Doğayla iç içe olmak isteyenler: Sapanca ve Yedigöller'e gitmenin tam zamanı....

Sapanca ve Yedigöller her mevsim güzel ama eylülde bir başka güzel... Doğanın büyüleyici manzaraları karşısında etkilenmemek elde değil. Sonbaharın bu ilk günlerinde hemen bir plan yapıp mutlaka keşfetmeye gidin! (Sabah)Sapanca Sakarya'ya bağlı şirin bir ilçe... Sakin, doğa içinde ve çevresindeki iddialı SPA otelleriyle kendiniz için keyifli vakit ayırabileceğiniz bir rota. Sapanca'nın tarihi M.Ö. 1200 yıllarına kadar dayanıyor. Frigyalılardan beri yerleşimin olduğu arka arkaya Bizanslıların ve Selçukluların ve yaşadığı bu beldede hafta sonu için yapılacak birçok aktivite mevcut. Bir kere ne olursa olsun erken kalkın ve Sapanca Nehri kenarındaki sevimli kahvaltı mekanlarından birinde güne Merhaba diyin... Özellikle Kırkpınar Mahallesi yakınlarında çok sevimli kafeler bulunuyor. O güzel manzara karşısında kahvaltı etmekten keyif alacağınız kesin... Sonra alınan kilolara inat ya doğa yürüyüşü yapın ya göl kenarında koşun ya da en güzeli bisiklet kiralayın. Hatta sandal kiralayarak gölde tur atmanız da mümkün... Türkiye Kürek Milli Takımı'nın antremanlarını yaptığı bu gölde siz de birkaç kürek atın anılarınıza anı katmış olursunuz emin olun. Tabii ki Göl manzarasına doyduk yapacak başak bir şey yok mu? diyebilirsiniz, o zaman da alalım sizi keyifli bir ATV turuna... Sapanca'da çeşitli ATV parkurları mevcut. Göl, offroad, dağ ve yamaç parkurlarından birini seçebilirsiniz ve çok eğleneceğinize garanti verebilirim... Hatta isterseniz tam bir doğa aşığıysanız çadırlı kamplarda da kalıp doğanın ruhuna tam olarak bakabilirsiniz... Yorulduk doğanın tadına vardık muhakkak balık ekmek keyfi yapın. Tabii ki birbirinden güzel balık restoranlarından birinde de yemek yiyebilirsiniz. Ama şehirde yapmadığınız bir şey yapın derim ben... Sonra da atlayın arabaya trekking, ziplin ya da safari yapabileceğiniz Maşukiye'ye ya da Kartepe'ye... Henüz kar olmasa da doğası muhteşem Kartepe'nin bir uğramakta fayda var derim ben. Ya da Soğucak Yaylası'na çıkıp kamp ya da dağ yürüyüşü yapabilirsiniz... Türkiye'deki ilk alabalık üretme çiftliğinin kurulduğu Büyükgöl'e doğru gidebilirsiniz. Bu gölde alabalık tutabilir ya da satın alabilirsiniz. Büyükgöl' ün etrafında bir tur atarak, gölün üstüne kurulmuş olan iskelelerden gölü izleyip bol bol fotoğraf çekmek de bir alternatif. Büyükgöl'ün kalabalık ve hareketli hali yerine daha sessiz sakin bölgeler için Nazlıgöl, daha uygun bir alan. Gölün yüzeyine çıkan su sebebiyle Şelale Gölü olarak da biliniyor. Gölü çevreleyen manzaranın keyfine daha iyi varabilmek için göl boyunca yedi km'lik yürüyüş ve bisiklet parkuru da var. Kamp alanı olarak genelde bu bölge daha çok tercih ediliyor. İncegöl ve Sazlıgöl sırada... Sazlıgöl'ün sol yanındaki patikadan yola devam ederseniz yaklaşık 300 metre sonra milli park içindeki geyik üretme istasyonunu görebilirsiniz. Parkta, Kapankaya ve Manzara adında iki seyir terası var. Tüm Abant manzarasının tepeden görülmesini sağlayan bir konuma sahip. Tahta merdivenlerden çıkarak zirveye ulaşıldığında tüm yorgunluğunuzu unutturacak eşsiz bir manzara sizi karşılıyor. Seyir teraslarına yaklaşık 500 metre uzaklıkta da tam 500 yıllık Karaçam Ağacı sizi bekliyor olacak. Gelelim Bolu'da bulunan Yedigöller Milli Parkı şehir merkezine 42 km uzaklıkta ama parka ulaşmak arabayla yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Çünkü yolları oldukça virajlı. Ama bir o kadar da güzel. Yolculuğunuza yeşilin her tonunu görmek mümkün. Yedigöller Milli Parkı'na giriş yaya, otomobil ve kamp yapacaklar için ayrı ayrı ücretlendiriliyor. Toplu taşıma ile ulaşım imkanı bulunmuyor. Özel aracınızla ya da düzenlenen turlarla gidebilirsiniz. Yedigöller'deki göllerin adı Sazlıgöl, İncegöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl ve Seringöl. Her gölün özelliği ismine yansımış. Göller birbirine çok yakın. Birinden diğerine yürüyerek kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. İlk durağım Deringöl oluyor. Gölün kenarında otopark mevcut. Hafta sonu olduğu için yollara çekilmiş araçlar da var. Gölün üstüne yansıyan ağaçların görüntüsünden gözlerinizi almanız mümkün değil. Katlanabilir sandalyenizi gölün kenarına koyup kendinizi doğanın sessizliğine bırakabilirsiniz. Kitabınızı ve kulaklığınızı unutmayın. Gölün etrafında kurulmuş çadırların sayısı da oldukça fazla. Hatta karavanı ile gelen de var. Kamp alanları ise parkın belli bölgelerinde var. Diğer göllerde de izin verilen alanlarda kamp yapılabiliyor.