HAYAT TANGOMUZ NASIL OLMALI
EĞER şarlatan tıbbi yaklaşımlardan uzak durup sırtımızı öncelik ve kesinlikle “BİLİM”e yaslarsak -ve tabii ki bu arada binlerce yıllık deneyimlerin toplamı olan geleneksel tıbba sırt çevirmezsek-, hayat tangomuzu sahneye koyarken “iyi genlerimizi coşturup kötü genlerimizi susturmayı” başarabiliriz. Ve eğer bunu başarabilirsek bir başka deyişle, gen ifadelerimizi değiştirme yolunda olumsuz değil (sigara içmek, alkol kullanmak, aşırı şeker tüketmek, tembel bir yaşam sürmek, olumsuz düşünmek...) olumlu yaşam tarzı değişimlerini (düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, huzurlu ve keyifli bir ruh hali, kaliteli bir gece uykusu...) hayata geçirebilirsek, DNA’mızdaki senaryo ne olursa olsun, biz kendi hayal ettiğimiz bir senaryonun “başarılı iyi hayat oyuncuları” olarak ömrümüzü tamamlayabiliriz. UNUTMAYIN! Genlerinizde yazılı olan şeyler esasen bir tür “hayat senaryosu” olsa da o senaryonun sahneye konuş biçimine ve sürecine az ya da çok siz de katkı yapıyorsunuz. O senaryoyu siz yorumluyor, o tiyatroda/filmde esas oyuncu olarak siz oynuyorsunuz.
HAYAT DA BİR ‘TANGO’DUR
SIK sık üzerinde durduğum iki önemli kavramı gelin yeniden, bir kez daha hatırlayalım: GENETİK ve EPİGENETİK!Bilelim ve unutmayalım ki hayat kalitemiz bu ikilinin birlikte yaptıkları dansın/tangonun kalitesiyle birebir bağlantılıdır. DNA’mızda yazılı olan ve doğarken elimize tutuşturulan ‘genetik şifreler’, yaşam sürecimizdeki “çevresel etkenler” ve “yaşam tarzı seçimlerimiz” ile muazzam ve karmaşık bir tango sürecine giriyor. Yaşam kalitemizi de sağlık ve sağlamlık düzeyimizi de aslında bu tangonun kalitesibelirliyor.