"Güneş kremlerinin sprey formları çok tavsiye edilmez"Prof. Dr. Mustafa Özdemir, ideal bir güneş koruyucunun hem UVB hem de UVA ışınlarından koruması gerektiğini aktararak, "Ayrıca, güneşte kimyasal yapısı bozulmamalı, vücuda emilip sistemik etki göstermemeli, tahriş ve alerjik reaksiyonlara neden olmamalı. Güneşten koruyucular koruma mekanizmalarına göre organik (kimyasal) ve inorganik (fiziksel) olmak üzere iki gruba ayrılır. Organik kimyasal içeren koruyucular, UV’yi içine çekip ısı enerjisine dönüştürerek, inorganik kimyasal içerenler ise UV’yi yansıtarak, dağıtarak veya kısmen içlerine çekerek koruyucu etki gösterirler. Güneşten koruma özelliği olan birçok organik kimyasal vardır fakat sıklıkla oksibenzon, avobenzon, ekamsul, bemotrizinol, bisoktrizol ve mexoryl kullanılır. İnorganik olarak ise çinko oksit ve titanyum dioksit kullanılır." ifadelerini kullandı.Oksibenzon içeren güneş koruyucuların deniz canlılarına zarar vermesi ve birçok balıkta saptanması sonucu bazı ülkelerde bu organik kimyasalı içeren güneş koruyucularla denize girilmesinin yasaklandığını vurgulayan Özdemir, şunları kaydetti:"Organik kimyasallar deriden vücudumuza emilerek girebilir ve deride alerjik reaksiyonlara yol açabilirken, inorganik kimyasallar deriden emilmezler ve tahrişe, alerjiye neden olmazlar. Bu nedenle çocuklarda ve güneş koruyuculara alerjisi olan hastalarda tercih edilir. Koruyucuların güneşten koruma gücünü üzerinde belirtilen SPF (sun protection factor-güneşten koruma faktörü) belirler. SPF günlük kullanım için en az 30 olmalı. Etkili bir güneş koruma için önerilen doz 2 mg/cm2’dir. Bunun pratik karşılığı bir çay kaşığı miktarda ürün yüz, baş ve boyun, bir çay kaşığı kadar ürün her bir üst ekstremiteye, 2 çay kaşığı ürün gövde ön-arka yüze ve her bir alt ekstremiteye de 2 çay kaşığı kadar ürün kullanmak şeklindedir. Maksimum SPF değeri 50’dir. Bu değerin üstündeki SPF’ler 50+ olarak yazılır. Açık hava, deniz veya kayak tatillerinde aşırı güneşe maruz kalacağımız için güneş koruyucumuz mutlaka SPF 50 faktör olmalı."