Amacının şehir hayatına virgül koymak olduğunu belirten Emrah Koçer, “Şehrin karmaşası, iş stresi, gelecek baskısı derken bir şekilde şehir hayatının getirdiği yükler kısa süre sonra katlanılmaz hale geliyor. Hafta sonları kamp yaparak bu gürültüden, bu sorunlardan uzaklaşıyorum. Kendimi dinleme fırsatını buluyorum. Hatta doğanın sessizliği içinde şehir hayatımdaki adımlarımın kararını daha sağlıklı alır oldum. Kurumsal şirketler büyük bütçeler harcayarak kişisel gelişim eğitimleri veriyor. Doğa bize bunları bedava deneyimleme fırsatı sunuyor. Zaman yönetimi, planlama, organizasyon beceresi, karar alma, öfke kontrolü gibi birçok konuyu doğada deneyimleyerek öğrenmek mümkün. İnsanlar hayallerine ulaşmak için eğitimlerini ya da tutundukları meslek dallarını bırakıyor. Oysa ufak fedakarlıklarla her ikisini bir arada yürütmek mümkün. Bazen sadece bir kahve bazen bir yemek bazen ise sadece yürümek için doğadayım. Doğada vakit geçirebilmek bana göre şehir hayatının açtığı yaralara yara bandı yapıştırmak.” diye konuştu.