Zona belli bir bölgede ağrı, karıncalanma, yanma ve kaşıntı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Öncesinde baş ağrısı, halsizlik, ateşsiz grip belirtileri, ışığa karşı hassasiyet görülebilir. Yanma ve ağrı şiddetli olabilir, ciltte henüz herhangi bir döküntü ya da kabartı yokken ortaya çıkabilir. Genellikle sırt ve göğüs bölgesinde görülen ağrılar, çoğu kez başka hastalıklardan şüphelenilmesine neden olur. Ciltteki içi su dolu kabartılarsa kabuklu yaraya dönüşür. Zona virüsü sinirleri etkilediğinden, eğer hastalığa müdahale edilmezse, işitme ve görme kaybıyla, yüz felci, kasların oynatılamaması, enfeksiyon gibi daha ciddi belirtiler de ortaya çıkabilir. Nadir de olsa zona baş bölgesini, yüzü ve gözleri etkileyebilir. Özellikle gözü etkileyen zonada hemen tedaviye başlanmalıdır. Akciğer, beyin ya da sindirim sistemindeki iç organlar da zonadan etkilenebilir.
Tedavisi nasıldır?
Zona tedavisinde virüsle savaşacak bir ilaç kullanılması gerekir. Bu ilaç ağrıyı azaltır, hastalık süresini kısaltır ve hastalıkta ileri aşamadaki ciddi sorunların ortaya çıkmasını engeller. Yanma ve ağrı hissedilmesinin ardından üç gün içerisinde ilaca başlanması gerekir. Ciltte kabartılar ortaya çıkmadan tedavinin başlamış olması en iyisidir. Zona hastalığında erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Bunun nedeni, zonanın sinirleri etkileyen bir hastalık olmasıdır. Eğer tedavide gecikilirse, zona ağrılarının döküntü ve yaraların iyileşmesinden sonra bile, uzun süre devam etmesi riski doğar. Vücut zayıf düşmüş olduğundan, dinlenme zona tedavisinde önemli bir yer tutar. Ayrıca yaraların iyileşme sürecinde, düzenli pansuman yapılmalı ve yeni bir enfeksiyon oluşmamasına özen gösterilmelidir. Zonanın hafif geçmesi için bu tedbirler alınırken, bağışıklık sistemini zayıf düşüren neden de araştırılmalıdır. Örneğin, stresin ortadan kaldırılması ya da bir hastalık söz konusuysa, bu hastalığın da tedavisi düşünülmelidir. Son yıllarda 50 yaşın üstünde zona aşısı önerilmektedir.