Sağlıklı gebelik için neler yapılmalı?
Her kadının sağlıklı bir gebelik süreci yaşayarak sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek istediğini belirten uzmanlar, sağlıklı gebelik için doğum öncesi bakımın gebelik öncesi dönemde başlatılması gerektiğini ifade ediyor. Gebelik öncesi ve sonrasında beslenmenin son derece önemli olduğunu vurgulayan Öğr. Gör. Esra Tavukçu, gebelikte yapılan egzersizlerin de fayda sağladığını belirterek haftada 5 gün günde en az 30 dakika orta tempoda egzersiz yapılmasını tavsiye ediyor. Tavukçu, hem bebek hem de ebevyn sağlığına olumsuz etkileri sebebiyle anne ve baba adaylarına gebelik öncesinde sigara, alkol ve madde kullanımını bırakmalarını öneriyor.
Öğr. Gör. Esra Tavukçu, sağlıklı bir gebelik dönemi için gebelik öncesi ve sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu, tavsiyeler paylaştı.
Bakım gebelik öncesinde başlatılmalı
Her kadının sağlıklı bir gebelik geçirmek ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek istediğini belirten Öğr. Gör. Esra Tavukçu, “Sağlıklı bir gebelik, doğum ve doğum sonu süreç için doğum öncesi bakımın gebelik öncesi dönemde başlatılması gerekiyor. Kadınlar gebeliklerinin farkına varıp ilk gebelik kontrolüne gelinceye kadar organogenezis yani anne karnındaki bebekte organ gelişimi süreci tamamlanmış oluyor. Başka bir deyişle, gebelik öncesi riskler saptanmamış, sakatlıkların ve kalıcı hastalıkların önlenmesi için geç kalınmış, müdahale fırsatları kaçırılmış oluyor.” dedi.
Olumsuz etkiler önemli oranda azaltılıyor
Gebelik öncesinde müdahale edildiği takdirde gebelikteki müdahalelere kıyasla kronik hastalıkların, zararlı alışkanlıkların ve enfeksiyonların bebek üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin önemli oranda azaldığını vurgulayan Öğr. Gör. Esra Tavukçu, “Bu nedenle tüm bu olumsuz sonuçları önlemek, anne ve çocuk sağlığını yükseltmek için gebelik planlayan tüm çiftlerin prekonsepsiyonel bakım olarak ifade ettiğimiz gebelik öncesi bakımı almaları büyük önem arz taşıyor. Prekonsepsiyonel bakım kapsamında çiftler beslenme, gebeliğin erken döneminde ilaç kullanımı, radyasyon maruziyeti, aile hikayesi ve genetik risk, teratojenlere maruz kalma durumu, sigara ve madde kullanımı, aşılanma, yüksek riskli davranışlar ve çevresel etmenler ile ilgili parametreler doğrultusunda değerlendirilerek gebelik öncesinde gerekli önlemleri alma şansına kavuşurlar.” diye konuştu.
Gebelikte beslenme ve egzersize önem verilmeli
Beslenmenin gebelik öncesi ve sonrası dönemde son derece önemli bir konu olduğuna dikkat çeken Tavukçu, “Kadınlarda beslenme yetersizliği anne ölümlerinin yüzde 20’sinde etkiliyken, ölü doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebek erken doğum için önemli bir risk faktörüdür. Sağlıklı bir gebelik için anne adaylarının yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazanmaları gerekiyor. Bu alışkanlığın da gebelik öncesi dönemden başlaması oldukça önemli. Gebelikte yapılan egzersizlerin ise gebeliğe bağlı şeker hastalığı görülme oranlarında azalma, sezaryen doğum ve müdahaleli vajinal doğum oranlarında azalma ile ilişkili bulunduğu biliniyor. Bu doğrultuda gebelik planlayan kadınlara haftada 5 gün, günde en az 30 dakika orta tempoda egzersiz yapmaları öneriliyor.” ifadelerini kullandı.
Sigara ve alkole gebelik öncesinde veda edilmeli
Tavukçu, ‘Gebelikteki sigara kullanımının anne karnındaki bebekte gelişme geriliği, düşük doğum ağırlıklı bebek, erken doğum, ölü doğum, plasental bozukluklar ve dış gebelik ile ilişkili olduğu biliniyor’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Baba adayının sigara kullanımı ise sperm kalitesini olumsuz etkiliyor. Alkol bilindiği gibi teratojenik yani anne karnındaki bebekte anomalilere neden olan bir maddedir. Gebelik öncesi dönemde alkol tüketiminin üreme hücreleri üzerine olumsuz etki yarattığı ve konjenital kalp defekt riskini üç kat arttırdığı biliniyor. Gebelikte alınan alkolün ise gebeliğin ilk üç ayında gebelik kayıplarına neden olduğu, daha sonraki aylarda ise erken doğum riskini artırdığı ve santral sinir sistemi gelişimini etkileyerek zeka geriliğine neden olduğu belirtiliyor. Bu nedenle sigara, alkol ve diğer madde kullanımı olan anne ve baba adaylarının bu alışkanlıklarını gebelik öncesi dönemde bırakmış olmaları gerekiyor.”
Tetkikler ile riskler tespit edilebiliyor
Gebe kalmak isteyen kadınların en az üç ay öncesinde bir sağlık profosyonelinden danışmanlık ve bakım hizmeti alması gerektiğini ifade eden Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Öğr. Gör. Esra Tavukçu, “Ayrıntılı hasta hikayesi, genel muayene ve tetkikler ile gebelik açısından riskler tespit edilmeli” dedi ve bu doğrultuda yapılan kontroller sırasında kadınlarda uygulanan tetkikleri şöyle sıraladı:
- Geçmiş hikayesi
- Fiziksel Muayene: Fizik Muayene ile kadının hayati bulguları (nabız, solunum, ateş tansiyon) , boy-kilo durumu değerlendirilir. Fiziksel postürü, cilt, göz muayenesi, ele gelen kitle vb. değerlendirilir. Meme muayenesi yapılır. Rahim ve yumurtalıklar USG ile kontrol edilir. Gerekirse EKG muayeneye eklenir.
- Laboratuvar Bulguları: Tam kan testi (Hemogram), kan grubu tayini, tam idrar testi, açlık kan şekeri, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, kanama profili (kanama ve pıhtılaşma zamanları, APTT, PTT, fibrinojen), Hepatit B, Hepatit C, HIV testleri, TSH, TORCH testi (Toxoplazma, Rubella, CMV, Herpes) enfeksiyonları araştırılır.
- PAP Smear testi: Pap smear serviks kanseri taramasında standart olarak kullanılıyor. Test, servikal kanseri erken dönemde belirlemekle birlikte klamidya ve trikomanas gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların da tespitin de kullanılmaktadır ve gebelik planlayan kadınlarda mutlaka yapılması gerekiyor.
- Tekrarlayan düşük hikayesi varsa genetik incelemesi yapılır.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Grip misin yoksa nezle mi? Grip, nezle ve soğuk algınlığı arasındaki farklar ne? İşte ayırt etmenin yolu
Vücutta 300'den Fazla Reaksiyonda Görevi Var! Eksikliğinde En Sık Görülen Belirti Kas Krampları... Magnezyumun Önemi
Ağız Kanseri Riski: Erkeklerde 2 Kat Fazla Görülüyor! Belirtileri Göz Ardı etmeyin...
Gözden Kaçan En Önemli Salgın! Mide Ve Bağırsak Kanserlerini Tetikliyor! Bulaş Yaşı Çocukluk Çağına Kadar İndi
Uzman İsimden Korkutan Uyarı: 2050 Yılında, Dünya Nüfusunun Yarısı Miyopi Olacak Diye Tahmin Ediyoruz