Uzmanlar prematüre bebeklerde körlük riskine karşı uyardı
PREMATÜRE doğan bebeklerin daha sonra kör olmasına neden olarak geleceğini karartan 'prematüre retinopatisi' (ROP) için, bazen ilk 72 saat bile hayati önem taşıyor. 13 Ekim Dünya Görme Günü'nde uzmanlar, çocukluk çağında en sık körlük nedeni olan ROP ile ilgili önemli uyarılarda bulundu.
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Merih Çetinkaya, Türkiye'de yılda yaklaşık 150 bin bebeğin prematüre doğduğuna işaret ederek "Bin 250 gramın altında doğan bebeklerin yüzde 65'inde ROP görülebiliyor. Bu bebeklerin ilk ROP muayenesi, genellikle hastanede yapılıyor. Daha sonrasında aileler, göz muayenelerine zamanında gitmediğinde, körlüğe giden süreç başlıyor. 72 saatlik gecikme bile bu bebeklerin kör olmasına neden olabiliyor" dedi.
Önlenebilir körlük ve görme kusurlarına küresel dikkat çekmek üzere her yıl Ekim ayının ikinci perşembe günü düzenlenen Dünya Görme Günü dolayısıyla, çocuklardaki en sık körlük nedeni olan "prematüre retinopatisi" yani ROP ile ilgili önemli açıklamalar yapan Türk Neonatoloji (Yenidoğan) Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Merih Çetinkaya, özellikle ebeveynlere uyarılarda bulundu. Türkiye'de yılda yaklaşık 150 bin bebeğin prematüre doğduğuna işaret eden Prof. Dr. Çetinkaya, "Bugün için dünyada, çocukluk çağındaki körlüğün en önemli 'önlenebilir' nedeni, prematüre retinopatisi yani ROP'dur. Prematüre doğan bebeklerde, görmemizi ve ışığı algılamamızı sağlayan gözün retina bölgesindeki damarların tam olarak gelişmemesi ile oluşur. Prematüre bebeklerin (çoğu zaman yoğun bakım ihtiyacı olduğu için) başta oksijen, solunum cihazına bağlı kalma gibi çeşitli faktörlerle bu damarların anormal gelişimi sonucu körlüğe kadar gidebilen ve esas olarak prematürite ile ilgili görme problemleri ROP olarak adlandırılıyor" dedi.
"BİN 250 GRAMIN ALTINDA DOĞAN BEBEKLER İÇİN RİSK BÜYÜK"
37'nci gebelik haftasından önce doğan bebeklerin, prematüre bebek olarak tanımlandığını kaydeden Prof. Dr. Çetinkaya, "Ülkemizde yılda yaklaşık 1 ila 1,5 milyon doğum olduğunu düşünürsek, her 10 doğumdan biri, prematüre gerçekleşiyor. Bu da yılda 100 ila 150 bin bebeğin prematüre olarak doğduğu anlamına geliyor. Bebeğin doğum ağırlığı ve doğum haftası ne kadar küçükse ROP görülme sıklığı da o kadar fazla oluyor. Örneğin bin 250 gramın altında doğan bebeklerin yüzde 65'inde herhangi bir evre ROP tablosu görülebiliyor. Ülkemizde, Türk Neonatoloji Derneği ve Türk Oftalmoloji Derneği'nin 2021 yılında güncellene rehberinde, 34 haftanın altında veya doğum ağırlığı bin 700 gramdan daha düşük olan tüm bebekler ile, aynı zamanda 34 haftadan ve bin 700 gramdan daha büyük olmasına rağmen, pediatri ya da yenidoğan uzmanı tarafından retinopati geliştireceği düşünülen riskli tüm bebeklere, (hastanedeki takibi sırasında) ROP muayenesi yapılması öneriliyor. Bebeğin ilk muayenesi ile beraber artık göz hekiminin retinopati açısından risk durumuna göre haftalık ya da daha uzun sürelerle bebeğin izlemine karar verdiği bir süreç başlıyor" diye konuştu.
"AİLELER RANDEVU GÜNÜNÜ ASLA ERTELEMESİN"
Prematüre doğan ama biraz daha büyük olan ve tarama kriterlerini taşıyan bebeklerin ise bazen ilk göz muayenesinden önce hastaneden taburcu edilebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Çetinkaya, hekim ve aileler açısından çok önemli uyarılarda bulunarak şunları söyledi:
"Bu bebekler için pediatri ya da yenidoğan hekimlerine düşen en önemli görev, taburcu olsa da bebeğin ilk göz muayenesi randevusunu almaları ve aileyi bununla ilgili yazılı ve sözlü olarak bilgilendirmeleridir. Aileye bunun öneminin mutlaka anlatılması gerekiyor. Ama asıl ailelere düşen görev, bebeklerini göz randevularına ve kontrollerine mutlaka zamanında götürmek. Ülkemizde en fazla yapılan hatalardan birisi, bu bebeklerin bazen yenidoğan yoğun bakımda izlemleri sırasında ilk göz muayenelerinin gözden kaçması. Ama en çok da taburculuk sonrasında aileler tarafından göz muayenesine zamanında götürülmemesi. Oysa göz muayenesinin mutlaka göz hekiminin önerdiği sıklıkta ya da belirlediği tarihte günü gününe yapılması gerekiyor. Çünkü bazı durumlarda acil tedavi için ilk 72 saatte müdahale edilmesi hayati önem taşıyabiliyor. 'Bebeğin 3 gün sonra başka bir muayenesi vardı, önümüzdeki hafta zaten ultrason için şu doktora götürecektik, o zaman göz doktoruna da gösteririm' şeklindeki yaklaşımlar, bebeğin körlüğüne kadar gidebilecek sonuçlara neden olabilir. Kaldı ki ülkemiz koşullarında özellikle hem prematüre izlem polikliniklerinde, hem de yenidoğan polikliniklerinde bu bebekler için MHRS randevusu alma şartı da yok. Randevusuz da kontrolleri yapılıyor."