“İstirahatle kötüleşen egzersiz ile azalan bel ağrısı”
Bel ağrısının hemen her yetişkinin hayatının bir döneminde yaşadığı bir durum olduğunun altını çizen Dr. Ertaş sık görülen bel fıtığı ve bel kayması gibi durumlardan farklı olarak romatizmal bel ağrısının istirahatle kötüleştiğini; hareket ve egzersiz ile azaldığına dikkat çekti. Beraberinde yaklaşık yarım saati geçen sabah tutukluğu görülebildiğini vurgulayan Dr. Ertaş şunları söyledi: “İltihaplı omurga romatizması olan Ankilozan spondilit’in tanısı ne yazık ki gecikmekte ve hareket kısıtlılıklarına yol açmaktadır. Bu nedenle 6 haftadan uzun süren ve istirahatle artan bel ağrısında mutlaka romatoloji hekimine başvurulması gereklidir. Burada oldukça önemli olan bir grup sedef (psöriazis) hastalarıdır. Sedef hastalarında istirahatle bel ağrısı, eklem şişliği, parmakta morarma ya da topuk ağrısı varlığında sedef romatizması açısından romatolojik muayene yapılmalıdır.”
“Pek çok romatizmal hastalıkta ağız kuruluğu görülür”
Ağız kuruluğuna şeker hastalığı ve bazı ilaçların kullanımı sırasında rastlandığını; uzun süren ağız kuruluğunun ise diş çürümelerine ve mantar enfeksiyonlarına sebep olabildiğini belirten Dr. Ertaş “Konuşurken ve yemek yerken su içme ihtiyacı durumun ciddiyetini gösterir. Beraberinde göz kuruluğu eklem ağrısı, uyuşma gibi şikayetlerin olması romatolojik hastalık belirtisi olabilir. Sjögren sendromu başta olmak üzere birçok romatizmal hastalıkta ağız kuruluğu gözlenir. Romatoloji hekimine başvurulması gereklidir” dedi.