“Doğum yapmayanlarda risk artıyor”
Dr. Gürler, ailesel kanserler, bir takım meme kanserleri, yine yumurtalık ve rahim kanserleri görülen ailelerdeki kadınların risk grubunda yer aldığını belirterek, “Hiç doğum yapmayan hastalarda risk artmakta. Bununla beraber hormonal ve çevresel faktörlerde çok önemli ve yine bazı genlerdeki değişikliklerin de yumurtalık kanseriyle beraber görüldüğü son dönemlerde biliniyor” dedi.“Bu belirtilere dikkat”Yumurtalık kanserinin çok az belirti verdiğinin altını çizen Dr. Gürler, “Yine de vücutta yaşanabilecek bir takım değişiklikler var. Bunlar da hazımsızlık, sindirim sistemi problemleri, yine idrar yaparken olan problemler olabilir, karında şişlik olabilir, ele gelen kitle olabilir, bazen regl düzensizlikleri olabilir. Yine bazı tümörlerde görülen seste kalınlaşma, erkek tipi saç dökülmesi ve ya vücutta aşırı tüylenme ve kıllanma gibi belirtiler hastalarımızı ciddi anlamda muayene için uyarmaktadır. Bu şikayetlerle başvuran hastalarda da yapılan ileri tetkik ve tanı yöntemleri ile eğer yumurtalık kanseri varsa tanı koymaktayız” diye konuştu.
“Yıllık rutin kontroller çok önemli”
Dr. Gürler, yumurtalık kanserinin, çok geç bulgu vermesi nedeniyle tedirgin edici olduğunu dile getirerek, “Bu yüzden rutin, yıllık jinekolojik muayeneler yumurtalık kanserinin tanısında çok önem taşıyor. Muayeneler sırasında ele gelen kitle, yine yumurtalıklarda kist ya da kitle benzeri yapılar görmemiz, karında serbest sıvı görmemiz gibi bulgular bizi daha ileri tetkikler yapmak konusunda uyarıyor. Daha ileri tetkikler noktasında da doppler ultrasonografi ile kistin kanlanmasını ve kalınlığını ölçmekteyiz. Bununla beraber kist kitleleri içerisinde yumuşak dokular olup olmadığına önem veriyoruz. Yine karındaki serbest sıvının miktarı bizim için bu noktada önemli” ifadelerini kullandı.Yumurtalık kanserinin tanısı ve tedavisinde rutin kontrollerin büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Gürler, hangi evrede yakalanırsa yakalansın hastaya cerrahi tedavi uygulandığını söyledi.