“TOPLUMDA ENGELLEYİCİLİĞİ EN FAZLA OLAN BAŞ AĞRISI”
Migren doğuştan itibaren görülebiliyor. Öyle ki Prof. Dr. Ertaş, 3-5 yaşında hastaları bile olduğunu söylüyor. Ancak en fazla 30-35 yaş aralığındaki kadınlarda görüldüğünün altını çiziyor. Gelelim migrenin en fazla rahatsızlık veren kısmına, yani baş ağrılarına… Prof. Dr. Ertaş, hem kadın hem de erkeklerin ayda ortalama altı günden fazla migren ağrısı yaşadığını belirterek şöyle devam ediyor: “Ancak bu kişilerin yüzde 11 kadarı ayda 15 günden fazla, 15 ila 30 gün arası ağrı yaşıyorlar. Ama hastaların yarıdan çoğu ağrılarını genellikle şiddetli yaşıyor. Yani iş göremez hale geliyorlar. Dolayısıyla migren basit bir baş ağrısı hastalığı değil. Toplumda engelleyiciliği en fazla olan baş ağrısı. Dünya Baş Ağrısı Derneği’nin engelleyicilik sınıflamasındaki hastalıklar arasında da ikinci. Çünkü ağrı çok sık ve geldiğinde de şiddetli oluyor.” Lodos, aç kalmak, fazla uyumak, aşırı güneş ışığı, yorgunluk, stres, heyecan, alkol ve kişiden kişiye değişen bazı gıdalar migreni tetikleyebiliyor. Yine kadınlarda adet dönemi öncesi ve sonrasında da migren ağrıları görülüyor.
TEDAVİSİ OLMAYAN BİR HASTALIK DEĞİL
Migren toplumda genel olarak çözümsüz bir hastalık sanılıyor. Oysaki bu gerçeği yansıtmıyor. Çünkü doğru teşhis ve düzenli tedavi sayesinde migren önlenebiliyor. Migren hakkındaki bu yanlış değerlendirmenin sebebini Prof. Dr. Ertaş’tan öğreniyoruz. “Türkiye’deki migrenli hastalarla ilgili sonuçlarımıza baktığımızda yüzde 65 kadarı tedaviyi gerektirecek sıklık ve şiddette ağrıyı yaşayanlar. Halbuki migren ortadan kalksın diye verilen ilaç tedavisine baktığımızda kullanım oranı yüzde 5. Yani yüzde 65’i ihtiyaç duyarken sadece yüzde 5’i kullanıyor. Dolayısıyla hastalar, ‘Migren tedavisi olmayan bir hastalıktır’ diye bildiği için hastaların yarıya yakını doktora gitmemiş oluyor. Gittiğinde yanlış tanı alabiliyor. Öyle olunca da 'Migren tedavisiz bir hastalık' şeklinde algı oluşuyor toplumda.”