“NÖROLOJİK TEDAVİ DE GEREKİYOR”
Zonada sinir tutulumu ile cilt tutulumunun aynı seyretmediğinin altını çizen Salih, “Zonanın tedavisinde ilk 72 saat içinde verilen antivirallerin etkisi yüksek. Onun dışında sinir tutulumu ile cilt tutulumu aynı seyretmiyor. Eğer hastanın yaşı ileriyse, yaşa bağlı olan bir sinir harabiyeti olduğu için çok daha fazla ağrı hissediyor. Doğal olarak nörolojik tedavi de gerekiyor. Hastanın ağrısı devam etse bile, 3 hafta sonrasında tamamen normale dönse de 1 yıla kadar uzayabiliyor” diyerek nörolojik tedavinin gerekli olabildiğini vurguladı.Uzman Dr. Nilsu Salih, sözlerini şöyle sürdürdü:“Virüs, bağışıklık sisteminde ömür boyu uykuya yattığı için bağışıklık her düştüğünde, çok sık olmasa da tekrarlayabiliyor. Bunun en büyük tetikleyicisi sıkıntı, stres. Onun dışında, bağışıklık düşüren hastalıklar. Hasta kanser olabilir, kemoterapi görüyor ya da ameliyat geçirmiş olabilir. Bunlar, zonanın tekrarlamasını tetikleyebiliyor.”
“STRES, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DÜŞÜRDÜĞÜ İÇİN ZONAYI TETİKLER”
Zonayı tetikleyen psikolojik etkenlerin olduğunu söyleyen Medicana Çamlıca Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt, “Psikolojik bir etkene dayalı gelişen bir zona hastalığı varsa kişinin hayatında, onu ciddi anlamda zorlayan kronik stres faktörleri var demektir. Çok zorlayıcı bir iş hayatı, işsiz kalmış olması, ekonomik sıkıntılar, daima bakıma muhtaç veya engelli biriyle ilgilenmesi, ciddi bir hastalıkla mücadele ediyor olması gibi artık kişinin hayatında kronik hale gelmiş ve bununla nasıl baş edebileceğini bilemediği stres faktörleri bağışıklık sistemini düşürdüğü için zonayı tetikler” dedi.Pandemide psikolojik faktörlere bağlı zona şikayetinin olmadığına dikkat çeken Bozkurt, “Psikolojik şikayetlerin yanı sıra bağışıklık sistemi de zayıfladığı için hastaların fiziksel şikayetlerinin arttığını görüyoruz. Zona da bağışıklık sistemine bağlı bir hastalık olduğundan fiziksel şikayetler arasında sayılabilir” diye konuştu.