Her hapşırmanın ardında antibiyotik almak doğru mu?
Antibiyotikler, nezle, grip, öksürük ilaçları bugünlerde su gibi içiliyor, ama boş yere. Dünyada soğuk algınlığı kadar gereksiz ilacın kullanıldığı başka bir hastalık daha yok. Öksürük ve balgam sökücü şurupların; vitamin, mineral, antioksidanlar ve besin desteklerinin; bağışıklığı kuvvetlendirdiği iddia edilen ilaçların inanın, hiçbir faydası yok. ''İlaç kullananlar bir haftada, kullanmayanlar yedi günde iyileşir'' sözünü bilmeyen yoktur herhalde. Soğuk algınlığı için antibiyotik kullanmanın gereksizliğini bir tarafa bırakın, en kötüsü de sağlık açısından oldukça zararlı. Antibiyotiklerin virüsler üzerinde hiçbir etkisi yok. Bu ilaçlar sadece orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit gibi komplikasyonlar için doktor tavsiyesiyle kullanılmalı.
Soğuk algınlığı için satılan ilaçlar zararlıysa neden doktorlar ilaç tavsiyesinde bulunuyor?
Soğuk algınlığı için doktorlar yazdıkları ilaçların hiçbir faydasının olmadığını bilirler, ama kendilerinden mucize bekleyen hastalarını ilaçsız göndermeleri de mümkün değildir. Doktorlar, eczacılar ve ilaç firmaları soğuk algınlığına bayılır. Soğuk algınlığı salgınlarında doktorların hasta sayısı birden müthiş derecede artar, eczacılar daha çok ilaç satarlar. Hatta salgınlar geciktiğinde yağmur duası gibi “virüs duasına” çıkan şekilde inanılır, buna doktorlar da dâhil. Ancak bugüne kadar bu bilginin gerçek olduğuna dair kesin bir kanıt elde edilememiş. C vitamininin sağlıklı yaşam için gerekli olduğu, antioksidan özelliği bulunduğu elbette doğru. Vitaminler, özel durumlar dışında ilaç olarak değil de meyve ve sebzelerden doğal olarak alınmalı. Vitamin alırken aşırıya kaçılmamalı, zira fazlası yan etkilere yol açabilecek kadar zararlı. Uzun süre, hele de yüksek dozlarda C vitamininin ciddi ishallere neden olabileceği unutulmamalı.