Prof. Dr. Gürgan: "Erkekle ilgili kısırlık tarihe karışacak"

KAYNAKİHA

Dünya Kısırlık ve Tüp Bebek Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timur Gürgan, artık kişiye, çifte, erkeğe özel tanı ve tedavi metotlarının uygulanmasıyla kısıkta erkeğe bağlı problemlerin yüzde 10’un altına düştüğünü belirterek, "Erkek infertilite tedavisindeki yeni gelişmelerle, bilimin ve teknolojinin de yardımıyla yakın zamanda erkekle ilgili kısırlığın tarihe karışacağını öngörüyoruz" dedi.

Haberin Devamı

Erkek infertilitesinin tedavisinde yeni gelişmeler olduğuna işaret eden Prof. Dr. Timur Gürgan, bilimin ve teknolojinin de yardımıyla artık erkekle ilgili kısırlığın tarihe karışacağını bildirdi. Son 5 yıl içinde yapılan çalışmalardan bahseden Gürgan, “Biz hep sperm sayımlarında veya bazı testlerle ilgili erkeklerin kısır olabileceğini görüyorduk. Ama normal gibi görünen erkek spermlerinin de yumurtayı dölleme kapasitesindeki bozukluktan dolayı hem genetik yapısı hem de yumurtanın içine girebilme potansiyellerinin sıkıntılı olması nedeniyle gebelik oluşmuyordu. Artık kişiye, çifte, erkeğe özel tanı ve tedavi metotlarının uygulanmasıyla artık tedavi edemediğimiz erkeğe bağlı problemlerin yüzde 10’un altına ilerlediğini görüyoruz. Tıbbın yardımcı olamadığı durum yüzde 5’e doğru gidiyor. Yeter ki teşhis edelim, kişiye göre çalışalım ve tedavi edebilelim” diye konuştu.

"Organik sperm"

Prof. Dr. Gürgan, yumurtayla anlaşamayan sperm sendromu nedeniyle çiftlerde çocuğa ulaşmanın geç olabildiğini belirtti. Şiddetli erkek kısırlığı problemleriyle uğraşan ekibinin önemli bir başarısı olduğuna değinen Gürgan, “Sona doğru yaklaşmış, hiç spermi yok gibi görünen vakalarda gelişmemiş spermleri bulup, onları özel metotlarla yumurta içine adapte edip, yumurtanın döllenmesini sağlayarak yaptığımız tedavilerle şu an 3 doğum ve devam eden gebelikler var. Daha iyi dölleyebilen, yuvarlak sperm de denilen round spermi nasıl tespit edebileceğiz ki sağlıklı döllenmiş ve genetik olarak iyi embriyo elde edelim ve doğum oranları artsın. Organik sperm seçimi. Sonuçta spermi organik ortamda özellikle yumurtanın çevresindeki hücrelerden geçebilirliğini kontrol ederek daha iyi spermi seçebilme şansını elde ettik. Ülkemizde de bunlar kullanılabiliyor. Erkek infertilitesi yaşayan kişileri bekliyoruz. Biz hiç sperm bulunmamış ya da bulunamayacak diye söylenen kişileri, raund sperm bulalım da artık son şans için gelelim diyenleri de bekliyoruz. Tedavi süreçlerimizde mikro tese dediğimiz araştırma tekniğini geliştirerek raund spermleri ararken yüzde 28 oranlarında iyi ve gelişmiş spermleri de bulabildik. İşin sonuna geldi denilen erkeklerde teknoloji kullanımıyla bazen çok zorlu; yüzde 8-10 gebelik oranı veren tekniği kullanmaktan ziyade yüzde 20-30’ları veren tekniği kullanma şansını elde ediyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Embriyolog Halil Ruso ise tüp bebek laboratuvarında sperm seçim tekniklerinde ve azospermi vakalarında gerek testis dokusu hazırlama gerekse mikroenjeksiyon sonrası anlaşamama durumlarının etrafından dolaşabilecekleri metotlarının olduğunu söyledi.

"Başarı oranını oldukça yukarı çekiyoruz"

Tüp bebek tedavilerinde döllenme başarısızlığı, bunları belirli kimyasallar veya piezo elektrik aktivasyonları ile döllenme durumlarının büyük çoğunluğunun üstesinden geldiklerinin altını çizen Ruso, “Sperm seçimlerinde çok ileri şekil, hareket ve sayı bozukluklarında mikro akışkan çip teknolojileri, yüksek büyütmeli mikroskopların bize sunduğu avantajları kullanıyoruz. Doğru spermi, doğala daha yakın olan spermi, organik durumları daha iyi olan spermi seçip tüp bebek başarı oranlarını oldukça yukarı çekebiliyoruz. Bu erkeklerde geçerlidir. Bazı erkeklerdeki tüp bebek vakalarının yüzde 10,15’ine tekabül ediyor bu durum. Menide hiç sperm çıkmadığı oluyor. Bunlarda da testis dokusunu ameliyatla alıp, biraz daha farklı bir doku hazırlama metoduyla sperm bulmayı arttırabiliyoruz. Geçmişte sperm bulma oranlarımız yüzde 20’lerde dolanıyorken, özellikle sıkıntılı hastalarda şu an yüzde 30’lara çıktı bu oran. Eğer bu ameliyatlarda sperm bulunamıyorsa, yuvarlak hücre enjeksiyonu metoduyla yaklaşık yüzde 10’a yakın bir gebelik ve doğumlar elde etmeye başladık. Çok izole bir grup haricinde belirli şansları sunabiliyoruz” diye konuştu.