Doğadan bir armağan: Kazdağları

Şehrin gürültüsünden, iş yoğunluğundan, bunaltan sıcaktan sıkıldınız mı? Biraz nefes almaya mı ihtiyacınız var? O zaman muazzam bir doğa, bol oksijen ve huzurun merkezi Kazdağları sizi bekliyor.Biz kalacak yer olarak Ayvacıka bağlı Yeşilyurt Köyünü seçtik. İyi ki de seçmişiz. Eğer daha önce gitmediyseniz siz de bu köyde kalabilirsiniz. Köyün konumu, doğası tartışılmayacak kadar güzel. Eski taş evleri, taş döşeli sokakları, yeşili, havası başınızı döndürecek... Köyde konaklama sorunu da olmaz ancak önceden yer ayırmanızda fayda var!.. Seçenek çok ve nereyi seçerseniz seçin memnun kalma ihtimaliniz yüksek. Öncelikle ulaşım hakkında biraz bilgi verelim. Eğer o bölgeye gidiyorsanız ya kendi aracınızla gidin ya da uçakla Edremite gidip orada araç kiralayın. Köyleri gezmek istiyorsanız mutlaka araca ihtiyacınız olacak. Biz kendi aracımızla, Çanakkale üzerinden gittik. Çanakkaleden karşıya geçeceğiniz zaman mutlaka Eceabat- Çanakkale güzergahını kullanın. Giderken Gelibolu iskelesi yakın ancak çok fazla araç kuyruğu oluyor, aklınızda bulunsun. Biz iki günlüğüne gittiğimiz için bölgede hızlı bir tur yapmak durumundaydık. İlk gün konakladığımız yerde dinlendik. İkinci günün sabahında ise güzel bir kahvaltının ardından yola çıktık. Kazdağlarına gidildiğinde mutlaka gezilip, görülmesi gereken yerleri 6 madde olarak sıraladım. Bu 6 başlıkla kendi gezdiğim rotayı paylaşmış olacağım. Yeşilyurt Köyü yani kaldığımız yer Kazdağlarının en batı kesiminde olduğu için en uzaktan yakına doğru bir rota çıkardık. Kazdağları denildiğinde akla ilk gelen yerlerden Hasan Boğuldu Sütüven Şelalesi. Biz de ilk olarak Milli parkın içindeki Hasan Boğuldu göletine gittik. Size önerim mutlaka o buz gibi suya girin. Çevreyi gezin ve oraya kurulan pazardan meyve alın. Hafta sonları çok kalabalık oluyor. Eğer mümkünse hafta içi gidin. Doğa yürüyüşü ve yüzmek için mükemmel bir yer. Tabi suyun ne kadar soğuk olduğunu ancak girdiğinizde anlıyorsunuz. Hasan Boğuldu göletinin biraz aşağısında ise Sütüven Şelalesi var. Suyun on yedi metreden döküldüğü, şelalenin hemen dibinde de yüzmek mümkün. Hasan Boğuldudan sonra Zeytinli köyüne geçtik. Köy adından da anlaşılacağı gibi geniş zeytin bahçelerine sahip. Zeytinlinin hemen ötesinde ise Kızılkeçili köyü var. Bu köyde anıt ağacı mutlaka görün. 850 yaşında deniyor ama bana kalırsa çok daha yaşlı bir ağaç. Neyse, sonra da köy meydanındaki kahvehanede bir çay ya da kahve için. Hatta vaktiniz varsa yemek de yiyebilirsiniz. Kazdağları Kızılkeçiliden sonra rotamız, Çamlıbel köyü. Köy, yeşil bir vadiden Edremit Körfezi'ne bakıyor. Çamlıbelin bir diğer özelliği de usta oyuncu Tuncel Kurtizin yaşadığı ve mezarının bulunduğu yer olması. Önce köyü biraz gezin. Sonra Tuncel Kurtizin mezarını da ziyaret edebilirsiniz. Köyün çıkışında muhteşem Edremit Körfezi'ni tepeden gören bir restoran var. Orada yemek yiyebilirsiniz. Yine körfeze karşı bolca fotoğraf çekebilirsiniz. Çamlıbele hemen komşu konumda olan bir diğer köy ise Tahtakuşlar Köyü. Kazdağları Tahtakuşlar köyü Kazdağları bölgesinde çok önemli ve ünlü bir köy. Kazdağları Türkiyenin ilk köy müzesi burada. Ayrıca Orta Asyadan bugüne kadar kültürel yapısını en iyi koruduğu söylenen köydür. Müzeyi mutlaka görün. Müzede etnografya galerisi, Türkmen kültürü, sanat galerisi, kütüphane ve deniz ürünleri var. Dünyada sergilenen en büyük Deri Sırtlı Deniz Kaplumbağası da burada sergileniyor. Kazdağları Tahtakuşlar Köyünden sonra sırada Şahin Dere Kanyonu var. Kanyonun Kazdağları için çok önemli bir görevi var. 26 kilometre uzunluğundaki Kanyonun, dağdan çektiği çam kokulu havayı ovaya dağıttığı, denizden aldığı iyot kokulu havayı da Kazdağlarına çıkartarak bir çeşit baca görevi gördüğü söyleniyor. Kanyonu gezmek isterseniz yanınızda mutlaka rehber olmalı. Kazdağları Ancak rehbersiz de kısa bir mesafe muhteşem doğa, buz gibi akan dere boyunca yürüyüş yapabilir, suya girebilirsiniz. Kazdağları için günün sonunda yapılacak son şey ise Adatepe Köyüne geçmek. Adatepe Rumlardan kalan ve neredeyse hiç bozulmamış bir köy. Köyde konaklamak isterseniz şayet, birçok butik otel mevcut. Size önerim köyün ara sokaklarında yürüyüş yapın o muhteşem mimariye yakından tanıklık edin. Günün sonunda yani artık güneşin batışına doğru ise köyün doruğundaki Zeus Altarına geçin. Çam ağaçlarının arasından yapacağınız yaklaşık 800 metrelik bir yürüyüşten sonra Zeus sunağına ulaşıyorsunuz. Tepeye çıktığınızda, iyi ki yürümüşüm diyeceksiniz. Altınoluka tepeden bakan muhteşem bir manzara. Kendinize oturacak uygun bir yer bulun ve güneşin batışını izleyin. Biz size kısa sayılacak ancak en önemli yerleri gezip görebileceğiniz bir rota çizmiş olduk. Fakat o bölge daha gezilip görülmesi gereken onlarca köy, dere ve tarihi yerlere sahip. Uzun doğa yürüyüşleri yapabilir, arazi araçlarıyla turlara çıkabilir veya çadır kampları yapabilirsiniz. Ancak vaktiniz kısıtlıysa 6 madde ile sıraladığımız rotayı bir güne rahat rahat sığdırabilir, oldukça keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Önümüz sonbahar, hadi şimdi hemen yapın planınızı ve iki günlüğüne de olsa gidip gezin. Aslında nasıl güzel ve özel bir doğaya sahip olduğumuzu yakından deneyimleyin. Gittiğinizde de mutlaka bol zeytin ve zeytinyağlı kahvaltılar yapın, kekikli enfes yemekleri tadın. En önemlisi de derin derin nefes alın, tertemiz havayı ciğerlerinize doldurun.