hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Sofralarımızdan eksik etmiyoruz ama karaciğeri bitiriyor! Harvardlı uzmanlar açıkladı

    Sofralarımızdan eksik etmiyoruz ama karaciğeri bitiriyor Harvardlı uzmanlar açıkladı
    expand

    Harvard Üniversitesi uzmanları, şekerli içeceklerin insan sağlığına zararları hakkında korkunç bir araştırmaya imza attı. Şekerli içecek tüketmenin, karaciğer kanseri riskini yüzde 85 oranında yükselttiği ortaya çıktı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Harvard Üniversitesi'ndeki araştırmacılar; 20 yaşın üzerindeki 100 bin kadından oluşan bir grubu gözlemledi. Araştırma sonuçlarında günde sadece bir şekerli soda içen kadınların karaciğer kanserine yakalanma riskinin yüzde 85 daha yüksek olduğu ortaya çıktı.

    Her gün şekerli içecek tüketenlerin karaciğer hastalığından ölme olasılığı ise ayda üç veya daha az içenlere göre yüzde 68 daha fazla çıktı. Uzun yıllar süren araştırma sürecinde ise hastalıklardan dolayı 150 ölüm yaşandı.

    Popüler tatlandırıcı aspartamın tümör oluşumuyla bağlantılı olabileceğine dair son endişelere rağmen, karaciğer kanseri ile bir ilişkisi gözlemlenmedi.

    Bristol Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan Dr. Pauline Emmett şunları söyledi: Yüksek şekerli içecekler genellikle yüksek kalorilidir ve kendisi de kanser ve karaciğer hastalığı için bir risk faktörü olan obezite riskini artırır.

    Şekerli içecekler ayrıca insülin direncine ve alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı riskini artıran tip 2 diyabete yol açabilir. Şekerli ve asitli içecekler hakkında yapılan daha önceki araştırmalarda da tedirgin edici sonuçlara ulaşılmıştı. Kalifornia Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesi'nden Cheryl Anderson, günde en az 1 bardak şekerli içecek tüketen kadınlarla ilgili yürüttükleri çalışmanın detaylarını paylaştı.

    Çalışmada, günde 1 bardak şekerli içecek tüketmenin veya tüketmemenin çok basit bir yaşam tercihi olduğu ancak kişinin sağlığını çok büyük oranda etkilediği bilgilerine yer verildi.

    Araştırma kapsamında, günde en az 1 bardak şekerli içecek tüketen kadınların başına gelmesi muhtemel rahatsızlıklar sıralandı. 

    Kardiyovasküler hastalık riski, nadiren içen kadınlara göre yüzde 23 artış gösterdi.

    Şeker ilaveli meyveli içecekler için ilişkili risk, kardiyovasküler hastalık geliştirme olasılığını yüzde 42 artırdı.

     Çalışma kapsamına alınan kadınların yaş ortalamasının 52 olduğu belirtilirken, kadınlara daha önceden kalp rahatsızlığı, felç ya da diyabet teşhisi konmadığı kaydedildi.

    Çalışmanın yazarı Cheryl Anderson, şekerli içeceklerin iştah açıcı özelliği nedeniyle obeziteye neden olabileceğini belirterek, “Kandaki glikoz seviyelerini ve insülin konsantrasyonlarını yükseltir, bu da iştahı artırabilir. Dolayısıyla kardiyovasküler hastalık için önemli bir risk faktörü olan obeziteye yol açabilir” ifadelerini kullandı.

    Su içilmediğinde, toksik maddeler vücutta birikime başlar. Fakat su yerine daha çok asitli ve şekerli içeceklere yöneliriz. Bu içecekler alkol gibi bedene zarar verip, kötü mikroorganizmaların gelişimini tetiklemektedir. Doğal olarak Bağışıklık sistemi ileride her türlü baskıyla savaşamadığından çöker ve kanser tipi ölümcül hastalıklar ile genç yada yaşlılıkta ölüme doğru gidilir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Asitli yada Gazlı içeceklerin içinde Fosforik Asit, Şeker, Aspartam, Karbonik asit, Kafein, Fosfor, sodyum benzoat gibi bir çok kimyasal madde vardır. Dışındaki ambalajındaki kutularda, Bisefanol A zararlı madde bulunmaktadır.

    Gazlı içeceklerde bulunan Fosforik Asit, kalsiyumun vücütta emilimini engellemeye başlar. Kalsiyum emilimi düşünce neler olur? Kemik erimesi, osteoporoz, diş ve iskelet problemleri başlar. 

    En belirgin araştırma ise 1994 yılında Harvard Üniversitesinde genç sporcular üzerinde yapıldı. Hergün tüketilen asitli yada gazlı içecekler, sporcularda kalsiyum oranlarının düştüğünü, kemik hastalıkları yakalanma oranları yüzde 500 daha riskli olduğu görüldü.

    Gazlı içeceklerde bulunan şekerler, günlük tüketilebilecek seviyelerin çok üstüne çıkar. Bu durum; kolesterol, damar tıkanıklığı, diyabet, obezite, kanser, yüksek tansiyon, kalp sorunları, erken yaşlanma, hormon bozukluklarının ana sebebidir.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow