Aya İrini Nerede, Nasıl Gidilir? Aya İrini Kilisesi Tarihi Ve Özellikleri...
Aya İrini Kilisesi, Bizans İmparatorluğunun İstanbul'da inşa etmiş olduğu ilk kilisedir. Aynı zamanda İstanbul'da yer alan en büyük kilise olan bu çok özel tarihi yapı, her yıl milyonlarca turist tarafından da ziyaret ediyor. Uzun seneler boyunca Ortodoksların ibadet ettiği yer olan kilisenin yapımında tuğla ve taş kullanıldı.
Ayasofya Camisinin yakınında yer alan Aya İrini Kilisesinin avlusunda, şimdiye kadar pek çok fotoğraf ve resim sergisi de düzenlendi. 2002 ve 2017 tarihleri arasında kilisenin pek çok yeri de restore edildi. Aya İrini, Sent Antuan Kilisesi ile birlikte en fazla ziyaret edilen kiliseler arasında yer alıyor.
Aya İrini Nerede?
Aya İrini (Hagia Irene) kilisesi, tarihi 4’üncü yüzyıla dayanan oldukça eski bir kilisedir. Topkapı Sarayı‘nın birinci avlusunda yer alan Aya İrini hala müze olarak hizmet veriyor. Aynı zamanda burada yıl içinde çeşitli kültürel etkinlikler de düzenleniyor. Aya İrini Kilisesi Bizans tarafından inşa edilen İlk Kilisedir.
Aya İrini Müzesi, İstanbul ilinin Fatih ilçesinin Sultanahmet semtinde yer alan Sultanahmet meydanının arka taraflarında yer alan Topkapı Sarayı’nın birinci avlusunda yer alıyor.
Aya İrini'ye Nasıl Gidilir?
Sultanahmet'te yer alan Aya İrini'ye en pratik ulaşım yolu Bağcılar - Kabataş arası sefer düzenleyen Tramvay hattına binmektir. Aya İrini Kilisesi, İstanbul'un Fatih ilçesinde ve Topkapı Sarayının içinde yer alıyor. Avrupa Yakasında ikamet eden kişiler ise, tramvay hattını tercih ederek Topkapı durağında inebiliyor.
Sultan Ahmet durağına da yakın bir mesafede yer alan kiliseye otobüs ve dolmuşlarla da rahatlıkla ulaşım sağlanıyor. Anadolu yakasında ikamet edenler ise, Kadıköy ve Üsküdar'dan Eminönü vapuruna da binebilir. Eminönü'nde tramvaya binerek Aya İrini Kilisesi'nin arası ise, yaklaşık 10 dakika kadardır. Tramvayın Sultan Ahmet durağında inmeniz gerekiyor.
Taksim‘den Aya İrini'ye gelecekseniz, füniküler ile Kabataş’a inerek, Beşiktaş‘tan geliyorsanız otobüsü tercih edebilir ya da yürüyerek Kabataş’a gelerek, Kabataş‘tan da tramvay ile bölgeye ulaşabilirsiniz.
Üsküdar ya da Kadıköy‘den bölgeye geliyorsanız, önce şehir hatları vapurlarını kullanarak Eminönü‘ne gelip daha sonra da Eminönü’nden de tramvay ile bölgeye rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Marmaray (Üsküdar’dan) ya da treni kullanarak Sirkeci durağında inerek, yine tramvay ile Sultan Ahmet’e ulaşabilirsiniz.
Aya İrini Kilisesi Tarihi ve Özellikleri
Aya İrini Kilisesi, kubbeli bir bazilika olarak inşa edildi. Aynı zamanda bu kilise, güçlü bir akustiğe de sahiptir. Bu nedenle kilisede pek çok konser etkinliği de düzenleniyor. Kilisenin içinde yer alan müzede ise, Roma ve Bizans İmparatorluklarına ait olan pek çok tarihi eser sergileniyor. Aya İrini Kilisesi. 6. yüzyılın ortalarında İmparator İustianus tarafından inşa edildi. Dönemin Bizans mimarisinin tüm özelliklerini üzerinde taşıyan Aya İrini kilisenin yapımı yaklaşık 1 yıl kadar sürdü. 532 yılında kilisede ortaya çıkan yangın, çok büyük hasara neden oldu. 16 yıllık bir gecikmeden sonra İmparator Justinianus tarafından da kilise tamamen yenilendi. 7.yüzyılda ortaya çıkan bu büyük deprem sonrasında bir daha hasar gören bu kilise, tarih boyunca pek çok kez onarıldı ve restore edildi.
1453 yılında İstanbul'un fethedilmesi sonucunda kilisenin bir kısmı ise, cephanelik şeklinde kullanıldı. O dönemde kilisenin camiye çevrilmesi konuşulsa da kilise hiçbir zaman camiye dönüştürülmedi. Aya İrini Kilisesi, 1800'lü yıllarda da Osmanlı İmparatorluğu tarafından bir dönem depo olarak kullanıldı. Bu tarihi yapı, Fethi Ahmed Paşa'nın başlatmış olduğu çalışmalar sonucunda da müze haline getirildi. İki bölüme ayrılan bu müze yani Eski Eserler Bölümü ve Eski Silahlar Bölümü 1846 yılında ziyarete açıldı.
Aya İrini Kilisesinin inşa edilmesi ile ilgili pek çok efsane kulaktan kulağa yayıldı. Bu efsanelerden en çok bilineni ise, Penelope ismindeki dindar bir kadına aittir. Penelope, günün önemli bir kısmını ibadet ve dua ederek geçiren yaşadığı köyde putperestlerin nefretini toplamıştır.
Dindar kadını öldürmek isteyen putperestler onu bir kuyunun içine atarlar. Kuyunun içi ise zehirli yılanlarla doludur. Ama zamanla bu yılanların kadına hiçbir zarar vermediğini görürler. Kadını kuyudan çıkararak bu defa onu atın arkasına bağlarlar. Atın arkasından saatlerce sürüklenen kadın yine ölmez hatta hiçbir yerinde yara izine bile rastlanmaz. Tüm bu mucizelere tanıklık eden putperestler tüm yaptıklarından büyük pişmanlık duyarak Hristiyanlığa geçer.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
DÜNYANIN EN KÖTÜ 5 ÜLKESİ! TikTok fenomeni 'Hayal kırıklığı' diyerek uyardı: 'Oldukça yozlaşmış!'
Kış Aylarında Kapadokya’da Rüya Gibi 9 Gezi Rotası, Damak Çatlatan 5 Yöresel Lezzeti
Hevsel Bahçeleri’nde mevsim renkleri
Tablo gibi şehir Amasya
Doğa harikası Uludere Kanyonu sonbahar güzelliğiyle böyle görüntülendi