“Yüksek klor oranları, astım ataklarına neden olabilir”
Yaz aylarında alerji açısından birçok risk faktörünün çocukların hayat kalitesini bozduğunu ifade eden Doç. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, “Yaz aylarında özellikle deri alerjilerinde de artış gözlenir. Deri alerjisinin ilk belirtisi kaşıntıdır. Belirti bazen havuzlarda kullanılan klora bağlı olarak da oluşabilir. Astımlı çocuklarda, özellikle yüksek klor oranları, öksürük, nefes darlığı ve hırıltıyla seyreden astım ataklarına neden olabileceği unutulmamalıdır” dedi.
Yaz aylarında çocuklarda en sık görülen alerjilere karşı açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, “Alerjik yatkınlığı olan bireyler alerjen olarak adlandırdığımız maddeler ile karşılaştığında, deride kaşıntı, kızarıklık, egzama, göz, dudak, dil ve damakta şişlikler, burunda kaşıntı, akıntı, tıkanıklık, hapşırık, gözlerde kaşıntı, sulanma, kızarıklık, kaşıntı, öksürük, nefes darlığı, hırıltı, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, tansiyon düşüklüğü, halsizlik, bayılma gibi bulgular gözlenebilir. Cilt bulgularını yanında solunum yolu veya sindirim sistemi ile ilgili belirtilerin birlikte olması ile anafilaksi olarak adlandırdığımız hayatı tehdit eden ağır alerjik reaksiyon olarak da kendini gösterebilir. Yaz aylarında alerji açısından birçok risk faktörü bulunmakta olup bu hastalıklar çocukların hayat kalitesini bozmaktadır. Yaz döneminde en sık deri ile ilgili alerjik durumlar görülmekle birlikte, çocuklarda polenler, güneş ve klor önemli bir tetikleyici olarak saman nezlesi semptomlarında artışa neden olabilir. Yine güneş alerjileri ve arı sokması sonucu da ciddi alerjik şikayetler ortaya çıkabilir” diye konuştu.
“HAVUZ KULLANIMI SONRASI EGZAMA BULGULARINDA ARTIŞ GÖZÜKEBİLİR”
Çayır ve ot polenlerinin neden olduğu tepkilerin genelde ilkbaharın son dönemlerinde başladığını ve yaz boyu sürdüğünü belirten Doç. Dr. Nacaroğlu, “Aşırı burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, burun ve göz kaşıntısı, gözlerde sulanma ve batma ile seyreden alerjik saman nezlesi yalnız ilkbaharda değil, bazı çocuklarda yaz boyu ve hatta sonbaharın ilk dönemlerine kadar sürebilir. Yaz aylarında özellikle deri alerjilerinde de artış gözlenir. Deri alerjisinin ilk belirtisi kaşıntıdır. Kaşıntı ile birlikte başlayan bir kabarıklık oluşur. Güneş alerjisi duyarlı yetişkin ve çocuklarda, güneşe maruziyet ile ilk 30 dakika içerisinde ciltte kaşıntı, kabarıklık, şişlik ve kızarıklık gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler bazen havuzlarda kullanılan klora bağlı olarak da oluşabilir. Özellikle egzamalı olgularda havuz kullanımı sonrası egzama bulgularında artış gözükebilir. Klor aynı zamanda duyarlı kişilerde, ciltte kaşıntı, kızarıklık gibi belirtilerin yanı sıra gözlerde yanma, batma, sulanma gibi yakınmaların ortaya çıkmasına da neden olabilir. Astımlı çocuklarda, özellikle yüksek klor oranları, öksürük, nefes darlığı ve hırıltıyla seyreden astım ataklarına neden olabileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.
“EVDE HEPA FİLTRELER KULLANILMALI”
Her dönem olduğu gibi yaz aylarında da alerjiler konusunda tedaviden önce önlem almak ve alerjenlerden kaçınmak gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Nacaroğlu, “Polen alerjilerinden korumak için öncelikle polen mevsiminde sabah saatlerinde çocukları ot ve ağaçların olduğu alanlara götürülmemelidir. Güneş gözlüğü ve şapka takılmalıdır. Mümkünse evde hepa filtreler kullanılmalı, polen salınımın yoğun olduğu saatlerde çocuklarının odalarında pencere ve balkon kapısı açılmamalıdır. Bazı tedaviye yanıtsız, alerjisi deri testi ve kan testleri ile belirlenmiş, klinik bulguları da uyumlu olan hastalarda alerji aşı tedavisi yapılabilir. Özellikle polen alerjisi olan olgularda ilaçlarla şikayetler kontrol altına alınmadığında hastalara alerjen aşı tedavisi (alerjen immünoterapi) yapılarak ilaç gereksinimi azaltılabilir, yaşam kalitesi düzeltilebilir ve alerjik hastalığın astıma gidişatı durdurabilir” diye konuştu.
“DERİ, HER GÜN NEMLENDİRİLEREK YUMUŞATILMALIDIR”
Doç. Dr. Nacaroğlu, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Yaz döneminde artan sıcakla beraber terleme ciltten su kaybını artırarak alerjik egzamalarda, artışa neden olabileceğinden çocuklara ebeveynleri tarafından ince-sıkmayan kıyafetler giydirilmeli ve ılık suyla, kısa süreli, günlük duş aldırılması gereklidir. Çocuklar yine mümkün olduğunca klorlu havuzlara sokulmamalıdır. Havuza girdiyse de hemen duş alması sağlanmalıdır. Çocuğun banyolarında deri bariyerini bozabilen her türlü deterjan içerikli şampuanlardan kaçınılmalıdır. Deri her gün sık sık nemlendirilerek yumuşatılmalıdır. Su tüketiminin artırılması da cilt nemine olumlu katkı sağlayacaktır. Güneş alerjisi olan çocuklarda mutlaka güneş kremleri kullanılmalıdır. Kremlerin temastan 20-30 dakika önce kullanılmış olmasına özen gösterilmelidir. Ayrıca, uzun kollu ve ince kumaştan yapılmış kıyafetler seçilmelidir.”