Hastalığın neden olduğu sağlık sorunlarını sıralayan Turhan, “Lyme hastalarında görme bulanıklığı, üveit, göz içi basınç artışı, kulaklarda uğultu, kulak çınlaması, işitme kaybı nefes almanın yüzeyleşmesi çarpıntı, taşikardi, göğüs ağrısı, karın ağrıları, ishal veya kabızlık, testislerde veya kasıklarda, pelvik bölgede ağrı idrar kaçırma, idrara ani sıkışma, baş dönmesi, titreme ve karaciğer iltihabına da rastlanabilmektedir. Bu hastalık en sık kronik fibromiyalji ile karıştırılır. Kronik yorgunluk, eklem ağrıları, kas, bağ dokusu, tendon ağrıları oluşur. Hastalar genelde pek çok bulguyu yaşadığı için pek çok branşa başvurabilmektedir. Bu anlamda Lyme hastalığına ‘taklitçi hastalık’ da denilebilmektedir” dedi.Tanı sonrasında tedavisinin mevcut olduğunu ifade eden Turhan, “Tanı enfeksiyon uzmanları tarafından fiziki muayene sonrasında vücutta Borrelia burgdorferi bakterisi varlığını inceleyen ELISA veya IFA antikor testleriyle konulmaktadır. Antikor testlerinin pozitif çıkması halinde, Western blot testi ile doğrulama yapılır. Ancak Lyme hastalığı kronikleşebilir. Bazı vakalarda klasik antikor testlerinin sıklıkla yalancı negatif sonuç verebilir. Bu nedenle alternatif testler de uygulanabilir. Bu noktada karanlık saha mikroskopisini rutin tanıya dahil edilerek tanısal kaosa son verilebilir. Lyme, temelde bir enfeksiyon hastalığıdır ve bu sebeple temel tedavi antibiyotik tedavisidir. Günümüzde İVİG, plazmaferez, HBO, spesifik bir takım gıda takviyeleri ve tüm vücut hipertermisi gibi uygulamalar da vakalara göre tedaviye eklenebilmektedir” diye konuştu.