"Bal alırken üreticiden bilgi almak çok önemli"
Bal alırken üreticiden alınacak bilginin çok önemli olduğunu kaydeden Gündüz, "Balın zehirleme ihtimali değişik nedenlere bağlı olabiliyor. Orman gülleri, zifin çiçekleri, komar çiçeklerinin çok yoğun olduğu bölgeye petek yakınsa o petekteki balın zehirleme ihtimali yüksektir. Bu çiçekler Mayıs ve Haziran aylarında açar. Eğer o aylar kurak geçtiyse arılar o çiçeklerden çok fazla bal üretir ve o balların zehirleme ihtimali yüksektir. Karadeniz ballarının neredeyse tamamında az ya da çok 'Grayanotoksin' dediğimiz zehirden zararsız bir miktar vardır. Dikkat etmemiz gereken Komar ve Zifin çiçeklerinin yoğun olduğu bölgede üretilen ballardan tüketirken üretici ile temasa geçip bu balın peteğinin çiçeklere yakın mı uzak mı olduğunu çözüp ona göre tüketmek. Eğer komar çiçeklerinin yoğun olduğu bölgeye yakın petekte üretildiyse bir çay kaşığı tüketim bile kişiyi bayıltacak kadar tansiyonu düşürebilir” ifadelerini kullandı.
"Bölgede binlerce yıldır şifa amacıyla tüketilir"
Prof. Dr. Abdulkadir Gündüz, balın binlerce yıldır şifa kaynağı olarak tüketildiğini hatırlatarak açıklamaları şöyle sürdürdü:“Bu bölgede binlerce yıldır şifa amacıyla tüketilir. Ağrı kesici olarak, bağırsak düzenleyicisi olarak, tansiyon düşürücüsü olarak nabzı düşürücü olarak hatta zindelik, cinsel gücü artırıcı olarak tüketilir. Bizim bu konularda yaptığımız uluslararası çalışmalar var. Dünyadaki saygın dergilerde birçok çalışmamız yayınlandı. Yurt dışında deli bal konusundaki bilgilendirmeler yapılırken ya da referans gösterilirken bizim üniversitemiz, bölümümüz tarafından üretilen çalışmalar üzerinde duruluyor. Binlerce yıldır şifa amaçlı tüketilen bu balın şifa etkilerinin neler olduğunu tam anlamamız için ve bunu insanların sağlıklı bir şekilde, herhangi bir risk yaşamadan tüketmesi için daha fazla çalışma yapmamız gerekiyor. Bu bölgede binlerce yıldır hem üretilip hem de tüketilen komar balını bir standarda oturtmamız gerekiyor ki insanlarımız tehlike yaşamasın ve aynı zamanda şifa bulsunlar. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Deli bal konusunda zehir etkisi ve şifa etkisi üzerine yaptığımız çalışmalarımız var.”Her yıl yüzlerce kişi deli baldan sağlık sorunu yaşıyorHer yıl, deli bal yiyen yüzlerce kişinin geçici sağlık sorunları yaşadığına dikkat çeken Gündüz, “Her yıl yüzlerce kişi deli bal yediği zaman bal tutar. Geçici olarak gözü kararır, baygınlık geçirir. Bu kişiye tuzlu ayran verilir, bir süre dinlendirilir ve düzelir. Bölge insanı bunu bilir. Geçtiğimiz aylarda Düzce’de bir ayı zehirlenmişti. Orada ayının durumunu gören insanlar bunu anladı 'bal tuttu' dedi. Çünkü bu tipiktir, görüntüsü de tipiktir. Daha kötü, uzun süre zehirlenme belirtileri devam ederse hızlı bir şekilde sağlık sistemini harekete geçirerek hastaların bir an önce hastaneye ulaştırılması gerekir. Hastanelerimizde acil servislerde bizim yaptığımız çalışmalar tedavi yöntemleri zaten biliniyor. Uluslararası dergilerde yer alan bu yöntemlerle beraber hastalara tedavi uygulanıyor. Zehirli balın hangi bölgelerden geldiği ve bu zehirli balın kaynağı konusunda yaptığımız bir çalışma var. Baldaki zehri ölçme yöntemi için patent çalışmamız var. Bunları çözersek ve benzer çalışmalarla bu sorunun hem ticari boyutu hem sağlık boyutu konularında önemli ilerlemeler sağlayacağız” bilgisini paylaştı.