‘HASTALIK İLERLEDİKÇE CERRAHİ YÖNTEMLER DÜŞÜNÜLÜR’
Parkinson titremesinin tipik özelliğinin dinlenme halindeyken yani uzuv hareketsizken ortaya çıkması ile olduğunu söyleyen Aytürk, şunları kaydetti:“Titreme sıklıkla bir elde, bazen de bir ayakta ortaya çıkar. Bazen dili, dudakları veya çeneyi etkileyebilir. Ancak Parkinson hastalığı baş veya ses titremesine yol açmaz. Titreme, uyku sırasında ve istemli bir hareket sırasında kaybolur. Sinirlilik, yürüme, stres, heyecan ve aşırı zihinsel faaliyetler titremeyi artırır. Bu nedenle hastalar toplum içinde sıkıntıya girebilir ve sosyal ortamda bulunmaktan kaçınabilir. Parkinson hastalığı tanısı konulduğunda dopamin eksikliğini giderici veya takviye edici tedavilere başlanması önerilmektedir. Parkinson tedavisine ağızdan verilen ilaçlar ile başlanır. Parkinson hastalığı ilerledikçe ağızdan alınan ilaçlar giderek yetersiz kalabilir. Bu durumda cerrahi yöntemler düşünülür. Cerrahi öncesi veya cerrahiye uygun olmayan hastalarda ilaç, cilt altına konulan küçük bir iğne ve buna bağlı bir pompa aracılığıyla sürekli verilmesi, karından açılan küçük bir delikten bağırsağa uzatılan küçük bir hortum ve bir pompa aracılığıyla ilacın sürekli uygulanması kullanılabilecek diğer iki yöntemdir.”
PARKİNSON HASTALIĞINDA EGZERSİZİN ÖNEMİ
Parkinson hastalığının tedavisine ek olarak mutlaka egzersiz yapılması gerektiğini vurgulayan Dr. Aytürk, “Parkinsonlu hastalar için egzersizde amaç, yürüme ve denge bozukluklarının, titremenin azalması, esneklik ve kavrama gücü, motor koordinasyon ve duruş bozukluklarının, kaslarda spazmın azalması, fonksiyonlarının devamlılığını sağlamaktır. Ayrıca egzersiz, hastaların zihinsel gelişimi için de oldukça önemlidir” dedi.