YEŞİLAY Yönetim Kurulu üyesi, Psikolog, Doç. Dr. Mehmet Dinç, e-sigara tasarımının rengârenk ve çok çeşitli aromadan oluşmasının genç yaş kullanımını tetiklediğini belirterek, diyor ki: “Şu an ‘dumansız’ hava sahası diye bir şey başlatmışlar. Sigara kadar duman çıkarmadığı için sigara olmadığı ve dolayısıyla zararlı olmadığı, bağımlılık yapmadığı gibi bir algı yaymaya çalışıyorlar. Oysa bu, tütün endüstrisinin yeni bir pazarlama stratejisi. Yoksa puff sigaraların bağımlılık yapıcı etkisi ve zararları bilinen tütün ürünlerinden bile tehlikeli. Ancak bu yeni taktik, özellikle gençler arasında, tutmuşa benziyor. Puff, ‘havalı’ görünmenin, bir zümreye ait olduğunu göstermenin, ‘görünür’ olmanın bir yolu gençler arasında. Böyle bir kültür oluştu maalesef.”
ONLARI ‘MEŞGUL’ EDİN
Türkiye’nin, Fransa’dan önce davranarak tek kullanımlık PUFF, e-sigarayı yasakladığını hatırlatan Doç. Dr. Dinç, “Eğer bu adım atılmasaydı yaygın kullanımı daha yüksek bir düzeyde olabilirdi. Peki bu yeterli mi? Değil” diyerek şunları öneriyor: “Türkiye’de sigara ile mücadele ‘arzı azaltma’ üzerine kurulu. Bu, bağımlılık ile mücadele için önemli bir strateji ama yetmez. Talebi azaltma konusuna da çalışılmalı. Gençler arasındaki bu yeni kültüre alternatif başka bir kültür oluşturulmalı. Mesela, Türkiye’de yakın zamanda sporcularımızın kazandığı başarılar çocuklar-gençler için cazip bir başlık. Spor üzerinden mesajlar verilebilir ya da daha çok çocuk spora teşvik edilebilir. Ya da aynı şekilde bilim/teknolojik başarılar üzerinden mesajlar verilebilir. Çünkü bu çocuklar, özellikle büyük kentte yaşayanlar, daha çok ‘görülme’, ‘duyulma’ ihtiyacı içinde. Fark edilir ve önde olmak istiyorlar. Dolayısıyla onlara spor, bilim, sanat yolu ile takdir görme, fark edilebilir olma imkanları yaratmalıyız ki ona yönelsinler. Bu sağlıklı zemini oluşturmak elbette devlet ve sivil toplum örgütlerinin olduğu kadar ebeveynlerin ve öğretmenlerin de vazifesi. Ve unutulmamalı ki dördüncü güç: Medya. Desteğiniz, bu konudaki bilinçli yayınlar, çok önemli.”