölgemizde ise Çamlıhemşin bölgesinin özel bir yeri bulunuyor. Bu bölgemizdeki Pokut, Amlakit, Gito, Huser, Hazindak, Elevit gibi yaylalar en çok tercih edilen yaylaların başında geliyor.Bu bölgelerdeki konaklama imkanları nasıl? sorusuna ise Köroğlu, Birçok girişimci yayla evlerini pansiyona çevirdiği gibi yaylalara yeni ve lüks tesisler de yapılmaya başlandı. Dolayısıyla bu bölgemizdeki yaylalarımızda turistlere yönelik klasik ve lüks otel seçeneklerinin yanı sıra yayla evi ve pansiyon seçenekleri de bulunuyor yanıtını vererek, yayla turizmine ilginin artmasıyla bölgede konaklama tesislerinin de oluşmaya başladığına işaret ediyor.Turizmin ülke ve yıl geneline yayılmasına özel bir önem verdiklerini aktaran Köroğlu, Ülkemize gelen ziyaretçilerin yalnızca kıyı turizmi çerçevesinde değil de farklı turizm ürünlerimize ilgi göstererek gelmeleri önemli. Turizm hareketinin bir ya da birkaç alanda toplamak yerine farklı segmentlere yayılması sektörün sağlıklı ve sürdürülebilir büyümesini destekleyen bir gelişme diyor. Maçka-Şolma Yaylasında çeşitli işletmeler bulunuyor. Zengin bitki örtüsüne sahip ormanlarla çevrili; akan suları, dingin doğasıyla ziyaretçilere dinlenebilecekleri bir ortam sunuyor. Erikbeli Yaylası, endemik bitkileriyle görsel bir şölen sunuyor. Lustra ve Karester Yaylası güzel çayırları ve manzaralarıyla biliniyor. Antalyadan İzmirden geliyorlar Turistik amaçlı bölgeye gelenlere yıllardır yaylaların güzelliğini ve Karadenizin eşsiz doğasını anlatan Profesyonel Turist Rehberi Yahya Saka yaylaların insanlar üzerinde yarattığı fiziksel ve ruhsal iyilik haline dikkat çekiyor. Karadeniz bölgesindeki yaylaların rakımının 1500-2500 metre arasında olduğunu söyleyen Saka, Küresel ısınmayla birlikte insanların sıcağa karşı antipatisi, fobileri oluşmaya başladı. İzmir, Muğla, Antalya, Adanadaki vatandaşlar Karadeniz bölgesine geliyor diyerek temmuz, ağustos, eylül aylarının daha çok tercih edildiğine işaret ediyor. Bulutların üzerinde salıncak keyfi Yaptığı betimlemelerle yaylaların güzelliğini okurların gözünde canlandırmamıza yardımcı olan Saka, Karadeniz bölgesinde en ilgi gören yaylalardan örnekler veriyor: Rizedeki Huser Yaylasının manzarası doyumsuz bir manzara. Bulut denizlerinin üzerine doğru yapılmış salıncaklar var. Elevit Yaylasının içinden akan müthiş soğuk suların olduğu alanlar var. İnsanlar suların etrafında yürüyüş yapıyor ve doğal güzellikleri fotoğraf karelerine yansıtıyor. Artvin yöresi bu anlamda daha yeni keşfedilmiş. Maçahel gibi dünya biyosfer zenginliği bakımından koruma altına alınan bir bölgemiz var. Buralarda da yayla turizmi oldukça revaçta. Vatandaşın yaylalara olan ilgisini daha görünür kılmak için bunu rakamlarla ifade eden Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan, Doğa, yayla ve inanç turizmi kapsamında geçen yıl 1 milyon 319 bin 299 ziyaretçi ağırladık, 706 bin 532 yabancı turist konakladı. Suudi Arabistan, Umman, BAE, Kuveyt, Ürdün, İran, Irak, Bahreyn, Katar, Mısırdan yoğun ilgi görüyoruz diyor. Erdoğan, Ortadoğu pazarında Trabzonun çok ilgi gördüğüne vurgu yaparken, Suudi Arabistandan gelen ziyaretçi sayısının bir önceki yıla göre yüzde 32 oranında arttığını söylüyor. Yayla şenliklerine rağbet çok Özellikle kuru iklime sahip sıcak coğrafyalarda yaşayan insanların bölgeye neden ilgi duyduğunu da net bir şekilde ifade eden Erdoğan, Yayla turizmiyle insanlar kendilerini çok daha fazla özgür hissediyor. Su kenarları, ormanlar, insanların özlem duyduğu destinasyonlar. Doğa yürüyüşü yapanlar da var çadır kurup kamp yapanlar da var. Şehir stresinden uzak, doğa detoksu yapıyorlar diyor. Sis Dağı, Hıdırnebi, Şolma, Sultan Murat yaylalarının en çok ilgi gören yaylaların başında geldiğini söyleyen Erdoğan yaz döneminde yayla şenliklerinin de yoğun ilgi gördüğünü dile getiriyor. Orduda şenlikli yarışmalar Ordunun en bilinen yayları arasında Çambaşı, Perşembe ve Keyfalan yer alıyor. Perşembe Yaylasındaki şenliklerde çeşitli yarışmalar, folklor gösterileri, konserler düzenleniyor. Çambaşı Yaylası, doğa sporlarıyla ilgilenen ziyaretçilerin favorisi. Keyfalan Yaylası ise temiz havası, sağlıklı suları, doğal hayvansal ürünleri ve geleneksel yayla evleri ile dikkat çekiyor. Her yıl temmuz ayının ikinci pazar günü yayla şenliği de yapılan Kümbet Yaylası, birçok yeme-içme tesisine ve etkileyici manzaralara ev sahipliği yapıyor. Bektaş Yaylası geleneksel yayla yaşamının tipik örneklerinin gözlenebildiği otantik bir alan olarak ön plana çıkıyor. Görele ilçesinde yer alan Sis Dağı Yaylası ise dağcılık başta olmak üzere birçok doğa sporuna elverişli rotalara sahip. Artvinde yeşilin binbir tonu Artvin, yayla turizmi açısından Türkiyenin en önemli şehirlerinden biri. Artvin yaylaları arasında en meşhur olanlar ise Kaçkar ve Kafkasör . Kaçkar Yaylası , dağcılık gibi sporlar için imkanlara sahip. Geniş orman ve çayır alanlarıyla kaplı yaylada yaban hayatı da gözlemlenebiliyor. Şehrin zümrüt yeşili yaylaları arasında en bilineni Ayder Yaylası. Çamlıhemşine 19 km uzaklıkta konumlanan ve Türkiyenin en ünlü yaylaları arasında yer alan Ayder, sırtını Kaçkar Dağlarına dayıyor ve ladin, kestane, kayın ve köknar ormanlarının arasında her mevsim farklı bir güzelliğe bürünüyor. Gürgendibi ve Gelintülü Şelalelerine yürüyüş mesafesinde konumlanan yaylada uzun doğa yürüyüşleri yapmak mümkün. Marmara, Ege ve Akdenizde açık hava sahnesi Türkiyenin global tanıtım kanalı GoTürkiyenin paylaştığı bigilere göre Bursa, yaz aylarında yemyeşil yaylalarıyla bir açık hava sahnesine dönüyor. Kirazlıyayla, Sarıalan ve Çobankaya yaylaları görülmeye değer ve kamp yapılabilecek yerler arasında. Bergama-Ayvalık arasındaki Kozak Yaylası da doğa yürüyüşü yapılabilecek rotalar arasında yer alıyor. Antalyadaki Finike-Ördübek Yaylası 1100 metre yükseklikte ve buraya 41 kilometrelik bir orman yolunu takiben 6 kilometrelik bir dağ yolundan ulaşılıyor. Zengin bir bitki örtüsüne sahip yaylada konaklama imkanı yok. Bu nedenle buraya giden ziyaretçilerin ihtiyaç duyacakları tüm ekipmanı yanlarında götürmeleri gerekiyor. Mersin-Gözne Yaylasında sağlık ocağı, elektrik, su gibi temel ihtiyaçların yanı sıra alışveriş için dükkanlar ve geceyi geçirmek için konaklama olanakları var. Mut-Sertavul Yaylası da tam kapsamlı bir turistik altyapıya sahip. Adanadaki Pozantı-Tekir Yaylası ulaşımı kolay yaylalardan biri. Turizm için gerekli olan tüm altyapının kurulduğu bölgede otobüs turları düzenleniyor. Hataydaki Dörtyol-Topaktaş Yaylası ise trekking gezileri için güzel bir çıkış noktası. Temel ihtiyaçlara yönelik hizmetler bulunuyor.