Hayaller şehri Prag’da görülmesi gereken 4 harika müze

Gün olur da yolunuz Praga düşerse, şehrin ilk bakışta sakin görünen havası bir anda girdaba dönüşüp sizi eski şehir meydanına sürükleyecek; şaşırmayın! Kafkayı da çıldırtan Pragın görünürdeki sükunetinin altında yatan bir fırtına öncesi sessizlik haliydi.Eski şehir meydanındaki anıtta yer alan büyük reformist rahip Jan Husun belki de dünyanın en ayrıntılı matematik formülleri kullanılarak yontulmuş eli, bir şeylerin aniden hareketleneceğinin ilk habercisi olabilir sizin için. Ancak biz Pragın başka bir özelliğine birbirinden ilginç müzelerine göz atacağız. Çek Cumhuriyetinin Vltava nehrinin ortasından geçtiği başkenti onlarca galeri ve müzeye ev sahipliği yapıyor. Prag denilince hepimizin içinde derin bir burukluk bırakan Franz Kafkanın adına bir müze olmasaydı resmin bir kısmı yarım kalırdı. Vltava nehri üzerindeki tarihi Charles köprüsünün kuleleri altından geçtikten sonra kendinizi bir anda şehrin çok daha eski, küçük binalarla dolu diğer parçasında bulacaksınız.Müzenin, Kafkanın pençeleri olan bir anne olarak tanımladığı Pragın keşmekeşinden uzak bu bölgede yer alması da oldukça manidar. Nehir kıyısında yaşayan kazların bir kaç metre uzağındaki müzeye yaklaştıkça zamanın geri sarıldığını hissediyorsunuz. Kapıdan içeri girdiğinizde kapı gıcırtıları ve buğulu bir ses sizi karşılıyor. Yanıbaşınızda bir anda beliriveren üç boyutlu eski Prag görüntüleri, Kafkanın çocukluğunun geçtiği sokakların, babasının şirketinin fotoğrafları, Milena ve diğer nişanlılarının insanı içine içine çeken yüzleri garip bir his uyandırıyor. O anda tüm bu karanlık atmosfere, Smetananın Vltava nehri için bestelediği Moldaunun ezgileri yayılıyor. Eski arşiv dolapları, ahizeyi kaldırdığınızda Kafkanın eserlerinden parçaları dinleyebildiğiniz ofis telefonları, Kafkanın kendi el yazısından Çekçe ve Almanca yazılmış zam talebi ve hastalık izni dilekçeleri de müzenin diğer etkili parçalarını oluşturuyor. Kafka Müzesindeki atmosferden yeterince nasibinizi alıp tekrar kalabalıkların içine, şehrin öteki yakasına döndüğünüzde Pragın birbirinden ilginç diğer müzelerine gitme fırsatı bulabilirsiniz. En etkileyicilerinden birisi köprünün diğer ayağına yakın tarihi Yahudi Mahallesinde yer alan Yahudi Müzesi. Müze eski Yahudi mezarlığı, meşhur İspanyol Sinagogu gibi tarihi yapıları bünyesinde barındırıyor. 1906 yılında kurulan müze Avrupadaki en eski Yahudi müzelerinden biri olarak biliniyor. Yalnızca Çekya değil tüm Avrupanın Yahudi tarihini deneyimleyebileceğiniz müzede 40 bin nesne ve 100 bin kitabı kapsayan Judaica koleksiyonu gibi bir çok farklı koleksiyon bulunuyor. 2. Dünya Savaşı sırasında 80 bin Prag Yahudisi savaş kurbanı oldukları için Naziler tarafından ellerinden alınan mallar üzerinde hak sahibi kimse kalmamıştı. Bu nedenle binlerce nesne şu anda müzede sergileniyor. Bu tarihsel bilgi sizi üzebilir, ancak nesnelerin sahipsizliğini daha iyi anlamanızı sağlayacaktır. Bir başka etkileyici müze bir orta ve doğu Avrupa klasiği komünizmi tema alan Komünizm Müzesi. Çek Cumhuriyeti oldukça talihsiz bir komünizm geçmişine sahip. 1968 yılında Çekoslovakya Komünist Partisinin kontrolünü ele alan Alexander Dubčekin liberalleşme ve demokratikleşme reformları Varşova paktı ülkelerinin Pragı işgaliyle sonuçlandı. Tarihte Prag Baharı olarak bilinen, ve 72 Çekoslovakyalının ölümü, 300 bin kişinin Batı ülkelerine göç etmesiyle sonuçlanan bu protesto ve işgalle bastırılma hikayesini Komünizm Müzesinde hissetmek mümkün.Müzede yalnızca askeri temsiller bulunmuyor, komünizm döneminin günlük hayatı, sanatı, sporu, medya propagandası da temsil ediliyor. Müze Savarin Sarayı içinde yer alıyor. Müzenin McDonalds, United Colors of Benetton, ve Zara gibi markaların hemen ortasında bulunmasının müze çalışanları için oldukça eğlenceli ve manidar olduğunu söyleyebiliriz. Kapitalizmin ayak sesleri sizlere de ulaştı mı? Pragın bahsedeceğimiz son müzesi 1970li yıllardan beri hayatımıza giren tüm Apple ürünlerinin sergilendiği Apple Müzesi. Turizm enformasyon bürosundaki kadının bu müze neden Pragda hala anlayabilmiş değilim dediği müze dünyadaki en geniş Apple ürünleri koleksiyonuna sahip. Bu belki de Çek halkının yeni teknolojilere olan merakından ileri geliyor olabilir. Müzede ilk Apple bilgisayarın Steve Jobs ve Steve Wozniak tarafından Jobsun ailesinin garajında nasıl üretildiği, Apple ailesinin nasıl büyüdüğü, dünyada nasıl bir devrime yol açtığını görebilmek mümkün. Aynı zamanda müzenin içinde bir vegan kafe de yer alıyor. Müzenin karının hayır kurumlarına bağışlandığını da belirtelim. Pragın söz ettiğimiz müzeleri onlarca müzeden yalnızca bir kaçı. Bu sessizlik içinde her an kopabilecek bir çığlığa benzeyen şehre yolunuz düşerse mutlaka öncesinde bir müze listesi yapın deriz.