“Renk, bir kalite kriteri değil”
Zeytinyağında tağşiş, doğrudan tüketime uygun olmayan zeytinyağına, başka bitkisel yağların eklenip, renklendirici ve aromalarla zeytinyağı benzeri bir ürün elde edilmesi yoluyla yapılıyor. Tüketirken bile sahteciliğin fark edilmemesi mümkün. Çünkü tağşiş, sadece laboratuvar analiziyle anlaşılıyor. Ama gerçeğiyle sahtesini ayırt edebilen damaklar da yok değil!
Özellikle zeytinyağı tadım uzmanları temel kriterleri değerlendirerek zeytinyağının kalitesini belirleyebiliyor. O uzmanlardan biri de Prof. Dr. Renan Tunalıoğlu. Renan hocaya, soframıza gelen zeytinyağının kalitesini ve gerçekliğini nasıl ayırt edebileceğimizi sordum. Yanıtı şöyle oldu: “Zeytinyağının 3 analiz kriteri var. Fiziksel, kimyasal ve duyusal analiz. Tadım, duyusal analizi kapsıyor ve bizim önümüze gelen tadımını yaptığımız zeytinyağları genellikle natürel sızma olarak sınıflandırılan yağlardır. Ben, yaklaşık 30 yıllık tadımcı olarak, zeytinyağındaki hileyi ve kalitede farklılığı anlayabilirim ama tüketicinin duyusal analizle ilgili kesin bir sonuca varması oldukça zordur. Biz tadımcılar, duyusal analiz laboratuvarlarında zeytinyağını önce koku kriterine göre değerlendiririz. Koku çok önemlidir. Genellikle iyi bir tadımcı, kokusunda çok fazla kusur hissettiği zaman o zeytinyağını ağzına dahi değdirmez. Kaliteli bir yağ olduğuna inanmam için, kokladığım zeytinyağında yeşil zeytin meyvesi ve yaprak kokusu, taze çimen, orman meyveleri veya çiçek gibi hoş kokulu bileşenleri hissetmeliyim. Kokuyu kaybetmemek için de tadımı, kapaklı özel koyu renkli cam bardaklarla yaparız. Çünkü zeytinyağında renk, bir kalite kriteri değildir. Renk, zeytinin çeşidine göre değişir. Mesela, Ayvalık sarımsı, Memecik koyu yeşildir. Ayvalık çok daha açık sarıdır.”