En belirgin klinik özellikleri, adet düzensizlikleri, androjen (erkeklik hormonu) fazlalığına bağlı tüylenme ve sivilcelenme gibi cilt sorunları ve yumurtalıklarda görülen çok küçük kistlerle karakterize bir hastalıktır.Sebebi tam olarak çözülememiş olsa da çevresel ve genetik faktörlerin rol aldığı öngörülmektedir. Yapılan tüm araştırmalarda en önemli klinik ve laboratuvar bulgusu insülin direnci olmasıdır.İnsulin direnci olması sebebi ile bu hastalar çok çabuk kilo alabilmektedir. Bunun sonucunda insülin direnci daha da ağırlaşmakta ve hastanın klinik bulguları daha da kötüleşmektedir. PKOS hastalarında özellikle karın içi yağlanma (viseral yağ) artış çok daha belirgin olmaktadır. Viseral yağlanma insülin direnci konusunda en önemli risk faktörlerinden birisidir. Bunun sonucu olarak dokuların glukoz yani şeker kullanımı zorlaşmaktadır. Bu durum tedavi edilmez ise yıllar içerisinde kilo artışı daha da belirgin hale gelip diyabet görülme riski artmaktadır.
‘PKOS hastalarında Tip 2 Diyabet görülme sıklığı artmıştır’
PKOS’lu hastalarda tanı konulduğu anından itibaren aynı yaş grubundaki kadınlara göre belirgin olarak diyabet görülme sıklığı artmıştır. Özellikle bel çevresi kalınlığı artmış olanlarda, ileri yaşlarda ve ailesinde diyabet öyküsü olanlarda bu risk çok daha belirgin hale gelmektedir. PKOS’lu kadınlarda kontrol grubuna göre diyabet gelişime zamanı 4-6 yıl önce olabilmektedir. PKOS tanısı konulduğu anda bu hastalarda bozulmuş glukoz toleransı, reaktif hipoglisemi gibi glukoz metabolizma bozuklukları %30 oranında görülebilmektedir. Tanı anında PKOS hastalarının yüzde 8-10’unda diyabet saptanabilmektedir.İlerleyen zamanlarda 40-50 yaşa geldiklerinde, PKOS hastaların aynı yaş grubundaki diğer kadınlara göre 6-7 kat daha fazla diyabet geliştirme riskine sahiptir. Bu nedenle PKOS hastalığı diyabet açısından çok yüksek riskli bir grup olarak yakın takip edilmesi gerekmektedir.