Celal Tak: Tiyatro kan kaybetse de hep var olacak
KISA KES Tıraş Sohbetleri’nde bugün, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü vesilesiyle değerli üstad Celal Tak konuğum. Kendisini ait olduğu yerde, sahnede tıraş etme ayrıcalığına nail olduğum için ayrıca mutluyum. Sahne bizim... (Röportaj / Serap Aykut - Fotoğraflar /Aydan Çınar)
Haberin Devamı
Ben sizi Bir Demet Tiyatro'da Tanıl karakteriyle tanıdım. Bize tiyatro yolculuğunuzdan bahseder misiniz?
/

Tiyatroya 1986 yılında Bursa’da özel bir çocuk tiyatrosunda oyuncu olarak başladım, o sırada Uludağ Üniversitesinde Uluslararası ilişkiler bölümünde öğrenciydim. 1989’a kadar Bursa da yine özel çocuk tiyatrolarında oyuncu ve Bursa Devlet tiyatrosunda yardımcı oyuncu olarak görev aldım. 1989 yılında İstanbul da Levent Kırca Tiyatrosuna başladım, “Nafile Dünya” adlı oyunda ve “OLACAK O KADAR” adlı TV projesinde rol aldım. 1991 sonuna doğru Almanya’ya gittim ve Almanya’da Türk ve Alman tiyatrolarında oyuncu olarak çalıştım. 1994 yılında Türkiye’ye döndüm, Levent Kırca tiyatrosunda birlikte çalıştığım dostlarım Yılmaz Erdoğan ve Necati Akpınar Beşiktaş Kültür Merkezi’nin kuruluşu için salon bakıyorlardı birlikte bakmaya başladığımız günden bugüne Beşiktaş Kültür Merkezi’nde oyuncu, sahne direktörü, yardımcı yönetmen ve yönetmen olarak görevler yürüttüm. Hala Beşiktaş Kültür Merkezi tiyatro biriminin sanat direktörü ve genel koordinatörü olarak devam ediyorum.
Bu meslekte öğrenci olmak mı zor, öğreten olmak mı?
/

Bence öğreten olmak biraz daha zor. Çünkü öğrenciyseniz sadece öğrenmeye odaklısınız, enerjinizi buna kanalize edersiniz oysa öğreten olmak için öğrettiğiniz şeyi biliyor olmak yetmez öğretmeyi de biliyor olmak gerekir. Örneğin; çok iyi İngilizce bilen biri bildiği bu dili bir başkasına öğretemeyebilir. Bence öğreten olmak daha zor.
Haberin Devamı
Bir izleyici olarak tiyatro emekçilerine baktığımda diğer tüm mesleklerden farklı olarak bunun bir iş değil, yaşam biçimi olduğunu düşünürüm. Hayatınızın ne kadarı tiyatro?
/

Bunu hayatımın şu kadarı tiyatro diye oranlamak pek mümkün değil ama genel olarak bütün tiyatrocuların yaşamlarının önemli bir bölümünü kapsar ve evet neredeyse bir yaşam biçimini alır bu meslek. Çünkü tiyatro sizin bioritminizden alışkanlıklarınıza kadar her şeyinizi belirler. Özetle tiyatro gelip sizin yaşamınızın merkezine oturur. Yaşamınızın her alanına, her noktasına dahil olur ve işte bu özelliği de onu bir yaşam biçimi haline getirir.
Pandemi dönemini saymazsak ülkemizde tiyatro, olması gereken yerde mi? İzleyicinin ilgisi nasıl?
/

Tiyatronun son iki yılda gösterdiği gelişmeyi ayrı tutarsak, günümüzde bulunduğu yerle elli yıl önceki konumu arasında çok ciddi bir fark olduğunu görürüz. 50 yıl önce ülkemizde ve özellikle de İstanbul da çok sayıda tiyatro neredeyse hemen her akşam perde açıp dolu dolu oynarken, iki yıl öncesine kadar bu rakam çok çok aşağılara düşmüştü. Tiyatronun bu denli kan kaybetmesinin en önemli nedenlerinden bir tanesi öncelikle televizyon sonrası da teknolojinin getirmiş olduğu kısmen asosyal ve tembel yaşam diyebiliriz. İki yıl önce yeniden ivme kazanmaya başlayan tiyatro ne yazık ki bir yıl önceki salgın nedeni ile yine durmak zorunda kaldı, ama tiyatro hep vardı hep var olacak.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Yıllardır saçlarınızdan sorumluyum. Yeniliğe ve denemeye açık yapınız sayesinde denemediğim model kalmadı sanırım. Ortak kararımız uzun olmasından yana, rol gereği kesmemiz gerektiğinde ne hissediyorsunuz?
/

Elbette uzun zaman sabırla uzattığımız saçın herhangi bir zorunluluk nedeni ile kesilecek olması insanı biraz üzüyor ancak bu işiniz gereği yeni oynayacağınız bir rol içinse yeni rolü oynayacak olmanın verdiği heyecan bu üzüntüyü ortadan kaldırıyor. Çünkü yeni bir rol demek yeni bir fiziksel görünüm, yeni bir beden dili ve yeni bir ruha bürünmek demektir. Bunların yanında saçın lafı olmaz.
Tiyatroda oyuncu saçlarının rolü nedir? (peruk v.s)
/

Saç elbette ki oyunculuktaki karakter yaratmada önemli bir enstrümandır. (Tabi kel birini oynamıyorsanız) Saç ve makyaj oynanan rolün dönemine karakterin fizik ve psikolojik özelliklerine mesleğine yaşına alışkanlıklarına uygun yapılmalıdır. Kendi saçınız ya da peruk ne kullanılırsa kullanılsın, tek bir değişmez koşulu vardır doğal olmalıdır.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
Fotoğraflarımızda da görüldüğü üzere saçlarınız rol çalıyor bugün:)) Tiyatroda rol çalmak nedir?
/

Tiyatroda rol çalmak sahne de söz ya da eylem sırası olan oyuncunun dışındaki bir oyuncunun jest, mimik ya da söz ile seyircilerin dikkatini kendi üzerine çekmesidir. Rol çalma onu yapan oyuncu dışında hiç kimsenin onayladığı ve eğlenceli bulduğu bir davranış değildir. Hatta tiyatronun yazılı olmayan kurallarında “yapılmaması gerekenler” bölümünde yer alır.
Celal Tak neyin peşinde?
/

Peşinde olduğum şeyi 1986 yılından beri yapıyorum, tiyatro. Fiziksel ve ruhsal olarak gücüm yettiği sürece mesleğimi yapmaya devam edeceğim. Kim bilir belki günün birinde bende son yılların modası haline gelen yorgun insanların çok sık söylediği gibi sakin bir sahil kasabasına gidip yerleşebilirim.
Haberin Devamı
Haberin Devamı