Divriği Ulu Camii Nerede, Nasıl Gidilir? Divriği Ulu Camii Tarihi Ve Özellikleri...

Anadolu toprakları, coğrafi konumu nedeniyle pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu medeniyetlerin bir kısmı Anadolu’da sayısız eser bırakmış ve bu eserlerin bir kısmı da günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Dış mekanında beliren insan figürü ile tanınan Divriği Ulu Camii de ayakta kalmayı başaran kıymetli yapılardan biridir.
Divriği Ulu Camii Nerede?
Tam adıyla Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Sivas ilinin Divriği ilçesinde yer alan tarihi bir yapıdır. Anadolu İslam medeniyetinin sembollerinden biri olan yapının bin yıllık bir geçmişe sahip olduğu bilinir. Evliya Çelebi, eserinde bu yapıdan bahsederken “Methinde diller kısır, kalem kırıktır” demiştir. Bu dizelerden de anlaşılacağı üzere Divriği Ulu Camii tarihi ve mimari özellikleriyle kıymetli bir kültür parçasıdır.
Divriği Ulu Camii’ne Nasıl Gidilir?
Dünya çapında ilgi toplamayı başaran bir yapı olarak Divriği Ulu Camii’ne nasıl gidilebileceği sıklıkla sorulan sorular arasında yer alır. Bu bakımdan, cami Sivas il merkezine yaklaşık 175 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Darüşşifa, cami ve türbeden oluşan bu yapıya Türkiye’nin herhangi bir ilinden rahatlıkla ulaşım sağlamak mümkündür. Bunun için isteğe bağlı olarak özel araçlarla ya da şehirlerarası otobüslerle seyahat etme seçenekleri değerlendirilebilir.
Divriği Ulu Camii Tarihi Nasıldır?
UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne dahil edilen Divriği Ulu Cami, Mengücekli beyi Ahmet Şah tarafından 1228 ile 1229 yılları arasında yaptırılmıştır. Camiyle bir kabul edilen darüşşifa da aynı tarihlerde Ahmet Şah’ın eşi Turan Melek tarafından yaptırılmıştır. Her iki yapının da mimarı Hürrem Şah olarak bilinir. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Hürrem Şah’ın bilinen tek eseridir. Mimarın, yapıyı inşa ederken farklı motif, sembol ve şekilleri birleştirerek kendine has bir üslup oluşturduğu düşünülür.
Divriği Ulu Camii Özellikleri Nelerdir?
Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası UNESCO tarafından Dünya Mirasları Listesi’ne dahil edilen ilk İslam mimarisi örneğidir. Mimari bakımından yapının Barok ve gotik mimarisinden izler taşıdığı yorumları yapılmaktadır. Hatta cami inşaatından sonra Avrupa’da ortaya çıkan klasik gotik tarzının ilk örneği de yine Divriği Ulu Camii olarak kabul edilir.
Caminin plan tipi ve süsleme bakımından herhangi bir benzeri olmadığı söylenmektedir. Bu bakımdan, avlu bölümünde Selçuklu ve Emevi Devletleri’ne ait planların her ikisini birden görmek mümkündür. Taşa işlenmiş nakışlar ve kapı motifleri de yapıyı bezeme bakımından ön plana çıkan detaylardır.
Divriği Ulu Camii Dış Mekanı Nasıldır?
Sivas denince akıllara sembol olarak gelen Divriği Ulu Camii hem iç mekan hem de dış mekan bakımından oldukça kıymetli detaylar taşımaktadır. Buna göre, yapının dış mekanını aşağıdaki gibi listelemek mümkündür.
Darüşşifa Taç Kapı
Batı Kapı
Cennet Kapısı
Şah Kapısı
Minare
Taç Kapısı, Orta Asya Türk-Batı geleneğinden birtakım izler taşır. Şifahanenin giriş kısmı olan bu yapı çift yönlü kemer atılımına sahiptir ve orta kısmında bir havuz bulunur. Gölgeli Kapı olarak da bilinen Batı kapı, meşhur insan siluetinin oluştuğu kısımdır. Bu kapıya ikindi güneşi vurduğu vakit, Kur’an-ı Kerim okuyan bir gölgenin oluştuğu görülür. Divriği Ulu Camii denince akıllara gelen en büyük niteliklerden biri de bu insan siluetidir.
Cennet kapı, caminin ana giriş bölümüdür ve bu kapıda da yılın belirli zamanlarında bir kadın silueti oluşmaktadır. Kapı yüzeyinde cennet ve cehennemin katmalarının anlatılması, buranın isminin belirlenmesinde etkili olmuştur. Şah kapısıysa klasik Selçuklu mimarisinden izler taşır. Diğerlerine nispeten oldukça küçük boyutlarda olan bu yapı, Allah’ın huzuruna eğilerek girildiğini temsil eder.
Divriği Ulu Camii İç Mekan Özellikleri Nelerdir?
Divriği Ulu Camii dış mekanda taşıdığı detaylara iç mekanlarda da sahiptir. Sade bir görünüşe sahip olan iç mekan 16 sütun üzerine inşa edilmiştir. Bu sütunların bir kısmı orijinal, geri kalanlarıysa sonradan ilavedir. Eşsiz bir mihraba sahip olan yapının minber kısmı, abanoz ağacı kullanılarak 12 senede yaptırılmıştır. Minber, taç kapı ve tonozlarda Ahmet Şah’ın dindar bir kimse olduğu vurgusuna yer verilmiştir.
Caminin iç kısmında yer alan dikkat çekici bir detay da yapı içerisindeki sandıklardır. Bu sandıklardan iki tanesi Selçuklu döneminde ziyaretçilerin kıymetli eşyalarını bırakmaları için konulmuştur. Son sandık ise sadaka amaçlı konulmuştur. Bu sandığa isteyenler sadaka bırakabilir, ihtiyaç sahipleri de yardım alabilir.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Sakarya’nın misafirleri 9 günlük tatilde Acarlar Longozu’na akın etti
VİZESİZ VE PASAPORTSUZ SEYAHAT EDİLEBİLEN ÜLKELER! Kimlik göstermek yetiyor! En ucuzu bakın hangisi çıktı
Mardin’de ‘Uzak Şehir’ bereketi
Japonya hakkında belki ilk kez duyabileceğiniz 10 ilginç şey
Eksi 10 derecede sıcak havuza giriyorlar! "Soğuğu hiç hissetmiyoruz"