Seyahat blogger'ı olmak isteyenler için 8 tavsiye
Sabahları analiz yapıyor, tatillerinde seyahat bloggerlığı. Elaine, küçükken belli ki bir dünya haritasının üzerine kafa üstü düşmüş. Kocası Dave ise gündüzleri hesap kitapla uğraşıyor, onun dışında ise dünyanın ücra köşelerini fotoğraflamayı seviyor. Bu çiftin beraber 'The Whole World Is A Playground' yani 'Tüm dünya bir oyun alanı' adlı seyahat blogları var. Senede 15 ülke geziyorlar. İşte bu başarılı blogger çiftten seyahat bloggerlığına soyunan ya da bu işe ilgi duyanlara birkaç tavsiye. Bakın, bu rengarenk görünen hayatın perde arkasında sizi neler bekliyor.
Haberin Devamı
1- 'Boş zaman' kavramını unutun
/

Seyahat blogger'ı olacaksınız hayatınız boş geçmeyecek. Günlük programınız hem dolu olacak hem de gününüz oldukça yoğun geçecek.Seyahat etmediğiniz süreçte seyahat planları yapıyor olacaksınız. Onu yapmıyorsanız büyük ihtimalle yazılarınızı yazıyor, fotoğraf ve videolarınızı montajlıyor veya sosyal medyanızın başında duruyorsunuzdur. Bu hayat böyle. Durmak yok.
2- İzin günlerinizi iyi değerlendirin
/

Dünya kocaman bir gezegen ve siz, bu yazıyı okuduğunuza göre, karış karış gezmek isteyeceksinizdir. Eğer bizler gibi kadrolu bir işiniz de varsa, seyahat fırsatları sizler için de altın değerinde olacak. Bu fırsatları iyi değerlendirmek için bazı kararlar almanız gerekecektir. Mesela bizim 'ölmeden önce yapmak istediklerimiz' listemiz var ve ne zaman bir tatil yaklaşsa biz buna göre plan yapmaya başlıyoruz. Siz de blogger olacaksınız, elinizi çabuk tutsanız iyi olur. Dünya durmuyor, uçaklar hep havada!
Haberin Devamı
3- Fotoğraf çekmek refleksiniz haline gelsin
/

Kocam için bu, kaçınılmaz bir durum. O, fotoğraf çekmeye bayılıyor.Fotoğraf çekme refleksi, seyahat blogger'ı olacaklar için çok önemli bir özellik. Dave, çekebildiği kadar çok fotoğraf kareleme yanlısı. Ne bir kap çorba içebiliriz ne de bir parça bir şey yiyebiliriz o görselini almadan. Bu, inanılmaz bir avantaj çünkü biz bloggerız. Ben yazılarımı yazarken bu fotoğraflar çok yardımcı oluyor. Ben de gülüyorum bazen gün batımını veya bir arabanın geçmesini fotoğraf çekmek için bekliyoruz diye ancak bu güldüklerim, seyahat bloggerlığının olmazsa olmazlarından.Bu fotoğrafları yalnızca çekmek değil elbet olay. Doğru yerlerde, doğru renklerle ve yazılarla kullandığınızda ne kadar kritik olduklarını siz de anlayacaksınızdır.
4- 'Tatil' artık 'seyahat' demek
/

En son ne zaman bir sahile oturup da keyif yaptık hatırlamıyorum. Sanırım 2010'daydı.Seyahat bloggerlığı yan gelip yatma yeri değil. İşimiz uçağa binerken başlıyor. O andan gezinin sonuna kadar her anı belgeliyoruz. Siz de seyahat blogger'ı olduğunuzda benzer bir efor sergilemek durumunda kalacaksınızdır. Buna ek olarak herkes popüler bir turist noktasına gidiyorken sizin birkaç saat uzaktaki küçük bir köye gidip orayı deneyimlemeniz fark yaratacaktır. Bunları yazmak yapmaktan elbette daha kolay.Dilini bilmediğiniz ülkelerde ve tanışık olmadığınız kültürlerle iletişim kurmayı ve bu iletişimi blogunuza en etkin şekilde yansıtmayı öğrenmelisiniz.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
5- Utanmayın
/

Havalimanları ve uçaklar bu konuda azıcık sıkıntılı. Mesele biz biner binmez localardan uçak koltuklarına kadar her şeyi fotoğraflıyoruz. Orayı burayı didik didik çekerken sessiz sakin oturan insanlar da gözlerini bizden alıkoyamıyor.Ama buna aldanmamak gerek. Kendinize güvenin ve o fotoğrafı çekin. Blogunuzda fotoğraflar, yeniden söylemek gerekirse, çok önemli!
6- Google Analytics rehberiniz olsun
/

Analizlerimizi gösteren bir sistem varken kimin televizyon izlemeye ihtiyacı olur ki?Ne demek sitede şu an okur yok? Hakikaten mi? Tamam, bu kadar da saplantılı değiliz ancak analizler bizim için çok önemli. Okuru yorumlar ve sosyal medya dışında bu şekilde takip ediyoruz.Bu sistemin sizin blogunuz için de çok kullanışlı olacağına şüphe yok.Mesela şu an 20 bin okurumuz var ancak hedefimiz 100 bin. Bu olduğunda bir şişe şampanya açacağımıza şüphe yok.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
7- Email yağmuruna alışın
/

Okur emailları, basın bültenleri, çirkin yorumlar, garip istekler... Hepsini gördük diyebiliriz. 'Aptal mısınız?' diye başlayan emaillar mı dersiniz... Oto lastik reklamı yapar mıyız diye soran mı...Uğraş dur. Bu iş böyle. Anahtarı iletişim.Sonra bir de elbette teşekkür eden takipçilerimiz var. Mesela bizim en sevdiğimiz yorum 'bize ilham veriyorsunuz' oluyor.Bunu duyduktan sonra da tüm spamlar anlamsız kalıyor.Siz de seyahat blogunuzu yönetirken tonla email ile iş yapmaya şimdiden kendinizi hazırlayın derim.
8- Sonunda koca bir 'oh' çekin
/

Seyahat bizim bu dünyada en sevdiğimiz şey. Hiçbir deneyim yeni bir şehirde tanışık olmadığımız bir kültürde bu gezegeni keşfetme zevkinin yerini alamaz. Bu deneyimlerimizi dünyayla paylaşmak ise işin daha da güzel olan kısmı. Bazı geceler uyuyamadığımda blogumuzu açıp kendimi cimcikliyorum. Bu gerçek olabilir mi? Bu benim hayatım mı? İnanamıyorum. Bu hayat tarzı bize kendimizin en iyi hali olma fırsatını açıkça sunuyor. O kadar çok insanla tanışıp o kadar çok okurla iletişime geçtik ki, bu hakikaten harika bir olay. Tüm iş yüküne değen bir sonucu var seyahat bloggerlığının.Siz de blogunuzu yönetirken bu püf noktaları atlamayın. Çok çalışacaksınız ama dünyanın ücra bir köşesinin kokusu burnunuza geldiğinde hepsine değdiğini iliklerinizde hissedeceksiniz.Başarılar!