Sınav kaygısıyla nasıl baş edilir?
Covid-19 salgını nedeniyle özellikle son üç ayı zorlu geçen bir hazırlık sürecinin ardından yaklaşık 2,5 milyon genç, bu hafta sonu yapılacak üniversite sınavını bekliyor. Yaşadıkları sınav kaygısının üzerine bir de salgının sebep olduğu stres eklenen adaylar, bu kaygıyla nasıl başa çıkabilir? Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan, sınav kaygısıyla baş etmenin yollarını anlattı.
Kişinin yaşadığı duygu ile baş edebilmesi için öncelikle ne yaşadığını anlaması gerektiğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan, “Sınav kaygısı, öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili biçimde kullanılmasını engelleyen ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygıdır. Kişi yaşadığı kaygının yoğunluğu sebebi ile performansını aktaramamaktadır. Sınav kaygısının gelişme durumunda kişi kendi benliğinin, karakterinin incelenmesi olarak algılanması durumunda da incelenme kaygısı denilen sınanma kaygısı da aktif olmaktadır” diye konuştu.
Duygularınızı kabul edin
Bireyin ilk olarak tüm duygularını olduğu gibi kabul etmesi gerektiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan; “Mutlu olmayı kabul ettiğimiz gibi ya da olağanlaştırdığımız gibi olması gereken bir duygu olarak tariflediğimiz gibi öfkeyi de endişeyi de kabul etmek büyük önem taşımaktadır. Günümüzde yaşadığımız kaygıların bir bütünü; tehdit ve tehlike algımız daha çok dış uyaran değil kendi zihnimizin ürettiği kaygılardır” dedi.
Sınavı sadece sınav anı olarak değerlendirmeyin
Sınavı sadece sınav anı olarak değerlendirmenin kişinin sınav süreci boyunca sergilediklerini minimalize etmesine yol açtığını kaydeden Gözde Ceylan; “Sınav; sınav öncesi ve hazırlık dönemi, sınav anı ve sınav sonrası dönem olarak birden fazla parça halinde değerlendirilmelidir. Sınav öncesi; sınav anına değin atlatılan sayısız sözlü, yazılı, ödev teslimi, ders saatinde elde edilen bilgi birikimi gibi birden fazla parçayı barındırmaktadır. Sınava hazırlık ise; hazırlanılan sadece sınava yönelik yapılan çalışmadır. Sınav anı; sınav öncesi ve hazırlık sürecinde elde edilen birikimin aktarıldığı zamandır. Sınav sonrası dönem ise; sınav anının ardından kişinin kendi sınavını nasıl değerlendirdiği, etraf tarafından kendi sınavının nasıl değerlendirildiğine dair inancını, diğer kişilerin sınavlarını nasıl değerlendirdiğini, tercih dönemini kapsamaktadır. Sınavı tek bir bütün olarak değerlendirmek, birden fazla parçaya verilen emeği göz ardı etmeye ya da minimalize etmeye (küçüksemeye) neden olmaktadır” diye konuştu.
Baş etme gücünüz kaygılarınızdan büyük
Kişilerin, duydukları kaygı yükseldikçe, kaygı duydukları durum üzerindeki tehlike algısının baş etme güçlerinden daha büyük olduğuna dair inanç geliştirdiğine dikkat çeken Gözde Ceylan, “Bu noktadan çıkışla kişi; baş etme gücünü küçümsemekte/yetersiz bulmakta ve durum ile orantısız bir kaygı yaşamaktadır. Durum ile orantısız yaşanan kaygı ise bilginin yansıtılması noktasında sorunlara neden olmaktadır” dedi.
Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan, aday öğrencilerin sınav ve sınanma kaygısı ile baş edebilmeleri için önerilerini şöyle sıraladı:
- Sınavın sadece bir andan (sınav anından) ibaret olmadığını kendinize hatırlatın!
- Sınavın sonucu ile ilgili olumsuz düşüncelere odaklanmak, sınav sürecinde gösterdiğiniz çabayı minimalize etmenize neden olacaktır, unutmayın!
- Çok konu var ama az zaman var düşüncesi kaygınızı arttıracaktır, unutmayın!
- Sınavla kişiliğinizin değil, bilgi ve yeteneğinizi aktarmak için kullandığınız çalışma yönteminin değerlendirildiğini, unutmayın!
-Unutmayın! Sınav sonucunda elde ettiğiniz puanlar değil gösterdiğiniz çaba kıymetli. Özetle, rakamlar değil siz kıymetlisiniz!
Sınavın sonucu ile ilgili olumsuz düşünceler zihninize geldiğinde, algı ve yorumlamanızı gözden geçirip kendinize yardım edin. Bunun için aşağıdaki birkaç örnek yararlı olacaktır:
- “Yapamayacağım” yerine “Yapmaya çalışmak benim elimde ben elimden gelenin en iyisini yapmaya odaklanabilirim.”
- “Bu sınavda başarısız olursam bir hiçim” yerine, “Sınavdan aldığım sonuç, sadece sınavın değerlendirilmesi, benim değil.”
- “Sınavda başarısız oldum” yerine, “Ben değil, çalışma sistemim başarısız oldu.”
- “Sınavı yetiştiremeyeceğim” yerine, “Zamanı kullanmak elimde, dikkatimi neler yapacağıma verirsem soruları yetiştirme şansım artar.”