Gün geçmiyor ki vatandaşı aldatmaya yönelik yeni bir girişimle daha karşılaşmayalım. Hilekârların gözde ürünlerinden biri de zeytinyağı.Türkiye zeytinyağı üretiminde dünyada ilk 5te. Ülkemizde yılda yaklaşık 170 bin-180 bin ton zeytinyağı üretiliyor. Bu resmi rakam. Ancak hilekârlar zeytinyağına başka ürünler katıştırarak hem tüketiciyi aldatıyor hem de ülkemizin zeytinyağında hakkettiği bir marka olmasının önünü tıkıyorlar. Bakın nasıl...Tağşişin tam anlamı karışım demek. Ekonomi penceresinden tanımlarsak kıymetli bir şeyi daha az kıymetli bir şey ile karıştırma diyebiliriz. Arılara glikoz şurubu yedirerek bal üretmek, dana etine tavuk eti karıştırmak, peynir ve tereyağına bitkisel yağ karıştırmak, kırmızı ete soya eti karıştırarak kıyma elde etmek, Antepfıstığı tozuna bezelye tozu karıştırmak, süte su katmak gibi örnekler verebiliriz.Pamukyağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı, soya yağı, fındık yağı gibi farklı bitkisel yağlar ilave edilerek zeytinyağı adı altında piyasaya sürülüyor. Hileli zeytinyağları en çok nerede karşımıza çıkıyor derseniz, bazı otelleri ve restoranları ilk sıraya koyabiliriz. Yemek fabrikalarını da unutmayalım!Dökme pamukyağı ile zeytinyağı arasında yaklaşık yarı yarıya fiyat farkı var. Pamukyağı karışımı piyasadaki en yaygın zeytinyağı hilesi olarak biliniyor.Raflarda ucuz maliyetli zeytinyağlarının çoğunluğunda yüzde 60lara varan ölçülerde pamukyağı bulunuyor. Bu oran bazı ürünlerde ise yüzde 80lere kadar ulaşıyor. Tüketicinin pamukyağı ile zeytinyağını ayırt etmesi hemen hemen imkânsız. Renk olarak çok benziyor ve akışkanlık dereceleri ise birbirine uyum sağlıyor.Pamukyağının rafine edilmiş hali, yemeklerin içinde bitkisel bir yağ çeşidi olarak kullanılır.Pamukyağı en çok pastacılıkta kek ve kremalarda kullanılıyor; hamur işlerinde ve özellikle de tulumba tarzı, yağda kızaran tatlılarda kullanımı da çok tercih ediliyor. Pamukyağı bunların dışında margarin üretiminde, cipslerin kızartılmasında, bazı ekmek ve tahıllı aperatiflerin üretiminde de kullanılabiliyor.Pamukyağı kızartılan yiyeceğin daha gevrek olmasını sağlıyor ısıya dayanıklılığı diğer yağlardan daha yüksek. Bir markanın internet sitesinde zeytinyağına yapılan taklit ve tağşiş kaynakları çok güzel açıklanmış. Aynen aktarıyorum...Zeytinyağı taklit ve tağşiş kaynaklarını iki ana grupta toplayabiliriz. İlk grupta, zeytinyağının farklı kaliteleri ile elde edilen tağşişli zeytinyağları yer alıyor. Bu amaçla söz gelimi natürel zeytinyağının içine işlem görmüş rafine zeytinyağı ya da kolon yağı dediğimiz yine ısıl işlem görmüş zeytinyağının ilave edilerek bu karışımın natürel sızma zeytinyağı adıyla piyasada satılması hilesidir. Halbuki natürel sızma zeytinyağı; zeytin meyvesinden sadece kırma, yoğurma ve filtreleme gibi mekanik işlemlerle elde edilen ve kesinlikle içine zeytinyağı da olsa başka kalitede bir zeytinyağının karıştırılmaması ve ilave işlem görmemesi gerekir. Yani doğrudan meyveden elde edilen bir meyve suyu gibidir. Bunun dışında her çeşit uygulama taklit ve tağşiş kapsamına giriyor. Bir başka hile yöntemi ise riviera zeytinyağına zeytinin meyvesi sıkıldıktan sonra arta kalan prina dediğimiz yağlı küspedeki prina yağının karıştırılması ve elde edilen ürünün zeytinyağı adı altında satılması.İkinci grupta, zeytinyağına kendi cinsinden olmayan bitkisel kökenli tohum (ayçiçek, soya, pamuk, mısır, yerfıstığı, hardal, susam, haşhaş, fındık) yağlarının katılmasıyla elde edilen yağ karışımları yer almaktadır. Bunları katıştırıp zeytinyağı diye satmak da tüketiciyi aldatmaya yönelik ve yapanın haksız kazanç sağladığı eylemler sınıfına giriyor. Piyasada satılan zeytinyağları arasında fiyat farkı olarak uçurum var. Tabii ki fiyatlar markadan markaya, kalitesine göre farklılık gösteriyor. Ama zeytinyağı alırken özellikle Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) tarafından hile ve tağşişle mücadele için kurulmuş olan Kalite Kontrol Programını imzalamış markalı zeytinyağı üreticisi firmaların ürünlerini tercih etmekte fayda var. Benden söylemesi...