“Hastalığın kesin bir tedavisi yok”
Peki sedef hastalarını nasıl bir tedavi süreci bekliyor? Tedaviyle hasta tamamen sağlığına kavuşabiliyor mu? Prof. Dr. Yılmaz’dan öğreniyoruz:“Hasta bize geldiğinde yanlış bilgi vermemek için ilk cümlemiz ‘Hastalığın kesin bir tedavisi yok’ oluyor. ‘Bu hastalığı şeker, tansiyon ve kalp hastalığı gibi kabul edin. Nasıl bu hastalar uygun bir tedaviyle hayatlarını sürdürüyorlarsa size de sedef için bir tedavi vereceğiz’ diyoruz.”Tedavi sayesinde hastalığın deri üzerindeki tüm bulguları düzeliyor. Ancak tedavi aşamasında hekim kontrolünde olmak gerekiyor. Çünkü kullanılan ilaçların etkisine göre doz ayarlaması yapılıyor. Hatta ilaçların yaratacağı olası yan etkilere karşı, tedaviyi güvenle devam ettirmek için zaman zaman tahlil de yapılması gerekebiliyor.Tedavi süreci hastanın iyileşme durumuna göre farklılık gösteriyor. “Hastalığın yaygınlığına göre sedef çok az ya da sınırlıysa krem tedavileri öneriyoruz. Yetmezse konvansiyonel tedaviler uyguluyoruz” diyen Prof. Dr. Yılmaz, tedavi sürecinde hastanın yaşı, cinsiyeti, eşlik eden diğer hastalıkları gibi pek çok parametreye bakarak planlama yaptıklarını ifade ediyor.
Tedavi sürecinde hekim kontrolünde olmak şart
Yine tedavi süreci boyunca belirli periyodlarla hastanın durumu da takip ediliyor. Bu noktada Prof. Dr. Yılmaz önemli bir de uyarıda bulunuyor:“Bazen hastalar doktora gidip kremlerini, ilaçlarını aldıktan sonra rahatlıyor. Çoğu hasta kontrole gitmiyor. Bunun sonucunda kontrolsüz bir şekilde kremleri kullanıyor. Bu hastalarda artık geri dönüşü olmayan deride incelmeler hatta deri altında iyileşmeyen yaralar gelişmeye başladığını görüyoruz. Sedefin kendisi değil, tedavisinde kullandığı ilaçların yarattığı sorunlar bunlar. Doktora gitmeden yıllarca kendi başına ilacı alan kişilerde karaciğer hasarı olabiliyor. Bunlardan kaygı duyuyoruz. Hastaya tedaviye başlarken özellikle bu bilgilendirmeyi mutlaka yapıyoruz.”