Tenisçi dirseği rahatsızlığı, birçok çalışan ve sporcuda görülüyor
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Aldülhamit Mısır, tenisçi dirseğinin; dirseğin aşırı kullanımına bağlı gelişen ağrılı bir rahatsızlık olduğunu, birçok çalışan ve sporcuda görüldüğünü belirterek, "Araştırmalar, otomobil işçileri, aşçılar ve kasapların, nüfusun geri kalanından daha sık tenisçi dirseğine yakalandığını göstermiştir. Bu mesleklerde gerekli olan tekrarlama ve ağırlık kaldırmanın yaralanmalara yol açtığı düşünülmektedir." dedi.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Aldülhamit Mısır, tenisçi dirseğinin, ön kol kaslarında tekrarlanan hareketler sonucu inflamasyon veya ön kol kaslarının bir kısmının tendonlarında görülen mikro yırtıklara bağlı geliştiğini aktardı.
Mısır, "Dirseğin dış kısmında ağrı, şişlik ve hassasiyet en sık şikayetlerdir. Ressamlık, tesisatçılık ve marangozluk gibi tekrarlayan hareketlerin çok yapıldığı meslek grupları tenisçi dirseği geliştirmeye daha eğilimlidir. Araştırmalar, otomobil işçileri, aşçılar ve kasapların, nüfusun geri kalanından daha sık tenisçi dirseğine yakalandığını göstermiştir. Bu mesleklerde gerekli olan tekrarlama ve ağırlık kaldırmanın yaralanmalara yol açtığı düşünülmektedir." ifadelerini kullandı.
"Tedavilere 6 aydan uzun süre yanıt alınamazsa cerrahi tedavi uygulanabilir"
Tenisçi dirseğinde şikayetlerin yavaş yavaş geliştiğini aktaran Mısır, şunları kaydetti:
"Tenisçi dirseği, bir diğer adıyla lateral epikondilit, dirseğin aşırı kullanımına bağlı gelişen ağrılı bir rahatsızlıktır. Birçok çalışan ve sporcuda görülmesine rağmen adını aşırı kullanımın tipik olduğu tenis ve raket kullanan sporculardan almaktadır. Çoğu durumda, ağrı hafif başlar. Haftalar ve aylar içinde yavaş yavaş kötüleşir. Geceleri artan ağrı görülebilir. Ayrıca, elin kavrama gücü azalabilir. Ön kol kaslarının aktivitesini artıran el sıkışmak, ağırlık kaldırmak veya anahtar çevirmek gibi hareketler şikayetlerin kötüleşmesine neden olur. Hastaların çoğunda cerrahi dışı tedaviler etkilidir.
Birkaç hafta süreyle spor, ağır iş faaliyetleri ve ağrıyı artıran hareketlerden kaçınmak, enflamasyona bağlı gelişen ağrı, şişlik ve hassasiyetin giderilmesi için iltihap önleyici ilaçları kullanmak, ön kol kaslarını güçlendirici özel egzersizleri uygulamak, kas iyileşmesini hızlandıran ultrason, buz masajı ve kas uyarıcı teknikleri uygulamak, aktivite sırasında kas ve tendonları dinlendirecek bir dirsek desteği kullanmak ve sporcularda ekipman değişiklikleri ile çoğunlukla iyileşme sağlanır. Bu uygulamalara rağmen şikayetleri yeterince azalmayan hastalara steroid enjeksiyonu, PRP uygulamaları ve şok dalgası tedavisi gibi cerrahi dışı tedaviler uygulanır. Tüm bu tedavilere 6 aydan uzun süre yanıt alınamazsa cerrahi tedavi uygulanabilir."
Cerrahi tedavilerde temel prensibin, ağrıya sebep olan tendon bölgesinin çıkarılması olduğunu belirten Mısır, "Tedavi planlanırken birçok faktör göz önünde bulundurulur. Bunlar şikayetlerin şiddeti, hastanın genel sağlığı ve ihtiyaçlarıdır. Cerrahi tedavide açık ve kapalı yöntemler uygulanabilir. Açık cerrahide etkilenen dirsek bölgesinin açılarak etkilenen bölgenin temizlenmesi ve kasların yeniden kemiğe tutturulması şeklinde uygulanır. Artroskopik cerrahide ise eklem tamamen kapalı yöntemle etkilenen bölgenin temizlenmesi uygulanır. Açık cerrahiye göre avantajları minimal kesiler üzerinden yapılması, etkilenen bölgeye ulaşmak için diğer dokuların kaldırılmasına ihtiyaç olmaması ve daha erken fonksiyon kazanımı sayılabilir." ifadelerini kullandı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Hamam ve sauna kalbin yükünü arttırıyor
Kış aylarında sağlıklı nefes aldırmıyor! Burun tıkanıklığının yol açtığı 8 önemli sorun
GRİP Mİ, KOVİD Mİ? Virüs saldırısı altındayız
Sadece bağırsakları etkilemiyor, zararı çok! Glüten hassasiyeti için ilk 10 işaret... Prof. Dr. Osman Müftüoğlu yazdı
Dünyayı kasıp kavuruyor, sürekli ekrana maruz kalmak tetikliyor